Taşı toprağı altın İstanbul geliyorum az kaldı bakalım ki nasibimi ne şekilde alacağım senden. Evet İstanbul'a gitmeye karar vermiştim güvenlik iş ilanlarına bakmaya başlamıştım. Daha önce gitmiştim ama gezmeye bu sefer başka ev sahibi olmaya gidiyorum daha kalacak yerim bile yokken. Babamla anlaşmamızı tamamladıktan sonra işlere iyice yol vermiştim kazandığımı ağız tadıyla yiyemiyordum ee o zaman ben yiyemiyorsam sende efendi tavrında takılıyordum. Ne de olsa artık orada misafir konumuna gelmiştim.
Benimde kalbim vardı elbet sevmeyi sevilmeyi bende istiyordum ama babadan ve çocukluktan öyle ezilmiş öyle itilmişiz ki bunları yaşayamadan büyümüştük. Ailecek görüştüğümüz dostlarımız akrabalarımız vardı ve bize sürekli gidip gelen bir kız da vardı konuşuyordum moralimin bozuk zamanlarında yanıma da gelirdi derman olmaya da çalışırdı. Güzel de bir kızdı çevremin kalabalikligindan hiç görmemiş ve alıcı gözle hiç bakmamistim. Gönlüm ona kendini çoktan teslim etmiş oysaki ne zaman idrak ettim dersen ne zaman yanlız kaldım o zaman anladım birini sevebileceğimi. Kocaman simsiyah gözleri beline inen kapkara saçlar KARACA. Sevdiğimi fark ettiğimde kelebekler uçuştu karnımda bir heyecan kapladı içimi, onun ne düşündüğünü bilmiyordum henüz.
Vereceği tepkiyi zamanla öğreneceğim gidene kadar nasıl davranırsa ona göre tepki vereceğim. Bizim eve gidiş gelişlerinde hiçbir zaman sıkıntı duymazdı. O kadar kavga gürültü oldu hepsinde bizdeydi ve sinirimi bir şekilde alırdı. Çay getirir konuşmaya çalışır sinirimi almaya çalışırdı. Peki bu kadar yakındı da neden fark etmedin, annem sevmezdi Karaca'yı bende çok önemsemezdim. Şimdi herşeyi boslayinca fark ettim ona olan ilgimi. Zamanı gelmişti fırını kapattık ve evden ayrıldım yola çıktığımda az bir miktar parayla çıkmıştım. İş görüşmesi yapmış ona göre gidiyordum İstanbul'a vardığımda ilk kazık girdi.
Şirinevler meydana geldim şirkete gittim konuştuğum kadınla buluştuk benden kayıt ücreti istedi. Görüştüğüm kişi danışmanlık yapıyormuş bunu ilk defa burada gördüm. Görüşmemiz öğleden sonrayı bulmuştu kayıt yaptırdıktan sonra beni kalacağım yere götürmesi gerekiyordu saat geç olduğu için o yerin amiri beni istememişti. Kadın yarın gelmemi söyledi ama benim kalacak bir yerim olmadığını söyledim. Bir pansiyona yerleş sabah gel iş başı yap dedi başından savdı beni. Akşam ekmek arası birşeyler yedikten sonra kendimi kalabalığın çok olduğu bir yere attım. Mecidiyeköy olduğunu sonradan öğrendiğim bir yere kadar gitmişim. Bir köprü altında soğukta uyumadan sabah ettim. Öğlen olmadan şirkete gittim bir siteye güvenlik olarak başlatacaklar heyecanlıyım danışman bayanla siteye gittik. Güvenlikler amir ve müdürleri olmadığı için siteye giremeyeceğimi işbaşının ancak pazartesi günü olabileceğini söyleyip gönderdiler çantam sırtımda şirkete geri döndük bayanla fena bir kavgamız oldu.
Aldığı parayı da geri ödemiyor yatacak yer de vermiyor git hafta başı gel diyor. O sinirle çıktım otel pansiyon bilmiyorum o geceyi de aynı köprünün altında geçirdim. Sabah olduğunda internette iş ilanlarını aramaya başladım yatılı bir işe ihtiyacım var param az var ve ben buraları hiç bilmiyorum. Büyük şehrin kazığı da büyük oluyor ilk aldığım ders buydu. Bir iş buldum şantiye güvenliği yerini öğrendim ve hemen koştur koştur şirkete gittim konuştuk sözleşme imzaladık şantiyeye götürdüler beni. Sıcak bir kaşık yemek ve uyuyacak güzel bir koğuş verdiler. Yatağa uzanınca aklıma şu geldi ki verdiğim para boşuna gitmişti bunu kimseye anlatmadım bu bir aptallıktı. Böylece yeni bir maceraya atılmış oldum zamanla bir sürü insan tanıdım bir sürü hayat gördüm. Tanıdığım en enteresan insan Gökhan abi oldu buradaki hayatıma karıştıktan sonra bambaşka bakmaya başladım dünyaya. Çok çok enteresan bir yaşantısı vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalnız Adam...
Literatura FaktuYa eski hayatına geri dönecekti ya sıfırdan ve yalnız bir hayat kurmayı öğrenecekti. Türkiye'nin doğusundan batısına uzanan bir hikâye.