•Son Dansımız•

50 2 4
                                    


Tüm hayallerim
Tüm şiirlerim sonlandı
Son sözümüzle.
Bağlandı son kez bütün her şey.
Kalbimin sesi çıkmadı,
İlk kez gözlerimin gerçekten konuşmasını istedim.
İlk kez onları kullanmam gerekti.
Gitme dedim,
Gözlerimden anladın belki ama
Kararımız kesindi bizim,
Sen gitmesen bile ben giderdim.

Son sözümüz,
Son bakışımız,
Son dokunuşlarımızdı bunlar.
Hem kalplerimize
hem de hayatlarımıza son defa dokunduk
Bu defa usulca
Bu defa ne olacağını bile bile
Sanki son kez dokunuşumuz olduğunu bilmiyormuş gibi
Sanki ruhlarımız ayrılmak üzere değilmişcesine
Tamamen 'hatırlamamak'
Belki de 'unutmak' üzere
Bitirdik işte bir şeyleri

Açıkçası çok istedim beni sevmeni,
Birlikte ne günler yaşayacaktık.
Birbirimizden güç alacaktık ve
Birbirimizin en büyük destekçisi olacaktık.
Olmadı.
Olmaması belki de daha iyi oldu.
Üzgün ve pişman değilim.
Sadece kalbimde bir yerler bu kadar şeyi nasıl bir anda öğrendiğinin şaşkınlığında.
Kalbimi düzelttim.
Beynim seni hatırlıyor bazen.
Anımsıyorum bazı şeyleri yapışını,
Hatırlıyorum bana bakışını.
Nasıl unutabilirim ki,
Şiirler yazıp rüyalarıma giren o gözlerini.
İstemem unutmayı
Ama hatırlamakta da gönlüm yok.

Bir zamanlar açtım dokunuşuna
Detaylarını ezberler,
O yay kirpiklerini ve bal gözlerini herkese anlatırdım.
Tüm dünya bilirdi seni sevdiğimi.
Gerçekten sevdim ben seni,
Destanlardaki gibi büyülü
Rüyalardaki gibi inanılmaz
Ve doruklarıma vardım seni düşünürken.
Kalbim gümbürdedi aynı savaş topları gibi
Ama benimkisi aşktandı.
Tek farkı sevgi olmasıydı.
Saf sevgi olmasıydı.
Seni herkesten koruyup
Kalbini onarmak isteğim
Hep sana duyduğun saf sevgidendi.
Bir annenin çocuğuna,
Bir yaşlının ölüme,
Çalıların yeşile,
Denizlerin maviye,
Öyle sevdim ben seni.
Belirsizimdin sen benim,
Karşılıksızımdın.
Söyle bana hayat,
Karşılık alsaydım nasıl severdim böylesine?

Anne çocuğundan sevdiği kadar karşılık alamaz
Yaşlı ölümü ne kadar beklerse o kadar ömrü uzar
Denizler kendiliğinden mavi değildir
Çalılar sararma riskini alıp suyun olduğu yere uzandıkça uzanırlar.
Bana bunlar bir şeyi hatırlattı.
Bizi,
Daha çok beni.
Beni ve sana duyduğum sevgiyi.

Sana ulaşmak haramdı bana.
Kabuslardaki gibi, koştum koştum ama
Yetişemedim.
Çıktım önüme çıkan tüm duvarlardan.
Tüm 'duvarlarından'
Ama bitmediler, ulaşamadım bir türlü sana.
Daldım, bir dalgıç olmama rağmen
Daldım derinlere, senin derinlerine.
Tam olabilecek en derin yer burası olmalı dediğimde
Gördüm daha derine giden bir çukur.
Kimi zaman bir çukur karşıma çıktı.
İnebilmemin tek yolu atlamak olan.
Atladım.
Ama hiç yere düşmedim.

Hiç çakılmadım yere
Ama hiç ulaşamadım da en yükseğe.
Ne griydi anlaşılan ne beyaz ne de siyah.
Biz öyle bomboş bir şeydik.
Rengimiz bile yoktu bizim.
Hangi şarkı temsil edebildi bizi?
Hangi yazılan şiir hatta yazdığım şiir anlattı gerçekten bizi olduğumuz gibi?
Düşünemiyorum hiç birgün yazabileceğimi öyle bir şey.
Ya da en azından yazacağımı.

Sen benim yağmurlu günümde açan güneştin.
Ama maalesef gökkuşağın belirmedi gökümün en şayan yerinde.
Oysa ayırmıştım sana bir bölüm,
En güzel manzaralı yerinden.
Ne dindi yağmur, ne de ışığını çektin.
Öyleydik biz.
Ben yağmurla yaşamayı,
Sense ışığını bana yansıtmayı öğrenmiştin.
Çoğu zaman çok iyi davrandım ışığına.
Sevdim onu.
Tam öğrendim yağmurumla ışığının nasıl gökkuşağı oluşturabileceğini
Gökkuşağımızı oluşturabileceğini,
Sen kestin tüm ışıkları evrendeki.
Ne kadar yol kat etsem de
Bulamadım senin ışığın gibisini
Çöktü bulutlarım, bir süre yağmurum şiddetlendi.
Öğrendim geçtikçe zaman
Öğrendim daha önceki gibi yaşamayı.
Sensizlik, senlilik kadar koymadı bana.
zaten senliyken sensiz gibiydim ben.
Aksine hapsolmuş ve kısıtlanmıştım sana olan bağlarım nedeniyle.
Zaman geçti,
Kalbim kabullendi
Beynim hep şükrederken
Ama yine de,
Gözlerim arıyor seni nereye değseler usulca.
Rüzgar sert estiğinde tenim merak ediyor biraz seni,
Her zamanki kapüşonlunla üşüyor musun diye.

everytime we say goodbyeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin