Hıçkırıklarım artarken ağlamam da şiddetleniyordu. Elimdeki içeceği çöpe fırlatırken dizlerimin üzerine çökmüştüm bile. Tüm ülkede ünlü bir iş insanıyla boy boy -ve hoş olmayan- fotoğraflarım vardı. Kerim'i seviyordum... Karısı hamileydi ve hamile olması o zamanlar umrumda bile değildi. Onun umrunda değilken neden benim umrunda olsun ki? Ama artık umrumdaydı. Çünkü kadının doğumuna birkaç gün kalmıştı ve kadının düşük tehlikesi vardı. Kerim gençti, ben ondan gençtim. Daha lisedeydim! Evet, 28 yaşında genç bir iş insanıyla 17 yaşındaki bir kızın yasak aşkı! Telefonum susmak bilmiyordu ve ben artık bıkmıştım. Kimin aradığına bakmadan açtım.
"Ne var!"
"Meis hanım, Kerim bey birazdan şoförüyle sizi almaya gelecek yerinizi bildirebilir misiniz?"
"Bakın bu, bu çok yanlış ben bunu çok geç fark ettim lütfen Kerim'e de bunu iletin."
"Lütfen zorluk çıkarmayın Meis hanım." Kadının oldukça ısrarcı sesine karşın direnemedim ve yerimi söyledim. Birkaç dakika sonra siyah, lüks bir araç önümde durmuştu. Küçük adımlarla arabaya bindim.
"Beni çok endişelendirdin." Şoförle aramızda bir cam vardı. Bu yüzden bizi duyma gibi bir ihtimali yoktu.
"Kerim, bu çok yanlış. Senin karın hamile! Ben nasıl böyle bir yanlışın içine düştüm anlamıyorum."
"Ben o kadını sevmiyorum! Onunla evlenmem için beni babam zorladı!" Bağırıyordu.
"Bana bağırma! Sakın! Ben Ceyda değilim. Bana ona bağırdığın gibi bağıramazsın."
"Stresliyim, anla beni. Gazetelerle, televizyonlarla ve diğer tüm medya ekipleriyle konuştum. Fotoğrafları kaldırıyorlar."
"Teşekkür ederim."
"Benimle nasıl tanıştığını hatırlıyor musun?" Hatırlıyordum. Beni arkadaşlarımla dışarıdayken görmüş, söylediğine göre ilk görüşte aşkmış. İki hafta boyunca bana çikolata, çiçek, takı gibi şeyler göndermişti. Kim olduğunu bilmiyordum ve öğrendiğimde şiddetle reddetmiştim. 16 yaşındaydım ve bu benim için iğrenç, ayıp, mide bulandırıcı bir şeydi. Ama o pes etmemiş, en yakın arkadaşım Maya'ya olanları anlatmıştı ve biz görüşmeye başlamıştık. Şimdiyse içinden çıkılmaz bir şeyin içerisindeydik.
"Çok eskiymiş gibi söylüyorsun."
"Sen başıma gelen en güzel günahsın." Tekrar ağlamaya başlamıştım.
"Kerim, Ceyda doğurmak üzere. Ve o çocuk senin de çocuğun!"
"Biliyorum..."
"Adama beni eve bırakmasını rica edebilir misin? Bazı şeyleri toparlamamız gerek ve bu yüzden zamana ihtiyacımız var. Üstelik açıklama yapmam gereken bir ailem de var."
"Ben de geleceğim."
"Ne?"
"Sen bunu tek başına yapmadın. Biz birlikte yaptık ve ailenin bu konuda yumuşak davranacağını sanmıyorum."
"Seni seviyorum... Bu bazen kendimden nefret etmeme sebep oluyor ama olsun." Ona sarılmıştım o ise saçlarımı okşuyordu. Geldiğimizi anladığımda beni çenemden öpmüştü. Elimi güç verircesine sıkmıştı.
Evin kapısına geldiğimizde bacaklarımın geri gitmemesi için kendimi sıkmak zorunda kalıyordum. Elim yavaşça kapı ziline gitti. Kapı açıldığında karşımda bana hayal kırklığına uğramış ama asla öfke taşımayan gözlerle bakan abim duruyordu.
"Hoşgeldin-iz." Kerim'i fark ettiğinde biraz sinirlenmişti.
"Merhaba, ben Kerim. Kerim Atay."
"Merhaba Kerim, ben de Meis'in abisi Çağlar. İçeri geçin." İçeri geçtiğimizde annem ve babam perişan halde gözüküyorlardı. Annem kumral saçlarını at kuyruğu yapmış tekli koltukta oturuyordu. Babam ise karşısındaki koltukta başını ellerinin arasına almış ve kollarını masaya dayamış şekilde duruyordu. Çekingen tavırlarla geniş koltuğa oturdum. Ardından Kerim de yanıma oturdu.
"Ne yaptın? Ne söyledin de kızım seni kabul etti!" Babamın bağrışıyla gerildim.
"Efendim, isterseniz açıklayayım. Bizim Meis'le olan ilişkimiz bir yıldır sürüyor. Evet, yaptığımız hoş değildi ama biz pişman da değiliz."
"Evet, ben Kerim'i seviyorum o da beni gerçekten seviyor. Zaten bir süre sonra siz de kabul edeceksiniz." Annem sinirlenmişti.
"Seni seviyor, öyle mi? Bu yüzden mi bir yıldır ne boşandı, ne de 'seni severken' çocuk yapmaktan geri kaldı!" Kelimeler bana bıçak gibi saplanırken gözlerim doldu.
"Efendim, oldukça haklısınız ama o zamanlar babamın son zamanlarıydı ve torunu olsun istiyordu. Boşanmayı da denedim ama karım -Ceyda- boşanmaya yanaşmadı ve sorun çıkardı. Zaten benim ailemdeki bireylerin çoğu Meis'i tanıyor."
"Allahım sana geliyorum!" Annem bağırırken aniden gelen gülme isteğimi zorlukla bastırmıştım.
"Anne iyi misin?" Çağlar'ın burada olduğunu neredeyse unutuyordum.
"Bakın, en iyisi biraz zaman geçsin biraz da biz düşünelim sonra tekrar konuşuruz." Dedi babam. Kerim başını yavaşça salladı. O evden çıkarken aklında olan tek şey bundan sonra hayatımın tamamen değişeceğiydi.
Lütfen kitabı okurken önyargıyla yaklaşmayın. Ya da ahlak dersi vermeyin. Benim kurgum bu. Sizi seviyorum💞💞
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEİS
Romanzi rosa / ChickLitKendinden 11 yaş büyük ve evli bir iş adamıyla ilişki yaşayan 17 yaşındaki Meis'in hikayesi... Ahlak dersi vermek için gelen lütfen geri dönsünler, bu sadece bir kurgu. Giriş Bölümünden Kesit Hıçkırıklarım artarken ağlamam da şiddetleniyordu. Elimd...