''Bırakın beniiii!''
Bunu kaç defa dememe rağmen bırakmamışlardı. Sadece görevlerini yapıyorlarmış gibi tepkisiz kalıyorlardı Jungkook'la Hoseok. İyice sinirlendim.
''YHAA TAMAM BIRAKIN BENİ! Kendim yürüyebilirim!''
En fazla birkaç saniye yüzüme bakıp tekrar ifadesizce yürümeye başladılar. Ayaklarım yere bile değmiyordu bu yüzden ayaklarımı havada sallıyordum ve kurtulmaya çalışıyordum ama olmuyordu. Tahminimden de fazla güçlülerdi. En sonunda gerçekten sinirlendim ve birkaç teknik uyguladım. Hassas bölgelerine vurunca ikis ide acıyla inleyerek beni bıraktılar. Böyle olacağını düşünmemiştim ama basit olmuştu.* O kadar basit değil!* Nereye gittiğimi bilmeden çılgınlarcasına koşmaya başladım. Bir yandan da iç sesimi susturmaya çalışıyordum. Arkamdan geldiklerini az çok tahmin ediyordum. Bu yüzden hemen bir ara sokağa girdim. Sonra sağa tekrar sağa ve sola döndüm. Önümde birden Hoseok belirince yerimde sıçradım. Geri dönecekken kollarını iki yana açmış küçümseyen ve bir o kadar öfkeli bakan bir Jungkook'la karşılaştım. Kaçacak yerim olmadığından kollarımı teslim olmuşçasına yukarı kaldırdım. Bunlardan asla ve asla kaçamayacaktım belli ki...
🎈Sevgiler pikaçularımm 💛
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Doğruluk mu Cesaret mi?
FanfictionBir Oyunla Hayatının Aşkını Bulabilir Mi İnsan? ⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓ ৳Her şey bir oyunla başlamıştı. ৳Ve bu oyun Eun Bong Hee'yi hiç iyi yerlere sürüklememişti.