••karşılaşma, açılma, belirsizlik

28 1 0
                                    

29.01.2019
P2

Karşılaşıyoruz. Nerede olduğumuz önemli değil, karşı karşıya geliyoruz. Gözlerim çaresiz ve tutkun bir şekilde üzerinde dolaşıyor.

Kilo mu verdin sen?
Vereceğini söylemiştin de, bu kadar ilgi çekici olacağından bahsetmemiştin. Seni görünüşün için asla sevmedim, asla. Olağanüstü bir görünüşün yoktu, yine de gözlerimi alamazdım; söylesene sevgilim ben şimdi senin yanına nasıl yakışacağım?

Sonunda gözlerim gözlerinde duruyor. Rahat bir şekilde "Selam," diyorsun. "Naber?"

"Selam, iyi sen?" diyorum. Tatilde kendime verdiğim tüm sözleri unuturcasına yakınına gidiyorum. Sana doğru dönüyor, açıkça senden ilgi beklediğimi belirtiyorum. Oysa kendi işime bakacağımı söylüyordum kendi kendime.

Başka zamanaymış, şu an senleyim.
Sen de benle.

Bir yer buluyoruz ve bir süre orada oturuyoruz. Ellerimi kucağımda birleştiriyorum. Tüm içimdekileri birazdan sana aktaracağım. Gitmemeni umuyorum. Kalbim deli gibi atıyor.

"Tatilde seni çok düşündüm," diyorum sonunda. Kafanı kaldırıp bakıyorsun. Yorumsuzsun. Sen beni düşünmemişsin.

"Ne diyeceğimi bilemiyorum," diyorum, ardı sıra ekliyorum.

"Aklımda oldukça yer ediyorsun." Bakmaya devam ediyorsun.

"İyi misin sen?" diyorsun en son. Sanki daha demin ağzımdan çıkanlar önemli değilmiş gibi. Oysa onlar ağzımdan çıksın diye canımı veriyorum ben, senle her konuştuğumda.

"U-uykusuzum," diye cevap veriyorum. Biraz kekeleyerek ama yine durumum iyi. Daha kötü olduğu zamanlar olmuştu.

"Niye ki?"

"Seni düşünüyordum," diyorum bir nefeste. Bunları söylemek cesaret istiyor... Tahmin edemeyeceğim kadar.

"Anladım."

"Buna bir sözün yok mu?"

"Anladım işte," sonrasında adımı söylüyorsun asilce, nazikçe. Sesin inceliyor, ama bu öyle bir incelme değil. İncelik yapıyorsun, bu şekilde konunun kapanmasını sağlıyorsun. Bunları yemiyorum; fakat aksini gösterecek bir şey yapmıyorum. Sen ne istersen o.

Susuyorum uzun bir süre. Hiç bu kadar aciz hissetmemiştim.
"Hayatımdan çıkacak mısın?" diyorum en sonunda.

"Niye çıkayım? Çıkmamı mı isterdin?" Hep böyle saptırıyorsun konuyu.

"Çıkmanı istemediğimi biliyorsun, saçmalama." Kendimi şaşırtıyorum, nasıl bu kadar düzgün konuşabiliyorum şu an? Hep hayallerimde kekeleyeceğimi, saçma sapan şeyler söyleyeceğimi hayal ederdim.
Belki de tüm konsantrasyonumu sana çevirdiğim içindir. Bilemiyorum.

"Ah," diyorsun adımı söylüyorsun, yine o olağanüstü vurgu yeteneğinle beni tavlıyorsun.
"Açık konuşabilmeni isterdim,"

"Seni sevdiğim için," boğazımı temizliyorum, "hayatımdan çıkacak mısın?"

Buraya ilk geldiğimizden beri ilk defa doğruca gözlerime bakıyorsun. Sonunda cesareti bulmuş olmama şaşırıyorsun, belki de rahatlıyorsun. Sen de belirsizlikten nefret ediyorsun; başka türlü rahatlamazsın.

Uzunca bakıyorsun gözlerime, gözlerinde kayboluyorum.
Ve bu hikaye de burada bitiyor. Sen cevabını söylemeden, ben hıçkırıklara boğulmadan, koşar ayak birbirimizden uzaklaşmadan bitiyor. Öylece bitiyor.

everytime we say goodbyeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin