"Baba eve gitmemiz gerekmiyor mu?"
Duyduğu sevimli sesle arkasını dönüp kocaman gülümsedi genç adam.
Ve oğluna cevap verdi."Evet ama evde sıkılmıyor musun, biraz eğlenceden zarar gelmez ha?"
Küçük çocuk gözlerini göremeyecek kadar kısan gülümsemesini sundu babasına ve başını salldı.
"Nn"
babası da oğluna gülümsedi ve elinden tutarak çok da uzak olmayan parka doğru adımladılar.
՞ ՞ ՞ ՞ ՞
"Shuhei! neredesiniz, telefonuna neden ulaşamıyorum ve saatten haberin var mı?"
Genç adam kulağına konuştuğunu unutmuş gibi fazlaca bağıran eşine göz devirdi.
"Parktayız Kiko Jimin ile eğlenmek istedik sadece ve geç olduğunu fark etmedik."
Adam umursamazca konuştuktan sonra kadın daha da sinirlenmişti.
"Aptal! Bayan Park Jimin'i fazla dışarda dolaştırmamamız gerektiğini söylemiyor mu?"
Adam karısının fazla paranoyak tavırlarına iç çekti ve konuştu.
"Ya kiko parktayız diyorum en fazla ne olabilir ki? Birazdan geliriz hem Jimin şu an salıncakta-"
Genç adam arkasını dönmesiyle salıncakta oğlunu görememesi bir oldu.
Telefondan gelen bağırışları umursamadan koşuşturdu parkı, seslendi jimin'e ama cevap yoktu.՞ ՞ ՞ ՞ ՞
Etrafta kışın soğuğunun ve akşamın karanlığının getirdiği bir sessizlik vardı.
Genç adam dolu gözleri ile parkı dört dönmüştü fakat minik oğlundan ses seda yoktu.Çaresizce elinde oğlunun şişme montu ve okul çantası ile yürüdü nereye gittiğini bilmeden. Az önce parkta koşuşturan minik oğlu şimdi yoktu.
Montu da yoktu üstünde, terlemişti üstelik. Hasta olabilirdi. Keşke çıkarmasına izin vermeseydim, diye geçirdi içinden.
Henüz yirmilerinin sonunda sorumsuz biriydi ve bu sorumsuzluğunun bedelini küçük oğlu çekiyordu.
"Ya başına bir şey geldiyse, ya yakaladılarsa" bu ve benzeri düşünceler beynini parçalara ayırıyor gibi acıtıyordu.Kan bağı olmamasına rağmen alışmıştı küçüğe. Kendi oğlu gibi, çok seviyordu onu.
Dolu gözleri ve umutsuzluğun verdiği çaresizlik ile yol kenarından ayaklarını sürte sürte yürürken bir ses duydu adam,ardından da acı dolu bir inleme.
Küçük bir çocuğa ait gibi geliyordu.Kendi miniği olabileceği düşüncesi ile hiç tereddüt etmeden atladı yola karşıya geçmek için.
Tanrı'ya şükür tenha bir yerdeydi de düşencesizliği başına iş açmamıştı.Koşarak karanlık ve dar sokağa ilerledi. Vardığında ilk başta hiçbir şey göremese de kısık bir inleme daha duydu. Tenekelerin arasından geliyordu.
Yavaşça ilerledi ve büyük metal kutuların arasındaki küçük boşluğa eğdi kafasını.
Minik Jimin; eli, dizi yırtılan pantolonunun arasından görünen kırmızılığın etrafında, dolgun dudakları da acısını hafifletmeye çalışır gibi yaranın bir kaç santim uzağında üfler halde oturuyordu.
Düşmüştü ve gözleri dolmuştu. Yine de ağlamamıştı çünkü o güçlü bir çocuktu.
Genç adam miniğini görmenin verdiği heyecan ve sevinç ile küçük çocuğun adını bağırdı ve hafifçe sıçramasını sağladı. Ardından hızlıca kollarını minik badene sardı ve oradan çıkardı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Japanese // myg.pjm //
Hayran KurguÜnlü bir oyuncu olan Park Sujin, medyanın melek iş adamıyla aşk yaşar ve ayrıldıktan sonra doğan çocuğu geçmişini unutma umuduyla Japonyalı suçlu bir çifte emanet eder. . Jimin liseye geçtiğinde henüz Kore kültürüne adapte olma aşamasındadır. Oğla...