Gökhan'a göre Canan, Ulaş'a göre Burcuydum. Gökhan beni zayıflıklarımla yüzleştirmişti fakat Ulaş her zaman cesaretimi körüklüyordu. Birbirlerine o kadar zıtlarlarlardı ki... Ama nedense tarifi edilemez bir çekim beni Ulaş'a çekiyordu. Bana hiç patronluk taslamamış, her zaman yanımda olduğunu hissettirmişti. Peki bana derdini açmış, her halimle bana güvenen çocuğun yarasını kapatabilecek miydim? Hiç sanmıyorum. Bunu Gökhan'da denemeye taakatim yoktu fakat Şebnem bana aşık olduğunu yazmıştı mektupta. Aşk gerçek miydi? Pekâlâ, gerçekse benim kalbimin hükmü Gökhan'a mı aitti yoksa Ulaş'a mı? Gökhan'ın bana güveni öğretmesi yetmemişti. O güveni koruması gerekirdi. Ama o, her seferinde bir kez daha yanıldığımı hissettirdi bana iliklerime kadar. Bunları düşünürken Işık'a yanıt verdim;
"Hayır. Ulaş sizden hiç bahsetmedi. Ama buraya kadar zahmet ettiğinize göre, birileri size benden epey bir bahsetmiş."
"Ünün almış başını gidiyor Burcu. Ulaş'a diğer kızlardan farklı ne verdin bilmiyorum ama etkili olmuş. Tebrik ediyorum."
Ulaş, Işık'a dönüp;
"Kelimelerine dikkat et Işık."
"İnanamıyorum, bana bir hayat borçlusun biliyorsun değil mi? Küçük orospunu bu kadar benimseme Ulaş. Tehlikeli gördüğüm her şeyi yok ederim. Beni tanırsın."
Bu sefer söze ben girdim. Hafifçe gülümseyerek;
"Ulaş'a ne verdiğimi sormuştunuz değil mi? Güven verdim. Sizin veremediğiniz bir şeyi, bilmemeniz normal."
Gökhan bana bakıp sessizce "sakin ol." dedi. Sonra Işık'a dönüp;
"Bir masaya oturalım. Ayak üstü konuşulacak bir konu değil." dedi. Masaya geçerken Adenin de bize doğru yürüdüğünü gördüm ve;
"Hayır, Aden. Sen bizimle gelmiyorsun."
Aden'in yüzünde hayal kırıklığı gördüm. Ona ne kadar kızgın olsam bile aşıktı ve her şeyi yapmaya müsaitti. Bu yüzden bir yanım her zaman acıyordu ona. Ulaş, yılların hesaplaşmasını yapmaya başlamıştı;
"Gittin Işık, gittin. Hangi kelimede kafiye kurup canını yakmaya çalışayım ki? Gittin. Ümit verip, umut verip, güven verip, sevgi verip, GİTTİN."
Işık ağlamaya başladı:
"Evet gittim ama hazır değildim. Herkesin imrenerek baktığı bir ilişkimiz vardı ve tüm kızlar ciddi anlamda seni bir av olarak görüyorlardı. Gittim, olgun değildim ve korktum. En büyük korkum olan sensizlikle yüzleştim ben. Senin kadar olmasa bile benim de canım yandı."
"O hastahane odasında sağ çıkmamı sağladın ama tekrar öldürdün beni Işık. Tekrar, tekrar ve tekrar."
"Ben, ben bilmiyordum. Şimdi buradayım Ulaş. 3 yılın acısını çıkaralım."
"Şimdi buradasın ama, artık ben yokum."
"Yapamam Ulaş, artık dayanamam."
"Ne var biliyor musun? Umurumda değil."
"Ulaş lütfen, lütfen. Seni sevmekten bir an bile vazgeçmedim."
"Ben vazgeçtim. Çok geç anlayacağın."
Ulaş kolumdan çekip beni masadan kaldırdı.
"Burcu ben iyi değilim. Bara gidebilir miyiz?"
"Gidelim."
"Başına bela oluyorum değil mi?"
"Aksine, hoşuma gidiyor."
"Seninle takılmayı seviyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aciz.
RomanceAcizlik, bedenimi ele geçirmişken, geçmiş sadece canımı yakabilirdi. Ama sen... Sen, beni geçmişe terk ederek bir kez daha iteledin, vurdun. Unutmuştun; En büyük düşmanının pişmanlık olduğunu bilmiyordun.