Önemsiz Düşünceler...

7 2 5
                                    

Merhaba arkadaşlar! Yeni bölümle karşınızdayım, bu bölüm nefesinizi bırakmadan okuyacağınız bir bölüm olacak. Yorumlar ve beğeniler için çook çok teşekkürler bu notu yazmamın sebebi bundan sonra çoğunlukla JANE İN AĞZINDAN YAZACAK olmam. Hepinizi sev-miyorum çünkü sizi tanımıyorum :) herkese iyi okumalar😘🖤💚

JANE('İN AĞZINDAN)

Önceki gün stresten biraz olsun uzaklaşmak için telefonlarımızı kapatıp aynı yatakta koyun koyuna uyumuştuk. Ben uyandığımda Mia hala mışıl mışıl uyuyordu. Saçlarımız dağılmış, birbirine karışmıştı. Yavaştan  kalkıp telefonumu elime aldım.

*7 cevapsız arama: Belle*
*13 mesaj*

Boğuk bir ses çıkarıp mesajlara girdim.

* Jane, evden sesler geliyor.*

  *Jane korkmaya başladım. Nolur yardım et.* (Okudukça dehşete düşüyordum)

  *Emma ya da sana da mesaj atıyorum neden cevap vermiyorsunuz!?*

   *Galiba evimde biri var.*

   *Şuan üst katta bana ne olur ne olmaz diye yaptırdığınız gizli dolap bölmemdeyim. *

*Tıkırtılar devam ediyor. *

*Silahım yanımda. *

  *Sakın beni aramayın şuan bu katta sesimi duyarsa biterim. *

*Ağzına sı*tığımın herifi ne arıyor burada? *

  *Jane Emma ya yazmayı kestim senden umudum var umarım şuan ne kadar polis arkadaşın varsa hepiniz evime doğru yolculuktasınızdır yoksa seni geberticem gerçekten. *

  *Jane ellerim ayaklarım heryerim titriyor şuan odama girdi bu bir vampir. Jay bu bir VAMPİR! *

*Tanrı aşkına kurtar beni ölmek istemiyorum nolur nolur yardım et...*

*Jane!!!...*

Kalp atışlarım son safhaya ulaşmıştı ve kalbim yerinden çıkacak gibiydi. Son mesajın ne zaman atıldığına baktığımda derin bir oh çektim. İki dakika geçmişti. Henüz geç değildi. Bir anda fırlayıp Emma ya koştum. Gözyaşlarım sel gibi dökülüyordu. Çığlık çığlığa Emma yı uyandırdım.

"Mia! Mia... Nolursun kalk! Belle! Belle! Ona bişey olmuş! Belle ölüyor! Vampir... vampirler... onu öldürecekler! Acele et! Emma yataktan öyle bir fırladı ki başı döndü. İki saniye durup hastaneden dışarı fırladık. Gelen geçen bize bakıyordu. Emma ceketini almıştı fakat ben ceketimi alacak vakit bulamamıştım. Yani elimizde şuan sadece bir tane silah vardı. Ayrıca üstümde sadece hasta elbisesiyle duruyordum. Dışarısı buz gibiydi. Ancak Isabelle i düşündükçe üşüdüğümü unutuyordum. Hastaneden dışarı koştuğumuzda telefonumu alelacele açıp komiseri aradım. Olan biteni bir çırpıda anlatmaya çalıştım. Fakat şu vampir meselesini anlatmadım. Sadece değişik şeylere hazır olmamızı söyledim. Kapatmadan önce komiser birşey daha ekledi:

"Jane, umarım bu şaka değildir."O anda bütün hıncımı komiserden çıkarmak istedim ama sakinleşmek zorundaydım.

"Bakın komiser, Isabelle benim can dostum, ve bu iş asla şakaya kalmaz. Onu kurtaramazsak yalnız bir kişiyi değil yanında beni de kaybetmiş olursunuz. Lütfen bunu bilerek işinizi yapın."

Ve telefonu yüzüne kapattım. İyi tarafından bakarsak üstümdeki yükün 100 de 1'i gitmişti. Eğer gerçekçi olursak, hala %99 u vardı. Belle'in evine giden ilk otobüse atladık. Yolda otururken sürekli kendimi sakinleştirmeye çalışıyordum. -nolur sakinleş, ona birşey olmadan oraya yetişeceğiz.- gibi...

Zangır zangır titriyordum. Gözlerimden yaşlar boşanıyordu. İnsanlar bana akıl hastanesinden kaçmış bir deliymişim gibi bakıyordu. Bağırmak, onlara gerçeği haykırmak istiyordum. O ölüyor! Şuanda belki o iğrenç emiciler onun kanını sömürüyor... Bıktım artık şu maceradan... bu kadarı fazla... b-ben... artık yoruldum... sevdiğim insanların sürekli zarar görmesinden yoruldum. Ya ona yetişemezsek? Ya benim saçma telefon şeyim yüzünden Belle ölürse? Ya ona zarar gelirse? İşte o zaman bu bardağı taşıran son damla olur. O vampirlerin sömürdüğü kanların hepsinin intikamını alacağım. Birlikte alacağız...

***

Otobüs trafiğe takılınca Isabelle in evine bir iki durak kala otobüsten atladık ve bir yarıştaymışız gibi en son gücümüzde koşmaya başladık. Etraftan geçenler bize bakıyor ve bunlar yine neyin peşindeler bakışları atıyorlardı. O an insanların bakışları, insanların görüşleri o kadar minik, o kadar önemsiz geldi ki... Bu hayatta şuan yaşadığımız gibi olaylar varken insanların senin hakkında ne düşündüğü ne kadar önemliydi? Ben hayatı sorgulamaya devam ederken kendimizi durduramayıp evi biraz geçmişiz bile. Asla soluklanmadan asla durmadan eve girdik ve bir anda sessizliğe büründük. Emma bana birkaç basit el hareketleriyle kendinin silahı olduğu için önden gideceğini ve beni hep kollayacağını söyledi. O an silahımı almadığım için büyük bir pişmanlık hissetim ama kısa sürede o hissi kendimden kovabildim. Emma yavaş yavaş etrafı gezdi ve merdivenlerin ahşap olmadığına ve gıcırdamadığına şükrederek yukarı çıktı. Ben de onun arkasından. Öyle korkuyorduk ki nefes alıp veriş sürelerimizi uzatmıştık bizi duyar diye. Emma çanatsından bir ayna çıkardı ve üst katın koridorunu kontrol etti. Bana dönüp başını salladıktan sonra adeta süzülerek koridora çıktı ve yürümeye başladık. Hiç ses gelmemesi bizi daha da korkutuyordu. Onun odasına girdiğimizde karşılaşacağımız manzaradan korkuyorduk. O sırada koridordan döndü Emma. Ben de güçlü bir içgüdüyle arkamı döndüm. Emma koridordan dönmüş ve uzaklaşmıştı bile. Deli ve başabela cesaretimle bir adım gittim. Ve bir adım daha... Mutfağın ordan bir an bir gölge geçtiğini düşündüm. Ürperdim. O an bunun hayatımın en kötü kararı olduğunu anladım. Belkide son kararım. Çünkü saniyeler sonra kendimi yerde bulacağımı biliyordum.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 07, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Vampir AvcılarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin