Ben geldim!
Bölümleri yazıp hop diye hemen diğer bölüme başlıyorum! İçimde güzel bir heyecan var! Dilerim sizlerde okurken bunları alıyorsunuzdur!Yorumlarınızı merakla bekliyorum güzellerim, hepinizi çok seviyorum ve bölüme davet ediyorum. İyi okumalar!
Kerem genç kadını onu arkadaşına bıraktığı andan itibaren merak ediyordu. Evet aklında düşünceler vardı, tahmin ettiği şeyler vardı ancak sadece şüphe idi. Zaten böyle bir durumda olmak zordu bir de bu şüpheyi genç kadına vermek hoşuna gitmemişti.
Nasıl da ağlamıştı!
Kolay değildi biliyordu ve genç kadının da düşündüklerini az da olsa anlayabiliyordu. Söylediği andan itibaren görmüştü kadının kahve gözlerinde; ihtimale inanabiliyordu!
Akşama doğru ise telefonu çalmış, Haldun bey arayarak durumu anlatmıştı. En son kendisi ile görüştüğünü ancak onu arkadaşına bıraktığını söylemiş, karşılık olarak da arkadaşına haber vermeden çıktığını, saatlerdir haber alamadığını söylemişti. En çare olarak kendisi atanmıştı, anlamıştı. O da meraklanmış ama kötü düşünmemeye gayret ederek aramış, ancak artık akşam olmaya başlayınca merakı ve endişesi artarak sinirini tetiklemişti. Kadını bulup gözlerine bakıp 'ne halt ettiğini sanıyorsun!' deme isteği her geçen saat daha da artmıştı.
En son deneyişte ise ondan karşılık aldığında kendini tutamamış, içindeki öfkeyi, kızgınlığı, merakı ortaya koymuştu. Ta ki kadının iç acıtıcı o yorgun, kırgın sesini duyduğunda. O an zaten anlamıştı Kerem kadının içinde kaybolduğunu...
Adresi alır almaz da hızlıca evden çıkıp arabasına atlamış her ne kadar ailesine haber vermek istesede verdiği sözden dolayı böyle bir şey yapmayıp yalnızca hızını arttırırdı. Bu saatte bilmediği bir yerde olması... Böyle bir şehirde ne kadar da telaşlandırıcıydı! Ne yapacaktı diye merak etti Kerem! Açmasa ne yapacaktı?! Bu gaza daha çok yüklenmesine neden olurken ters istikametlerden geçerek kendisine dediği bölgeye hızla ilerledi. En sonunda da oraya vardığında arabayı dar sokaklardan birine park ederek hızlıca indi.
Sokakta ilerlerken etrafındaki insanlara dikkatlice bakıyor, hızlıca analiz etmeye çalışıyordu. Ancak tam da bu saatlerde caddeler işlek oluyordu! Bu tarz şeylerde neden her şey ters giderdi ki?! Caddede dikkat çeken hızlı adımları ile ilerlerken gözleri adeta yer yer genç kadını arıyordu. Tam telefonunu çıkarıp arayacaktı ki; hemen ilerideki bankta oturan genç kadını gördü!
İstemeden derin bir nefes alırken adımları daha da hızlandı. Kadının bedeni kendisine hafifçe çapraz duruyordu ve yüzünü tam olarak göremiyordu ama emindi. Dünkü kıyafetleri üzerindeydi! Adımları fark etmediği bir hızda mıknatısın bir ucunda o var gibi ilerleyip genç kadına vardı ve düşünmeden, ölçmeden parmakları hızlıca merakla ve endişe ile narin kolunu kavrayarak onu orantılı bir güç ile oturduğu yerden kaldırıp kendisine çevirdi!
Aklında söyleyecek bir sürü kelime varken yüzünü kendisine dönmesi ve tüm duygularını, kelimelerini yutmasına neden olan kan çanağına dönmüş, şişmiş gözlerini gördü. Kelimeler boğazına tıkanırken dudakları aralanmış bakışları kırmızı gözlerinde şefkatle dolanmıştı. Hepsi saniyeler içerisinde olurken kadının gözlerinde bu ani tepkinin korkmuş tepkisini gördü. Daha sonra bu görüş ile o korkunun rahatlamaya döndüğüne şahit oldu; içi acıyarak. Diğer eli de yavaşça diğer koluna yerleşirken onu biraz daha daha yakınlaştırdı kendine doğru. Gözlerindeki şefkat ve merak elinde olmadan sesine de yansıyordu;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURTARICI (TAMAMLADI)
Fanfiction"Açık açık söyle bana! Babam gibi misin sen de? Onun gibi acımasız, dayatıcı, kuralcı mısın? Her kadın; birlikte olacağı, evleneceği, çocuklarının babası olarak hayal ettiği adamın babasına, kahraman gibi gördüğü babasına benzemesini ister. Ama ben...