''Oyunun kurallarını açıklıyorum;''
Hepimiz ''hadiiii!'' diye bağırdık bir ağızdan.
''Oyunda denilecek herşey doğru olacak ve cesaret için yapılacak olan her neyse onun için yemin edilecek ve yapılacak. Sözden cayma yok tamam mı?''
İlk başta itiraz etmek istemiştim ama Soo Bin'le Joon Hyuk yemin edince ben de birşey demeden sustum.
''Ya Eun Bong Hee,sakın bana kabul etmeyeceğini söyleme!.'' dedi Soo Bin.
''Tamam. Mecburum buna. Umarım sonunda başımıza kötü bir iş gelmez.''
'' Bong Hee, bu kadar korkak olma canım.'' Deyip göz kırptı Jung Woo.
'' Ne de olsa sen alışıksın böyle şeylere Woo. Ama ben değilim. Başıma bir iş gelse ne der annem bana?!''
''AAAAAH! Çıldırmak üzereyim.Bu kız da hep ailesini düşünüyor. Merak etme Bong Hee ben savunurum seni. Yeter ki yemin et.!'' dedi Jung Woo
Derin bir iç çektim.
''Tamam,yemin ediyorum.''
''O zaman başlıyoruz.'' dedi Jung Woo.
''İlk ben çeviririm.!'' diye atıldı Soo Bin.
Hepimiz kabul ettik.Çevirdi ve kapak tarafı ona alt tarafı da bana geldi.
''Eveeeet, doğruluk mu cesaret mi Bong Hee Hanım?'' dedi Soo Bin.
''Do-''
''Doğruluk demiyeceksin değil mi Eun Bong Hee?!'' dedi Jung Woo.
''Sakın böyle birşey yapma!'' dedi Joon Hyuk.
''Pekiiii,pekiiii cesaret diyorum.''
Soo Bin'in yüzünde bir gülümseme oluştu ama bu sinsi gülümsemeydi. Neler planlıyordu bu kız? Hemen Jung Woo'nun ve Joon Hyuk'un arasına oturdu ve duyamıyacağım şekilde bir şeyler fısıldadı.
''Hey! Ne söylüyorsun orada Soo Bin,bende duymak istiyorum.''
Hemen eski yerine oturdu.O sırada Woo'yla Hyuk'da çaktırmadan gülüyorlardı.İyice sinirim bozulmaya başlamıştı cidden. Kesin bir şeyler planlamışlardı.
''Tamam Bong Hee. Cesaret dedin madem buna yakışır bir şey diyelim değil mi?'' dedi Soo Bin.
Başımı umutsuz ve bir o kadar da tedirgin şekilde olumlu anlamda salladım.
''Uzun zamandır sapsın. Seni tanıdığımdan beri.Üniversite sondasın hala sapsın bee! Ben de senin için güzel bir şey buldum canım, haa sakın yapmıycam deme yemin ettin!''
Bu konulardan nefret ediyordum. Neymiş sapmışım! Bana ne erkekler(!) gelmişti de geri çevirmiştim. Ama bunlara laf anlatamazdım. Başımı salladım yine.
''Sahildeyiz biliyorsun. Şurada da sahil yolu var.''
Eliyle sahil yolunu işaret etti.
''Orada ilk karşına çıkana çıkma teklifi edeceksin.Eğer kabul etmezse onu elde edene kadar peşinden koşacaksın.Kabul ettiği zamanda bunun bir oyun olacağını söyleyeceksin. Bu kadaaaarrr.''
Gözlerim fal taşı gibi açılmıştı.
''NEEEEEEEY??! Hayır Soo Bin kattiyen olmaz. Ya karşıma bir kız çıkarsa ya da yaşlı biri. Yok yok istemiyorum.''
''Yemin etmeyecektin o zaman prenses.'' dedi Jung Woo.
''Etmiyecektim ama sizin elinizden kurtulmak mümkün mü!!?''
O an tek istediğim ağlamaktı. Ama sağ olsun Soo Bin buna bile izin vermeden kolumdan tutup sahil yoluna doğru çekiştirmeye başladı. Elinden kurtulamayacağım için gözlerimi kapattım ve kendimi olmayan şansıma teslim ettim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Doğruluk mu Cesaret mi?
FanficBir Oyunla Hayatının Aşkını Bulabilir Mi İnsan? ⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓ ৳Her şey bir oyunla başlamıştı. ৳Ve bu oyun Eun Bong Hee'yi hiç iyi yerlere sürüklememişti.