Jungkook'un belki de 5. vuruşunda açtım gözlerimi. Derin bir nefes aldı.
''Salak kız! Korkuttun!''
Birşey demeye gücüm yoktu. Son nefeslerimi alıyordum.
''Da-daya-na-namı-ıyor-yor-um'' dedim fısıltıyla.
''Hayır! Lan dayan! Ölme!'' Hoseok yardım et!''
Hoseok dediği arkadaşı gelip yarama baktı.
''Morfin vermemiz gerekiyor.'' dedi
''Evde hiç morfin kalmadı ki!''
''Daha fazla kan kaybetmesine izin veremeyiz! Morfin vermeden dikeceğim.''
''Canı fazla yanar Hoseok!''
'' Ölmesinden daha iyidir! Malzemeleri getir Jungkook! Acele et!''
Jungkook aceleyle bir takım malzeme getirdi. Hoseok dikmeye başlayınca canım daha daa yandı. Böyle bir saçmalık olamazdı! İğne derime batıp çıkıyordu ve bunu hissediyordum! Çığlık attım.
''ÇOK ACIYOOOOOOR!''
Jungkook gelip elimi tuttu.
''Elimi sık!''
''N-ne?''
''Sık işte!'' dedi. Bende tüm gücümle sıktım. Canım çok yanıyordu. Sıkmak biraz iyi gelmişti ama acıyı dindirmemişti. Nasıl dindirebilirdi! Ölsem daha iyiydi! Gerçi zaten ölecekmişim gibi hissediyordum acıdan.
Hoseok ''bitti''deyince nefesimi verdim ama canım hala fazlasıyla yanıyordu. Hoseok aklımı okurcasına konuştu ;
''Ağrın olabilir. Bunun için dinlenmem lazım. Elinden geldiğince hareket etmemeye çalış.''
Ne kadar da rahat konuşmuştu! Ben burada ölüyordum! Ama ne yapabilirdim ki! Kafamı salladım ve benim gelmemi bekleyen uykuya kendimi bıraktım.
Uyandığımda saat gece yarısıydı. Susamıştım. Kalkacağım sırada Jungkook seslendi;
''Kalkmayı düşünmüyorsun değil mi?!''
Bir anda yerimden fırladım ve canım yandı. Ağlamaya başladım.
''Başıma bela aldım resmen. Sulu gözlerden nefret ediyorum!Ne almak için kalkacaktın?''
Titrek sesle cevap verdim; Su a-almak isti-yo-yordum da.
''Bana söyleyebilirdin!''
''Bu saatte uyanık olacağını bilemezdim.''
Bana nefret dolu bir bakış attı ve mutfağa gitti. Az sonra da elinde bir bardakla döndü.
''Al!''
Uzattığı bardağı almaya çalıştım ama yaram acıdı tekrardan. Acıyla ufak bir çığlık attım.
''Bir su içmeyi bile beceremiyorsun! Birde bana çıkma teklifi ediyordun! Senin gibi bir beceriksizi kim ne yapsın?!''
O an sinirim tepeme çıktı. Bir oyun yüzünden buradaydım ve bu haldeydim. O an aklıma dank etti; Arkadaşlarım bıçaklandığımı görünce neden hiçbir şey yapmamıştı ki? Ya da neden Jung Woo yerine başka birisi gelip de beni bıçaklamıştı?Şerefsiz şey! Ben bunları düşünürken Jungkook eliyle çenemi sert bir şekilde kavradı ve bardağı ağzıma doğrulttu. O an amacını anladım. Su içirmeye çalışıyordu. Susadığım için yaptığı harekete ters bir şey yapmadım. Su bitince elini çekti. Minnet dolu gözlerle baktım.
''Teşek-''
''Gerek yok!''
''Niye hep lafımı kesiyorsun sen! Bir bekle ne diyeceğimi duy!''
''Uzun laf sevmem!''
''Şimdiye kadar ben seni dinledim şimdi dinleme sırası sende!'
''Ha-''
''Sakın lafımı keseyim deme! Ben sana isteyerek çıkma teklifi etmedim!
''Ne yani, istemeyerek(!) mi ettin? Hah??!''
''Sana lafımı kesme dedim! Oyun yüzünden çıkma teklifi ettim sana! Yoksa sana niye isteyerek çıkma teklifi edeyim ki?! Yoldan geçen ilk kişiye çıkma teklifi edecektim,şansıma(!) ki sen çıktın karşıma. Ay yaşlı bir amca çıktığını düşünemiyorum bile! Gerçi senin ne farkın var ki!?''
''Heyy o da ne demek oluyor?!''
''Aksisin,huysuzsun,gülümsemiyorsun ve en önemlisi korkutuyorsun!''
''Ben mi aksiyim!''?
''Yok, zaten ben kendi kendime kaba cevaplar veriyorum, kendi kendime atarlanıyorum!''
Ağzını açıyordu ki telefon çaldı. Karşıdaki kişiyi dinleyince yüzü gerildi. Sinirlenmişe benziyordu. Telefonu kapatınca ''lanet olsun'' dedi.
''Ne oldu?''dedim korkuyla.
''Bir hafta içinde birlikte yurt dışına çıkıyoruz.!!
Pikaçularımm 💛 Yorum yapın. Bu hikayenin saçma olduğunu düşünüyorsanız bile yorum yapın ki hikayeyi bir daha gözden geçireyim.🎈
![](https://img.wattpad.com/cover/176047188-288-k487863.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Doğruluk mu Cesaret mi?
FanfictionBir Oyunla Hayatının Aşkını Bulabilir Mi İnsan? ⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓ ৳Her şey bir oyunla başlamıştı. ৳Ve bu oyun Eun Bong Hee'yi hiç iyi yerlere sürüklememişti.