🏀15🏀

2.6K 173 38
                                    

⭐️8k 💬5k 🌐97k

Her tarafı ağaçlar ile kaplı bir yere geldiğimizde elimi bıraktı ve ağaca yaslanarak yere oturdu. Ben ise hala ayaktaydım.

"Ee niye geldik buraya."
"Konuşacağız."
Ne yani konuşmak için mi buraya geldik. Diyeceği şeyi or- bir dakika Yoongi'nin bana söyliyeceği şey...

"Tamam." Dedim ve yanına oturdum. "Hadi konuşalım."

"O saçlarını benim için boyattığını biliyorum." Bilmeseydin şaşardım zaten.
"Anlamasan garip kaçardı zaten." Dedim ve güldüm.

"Ayrıca bazı şeyleri içinden söylemeyi bilmen gerekiyor, örneğin beni yakışıklı bulduğunu ya da gülüşümü tablo yaptırıp evine asacağını filan."
Ne yani ben bunları dışımdan mı söylemiştim. Lütfen şaka olsun. Ahh çok utanç verici.

"Neden sadece kısa kesmiyorsun? Sen beni sevdiğini söyle ben seni sevdiğimi söyliyelim ve sevgili olalım. Bu konuşma beni çok gerdi." Dedim bir anda. Az önce dolaylı yoldan Yoongi'yi sevdiğimi söylemiştim öyle değil mi? Aishh bunun böyle olmaması gerekiyordu.

"He? Ne? Ben daha romantik bir şeyler istersin diye konuşma bile hazırlamıştım. Demekki buna gerek kalmadı." Dedi ve cebindeki kağıdı ağzına attı. Evet doğru aldı kağıdı yuvarladı ve ağzına attı.

"Yoongi ne yapıyorsun?!"
"O optol oşk konoşmosonoğ yok odoyoğom."

"Manyak mısın sen? Aish normal insan yok çevremde."
Kağıdı yuttuktan sonra derin bir nefes verdi ve konuşmaya başladı

"Bu konuşmayı daha güzel yapabilirdim ama madem sende uzatmak istemiyorsun-" sözü bir anda telefonun çalmasıyla yarım kalmıştı. Sinirle telefonu açtı

"Ne var yedi sülalesini sevdiğimin çocuğu ne var? Hoca mı? Az daha bekleyemiyor mu? Tamam geliyoruz."
Telefonu cebine koyduktan sonra ayağa kalktı

"Aşırı mükkem hocalarımız bizi arıyorlarmış."

Omuz silkip hiçbir şey demeden geldiğimiz yoldan yürümeye başladım. Aşırı derecede sinirliydim keşke biriyle kavga etsem. Hayır yani dizi mi çekiyoruz burda tam özel anları mahveden bu telefonlar niye var? Kaç dakikadır bizi merak etmeyen biricik hocalarımız merak edecek zamanı bulmuştu cidden.

"Chin-sun ne diyeceğimi biliyordun zaten niye bu kadar sinirlendin ki?"
"Niye mi ciddi misin sen?"

"Seni seviyorum." Diyice aniden, yürümeyi bıraktım. "Hehe bak nasılda dönüyorsun. Oh be söyledim de kurtuldum."

"Böyle söyleyince bir anlamı kalmadı ki..." Dedim ve tekrar yürümeye başladım ama bu cidden harika bir şeydi.
Bütün yol boyunca kalbim aynı tempoda atmış hiçbir şekilde yavaşlamamıştı ve bende bir aptal gibi sırıtmıştım.

'Seni seviyorum' sadece 2 kelimeden oluşan bu cümlenin kalbimi nasılda böyle attırabiliyordu?

"Ooo YoonSun çiftimiz gelmiş." Dedi Jimin.
"Eee şimdi nesiniz?" Diye sordu Jin.

"Hiçbir şey"
"Sevgili" dedik aynı anda. Ve dedikten sonra kafalarımız bir birine döndü

"Hiçbir şeyiz Yoongi! Yolun ortasında 'sono sovoyorom' diyince sevgili olmuyoruz."
Fazla gurur iyi değildi, neyin kafasını yaşıyorsam artık.

Onların yanından ayrılıp kızların olduğu yere gittim ve boş bir yere oturdum.

"Chin-sun ne yaptınız Yoongi'yle?" Diye sordu kim olduğunu bilmediğim bir kız

"Ne yapabiliriz dolaştık işte."
"Bizde yedik."

"'Bana beni sevdiğini söyledi' diyince muradınıza ericek misiniz?" Dediğimde hepsi kafasını aşağı yukarı salladı
"Bana beni sevdiğini söyledi." Dedim ve yarım bir gülüş attım. Ay bana bir şeyler oluyor bak.
Hiç iyi değilim. Ne bu özgüven ne bu cooluk acaba?

"Bu gün şişe çevirmece oynarken çok eğlenicez desenize." Dedi bir kız.
"Lalisa haklı ama, soruları şimdiden iyi düşünün veledlerin oynadığı şişe çevirmecelefe benzemesin."

---

"Evet çocuklar yatma saatinden önce birkaç oyun oynıyacağız hadi bakalım. Herkes toplansın." Dedi bizim derslerimiza girmeyen ve bu yüzden de adını bilmediğim bir hoca.

Hep birlikte kızlar ile boş bir yere oturup birilerini oyun önermesini beklemeye başlamıştık.

"Yanımda tabu var bence oynayabiliriz." Dedi bir kız.
Herkes kabul ettiğinde kız gitti ve birkaç dakika sonra elinde bir kutuyka geri geldi.

"Herkes kendi sınıfıyla bir grup oluştursun liderinizi seçin ve oyuna başlayalım."

Bizim kim lider olsun kavgası yapan canım sınıfımın yanına gidip konuşmaya başladım
"Lider kim kavgası filan yapmayalım lireri sınıf başkanı yapalım bence."

"Chin-sun haklı Taehyung lider olsun işte. Zaten fazla bir görev yok."

"Yah 11/B siz hazırsınız öyle değil mi? Hepimiz sizi bekliyoruz" dedi o adını bilmediğim hoca.

"Evet hazırız hocam."

Sınıfların olduğu yere gidip boş bir yer oturdum ve Oyuna başlıyan A sınıfını izlemeye başladım.

---

"Hani bizi doğuran kişiler toplanır eğlenirler dedikodu yapıp 'neyse bizi ilgilendirmez filan derler." Dedim beni anlamaya çalışan sınıfa

"Altın günü." Diye bağırdı Yoongi

"Doğru." Dedim ve başka bir kartı aldım

Basketbol

"Biz ne oynuyoruz."

"Basketbol." Dedi Yoongi

Başka bir kart aldım

Fotosentez

"Bu ormandaki şu kahverengi şeylerin dallarında olan şeyler nasıl nefes alıyo?" Dedim

"Fotosentez." Dedi bir kız.

Hızlıca başka bir karta geçtim

"Alaca karanlık serisi; yeni ay, tutulma, ve..." Diye bekledim birinin söylemesi için

"Şafak vakti." Dedi Taehyung.

"Hani şu instagramda fotoğrafımızı renklendirmek için bir şey kullanıyoruzya."

"Filtre." Dedi yine adını bilmediğim biri ve sürenin bittiğini söyleyen alarm çaldı

"17 kelime woah!" Dedi fen öğretmenimiz.

Sınıftaki herkesle beşlik çaktıktan sonra oturup diğer sınıfları izlemeye başladık.

"Chin-sun çok iyiydin." Dedi Yoongi.

Sanki onunla çok yakın değilmişiz gibi cevap verdim
"Teşekkürler." Ve tekrar diğerlerini izlemeye başladım.

"Yah Chin-sun böyle yapma bu çok sinir bozucu."

"Ben gayet normal davranıyorum." Tamam davranmıyordum biliyorum.

"Ne yapmam gerekiyor?" Dedi iyice bana yaklaşıp

"Höst orda bir dur yunki. Biz daha sevgili değiliz."

Bir anda bana tip tip bakmaya başladı ve biraz daha öyle baktıktan sonra benden uzaklaştı.

Diğer sınıflar çok iyi değildi demek isterdim ama D sınıfı 19 kelime yaparak bizi geçmişti malesef

Hocalar hepimize iyi geceler dedikten sonra çadırlarımıza gitmemizi söylemişti. Herkes arasında kıkırdaşarak çadırlarına gidiyordu çünkü saat birde yine kalakacak ve oyun oynayacaklardı.

Basketbol 1 | Min Yoongi ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin