Cadılar Konseyi

CK\Katil -2-

Sonunda ikimizde nefes nefese kalmıştık. Ellerim boynuna dolalı, alınlarımız ise birbirine yapışıktı. Elleri kalçam ile baldırım arasında gidip geliyordu. Derin derin nefesler alıyorduk. Hissetiğim bu duygu inanılmazdı. Daha yeni tanıdığım bu adam -ki sadece adını biliyorum- bana harika duygular yaşatmıştı. Daha fazlası için her şeyi yapardım sanırım.

Gözleri gözlerimi buldu. Bu kahve gözler nedense pişmanmış gibi bakıyordu. Bir süre baktıktan sonra arkasını dönüp kemerini bağladı ve dışarı çıktı. Aynı şekilde arkasından çıktım.

"Hey?" deyip omzuna dokundum. Arkasını dönerek ne var dercesine baktı.

"Aa şey yaptığımız şey... harikaydı!" deyiverdim. Şu an çok acınası bir haldeydim gerçekten. Gülmeye başladı.

"Noldu?" gülerek sordum.

"İlkin miydi?"

"Ne?"

"Bakire miydin demek istedim." cevap vermedim ama evet gibi gülümsedim anlamıştı tabi.

"Bak seni üzmek istemem önüme gelen herkesle de sevişmem sadece kafamı dağıtmam gerekiyordu. O yüzden..." 

"Ne yani benimle kafanı dağıtmak için mi seviştin?"

"Hayır senden hoşlandım iyi bir kıza benziyosun. Üzgünüm" deyip gitti. 

Bu da neydi. Ben muhteşemken bu nasıl üzgün olabiliyordu. Peşinden gitmeyecektim tabiki de. Çıkıp Skylar'ın yanına gittim. Aynı şekilde oturmaya devam ediyordu. Etrafta kadın falanda görülmüyordu. Gittiğimden beri çok uzun süre geçmemişti demek ki.

"Hey nerelerdeydin? Seni merak ettim gidiyoruz birazdan."

"Sıra vardı da" ona bir ople ile seviştiğimi söylemeyecektim.

"Neyse gidelim mi?"

"Hiç gitmek istemiyorum aslında"

"Bende ama mecburuz eğitimi bitirdikten sonra istediğin zaman buraya gelebilceksin. Hadi gidelim" deyip sırtımı ovaladı. Skylar'a çok değer veriyordum o olmasa çoktan pes etmiştim belki.

.........................................

Üstümde yorgunluk vardı. Hemen uyumak istiyordum. Duş almak için küveti doldurmaya başladım vanilya kokusunu da içine boşalttım. Sıcaklığı elimle kontrol ettim harika! Hemen girip uzandım. Şu an bu sudan daha iyisi olamazdı. Gözlerimi kapadım. 

*Soğuk suyla titreyerek sudan kafamı çıkarttım. Neredeyse havasız kalıyordum. Su nasıl soğumuş olabilir o kadar uzun süre kalmadım ki. Her neyse. Havlumu göğüslerimden aşağı doğru dolayıp odama geçtim. Burası benim odam değildi. Üstüm birden değişmişti. Eski zaman kıyafetlerinden olmuştu. Aslında yakışmadı da değil. Yuvarlak bir masada insanlar toplanmıştı. Bu insanlar eski konsey üyeleriydi fotoğraflarını konseyde görmüştüm. Neler oluyor? Bunlara anlam veremiyorum.

"Hoş geldinizi Bayan Pierce" dedi bana bakarak en başta oturan. 

Tam konuşacakken birinin içimden geçtiğini hissettim. İçim dışıma çıkmış gibi oldu. 

"Selamlar."

"Anne." annem nasıl burda olabilirdi. o konseyden hiç olmamıştı. Seslendim ona ama beni duymadı. Hiç biri duymuyordu. 

"Bizde sizi bekliyorduk Bayan Pierce, artık başlıyabiliriz." 

Orda durmuş onları izliyordum.

"Bildiğiniz üzere burası artık kural ile geçinen bir kasaba haline geldi. Kurallarımızdan birini söylemek ister misiniz Bay Cluen?"

"Şehire istediğimiz zaman gidemeyiz." dedi Bay bilmem ne.