Taksiden indiğimizde hayatımda gördüğüm en muhteşem ve lüks villa karşıma çıktı. Ben ağzım açık bakarken Hoseok'la Jungkook valizlerini alıp eve doğru ilerlemeye başladılar. Tabi benim valizim yoktu. Hiç eşyam yoktu ki! Bana her şeyi Namjoon'un ayarladığını söylemişlerdi ne yapacağımı sorduğumda. Ben de ilerlemeye başladım. Kapıya geldiğimizde kapıyı çalmamıza gerek kalmadan bir erkek açtı kapıyı. Jungkook hayatımda gördüğüm en soluk ama bir o kadar da güzel bir şekilde gülümsedi.
''Vaay Taehyung!'' dedi ve adını yeni öğrendiğim Taehyung'a boşlukta kalan tek koluyla sarıldı. Taehyung'da gülümseyerek de karşılık verdi ama bu kısa sürdü beni görünce. Hemen boğazını temizledi.
''Beni bir daha böyle göremeyeceksin bu yüzden anın tadını çıkar Bong Hee.'' dedi Taehyung.
''Hey birkaç dakika daha öyle görse bir mahsuru olmaz değil mi Tae!?'' Taehyung Hoseok'u görmesiyle beraber hemen sarıldı. Hoseok 'da karşılık verdi. Yine gülümsedi ama bu da yine kısa sürdü ve daha önce görmediğim bir şekilde ciddiyete büründü.
''İçeri geçin!'' dedi buyur etmekten ziyade emir verircesine. Bizde hemen içeri geçtik. Taehyung önde olduğu için yönümüzü bulmamız zor olmadı. Üst kata çıktık. Burada en belirgin şey her şeyin siyah olmasıydı. Kapıdan halıya varana dek hemde! Büyük kanatlı kapıdan içeri geçtiğimizde 4 tane erkek masa başında oturmuş bizi bekliyorlardı. En başta Namjoon olduğunu tahmin ettiğim kişi oturuyordu. Gülümsedi ve onu tamamlayan gamzesi ortaya çıktı. Başka zaman olsa gamzesine olan hayranlığımı dile getirirdim ama sırası değildi. Zaten klasik bir şekilde gülümsemesi anında söndü ve ayağa kalkıp yanımıza geldi.
''Sana cehennem gibi gözüken, gözüktüğü gibi olmayıp aslında olan cennete hoş geldin.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Doğruluk mu Cesaret mi?
FanfictionBir Oyunla Hayatının Aşkını Bulabilir Mi İnsan? ⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓⁓ ৳Her şey bir oyunla başlamıştı. ৳Ve bu oyun Eun Bong Hee'yi hiç iyi yerlere sürüklememişti.