Okuyup yorum yapmayı unutmayın!!Yeni bir şehir, yeni bir okul, yeni bir ev... klişe bir dizinin ta ortasındaymış gibi yeni bir hayata atılmıştım her şey çok güzeldi(!)
Annemlerin işleri sebebiyle Busan'dan Seul'e taşınmıştık. Hızlı bir karardı ve her şey çok hızlı gelişmişti. Tüm haftasonum eski evimde mışıl mışıl uyuyabilecekken bu koca evi düzenlemekle ve toparlamakla geçmişti. Şimdiyse 0 uyku halimle okuluma doğru yürüyordum
Telefonumdaki navigasyon beni bir sokağa götürüp diğer sokağa geçirip bütün mahalleyi talan ettirirken kaybolduğum gerçeğini kabullenmiyordum.
Hayır yani hangi akla hizmet babamın beni okula bırakma teklifini reddetmiştim ki?Sinirle şarjımı yiyip bitiren elimdeni navigasyonu kapattım ve birilerine sorarım diye düşünerek öylece sokakta yürümeye devam ettim.
Hiçbir yaşam belirtisi göstermeyen birçok sokak atlattıktan sonra en sonunda benimle aynı üniformayı giymiş mavi saçlarıyla "ben burdayım" diye bağıran çocuğu görmemle bağırdım.
"Mavili bekle"Sokaktaki tek mavilinin kendisi olduğunu anlaması uzun sürmemişti. Durdu ve ona gelmemi bekledi
"Ne var?"
Sert cevabıyla sirke satan yakışıklı suratıyla bakıştım. Bu çocuk gerçekten iyiydi. Evet. Ama konumuz bu değil. Hayır. Her neyse.
"Aynı okula gidiyoruz, buraya yeni geldim ve okul nerde bilmiyorum seninle gelebilir miyim?" Küçük bir saniye boş bakışlarını attıktan sonra kafasını salladı ve hiçbir şey demeden yürümeye devam etti.Beş dakika kadar sonra okula geldiğimizde birkaç kişinin suratının bize döndüğünü hissettim ama büyük bir şey olduğunu düşünmedim. Teşekkür etmek adına hala adını bilmediğim mavili çocuğa teşekkür etmek için kafamı bahçeden çevirdiğimde, onun burda olmadığını gördüm.
Tam bir hayaletti zaten o beyaz teninden anlamalıydım.
"Sen yeni kız olmalısın adın Chin-sun'du değil mi?" Arka tarafımdan gelen erkek sesiyle birlikte irkildim ve sese taraf döndüm.
Tanrım bunlar erkekse bizim oradakiler neydi?
"Evet benim de, sen?" Dedim kim olduğumu sorarcasına"Ben Taehyung." Uzattığı elini sıktım bu şekilde tanışması çok tatlıydı "Beni müdür görevlendirdi. Önce seni müdürün odasına götüreceğim, sonra da sana okulu göstereceğim."
'Tamam' anlamında kafamı salladım ve yürümeye başladım."Bu arada neden senenin ortasında geldin?" Dedi Taehyung
"Eee ben mi?" Yok ya kendi kendine konuşuyor çocuk. "Busanda kalıyorduk ve ailem işlerini büyütmek istedi bu yüzden şimdilik iflas etmezlerse burdayım." Dedim gülerek o da güldü.Biz konuşurken çoktan müdürün odasına gelmiştik ve kapıda konuşuyorduk
"Geldik. Gerekli şeyleri al ve gel sonra sınıfına götüreyim aynı sınıftayız zaten."Kapıyı tıklattım ve müdürün 'gel' dediğini duyduğumda içeri girdim.
Eğilip selam verdiğimde müdür telefonla konuşuyordu ve hızlıca kağıda bir şeyler yazıp bana verdi. Sonrada elini bana 'git' dermişçesine salladı.Kağıtla beraber çıktığımda Taehyung elimdeki kağıdı aldı ve baktı
"Bunu sınıf öğretmenine verirsin" dudaklarını bir kalp şekline getiren gülümsemesiyle konuştu.
Bu çocuk neden bu kadar sevimliydi?"Sınıfta benim yanıma oturmanı isterdim ama... Yanımda sevgilim oturuyor ve onu kovamam. Ama bizim Yoongi'nin sırası boş olmalı oraya geç." Dedi ve elimdeki çantamı alıp kendi sırası olduğunu düşündüğüm sıranın bir arkasına koydu.
"Yoongi~" diye bağırdı ve oturduğu sırasından kalkıp bu gün benimle okula gelen mavi saçlı çocuğun yanına gitti. Demek adı Yoongi'ydi
"Bak bu yeni sıra arkadaşın, lütfen bu kızı da yanından kovma. Size iyi birbirini tanımalar gitmeliyim görüşürüz" dedi Taehyung ve gitti.
Ben özel okulum diye bağıran sınıfın her bir öğrencisini inceleyip her bir öğrencinin kendimce analizini yaptıktan sonra yanımdaki Yoongi'ye döndüm.
"Merhaba" aynı Taehyung gibi elimi uzattım ve sıkmasını bekledim ama o elime bakıp hiçbir şey yapmamayı tercih etti.
"Öncelikle baştan söyleyeyim lütfen uyurken beni rahatsız etme İyi anlaşalım tamam mı?"
Yüzündeki sahte ve bir o kadar da gıcık edici gülümsemesine sinirlenmemeye çalıştımNefes al... siktir et chinsun
Hiçbir şey demedim ve çantamı açıp boş bir defter çıkarıp karalama yapmaya başladım. Kendimi övmek gibi olmasın ama çok güzel çöp adam çizerdim. Bob ross getir götürünü yapardı ancak.
Birkaç dakika sonra sınıfa hoca geldi ve günaydın diyip yerine geçti.
--
Heyyy gençlik merhaba yine ben kfsşfksşfşsi
Daha dün hikaye bitirdim şimdi tekrar bir hikayeye başlıyorun çok güzel fksşfmsşfls
Ama durduramıyorum kendimi napam;)
Hadi bb sizi sefiyom
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Basketbol 1 | Min Yoongi ✔️
FanfictionNetflix'in lise dizilerinde falanız herhalde Yoksa bu hayatımın başka açıklaması olamaz --- -tüm hakları Chin-sun ve Yoongi'nin basketbol topunda saklıdır- 🏆parkta basketbol oynayan çocuğu görünce aklıma gelmiş bir hikayedir