Genç adam parmaklarının ucunda umursamazca tuttuğu sigarasından son dumanını alıp karanlığa fırlattı.
Ne kadar süredir burada durduğunu kendisi bile unutmuştu.
Uzun süredir gölgelerde saklanıyordu.
Gölge, sanki onu kucaklar gibiydi.
Neden buradaydı?
Dudaklarını ısırıp düşünmeye çalıştı, ancak beyni ona ufak bir kırıntı bile sunmadı.
Arkasındaki soğuk duvara yasladı.
Etrafından geçen insanlar onu fark etmiyor, önünden geçip gidiyordu.
Hiç birini umursamıyordu.
Gözleri, karşısındaki apartmanın penceresine takılmıştı.
Neden oraya baktığını bilmiyordu.
Ancak ne zaman gözlerini oradan ayırsa, dönüp dolaşıp tekrar oraya baktığını fark etmişti.
Sıkkınca nefes alıp verdi.
O, pencereye odaklanmış hiçbir şey düşünmezken, bir şey oldu.
Bir koku.
Geçmişten gelen bir tanıdıklık hissi.
Önünden hızla geçen insandan mı gelmişti?
Kaşlarını çatıp onu izlemeye başladı.
Rüzgar, sarı saçlarının arasında nazikçe dolaşıyor, sanki tadını alıyor gibi yavaş yavaş okşuyordu.
Genç adam kaşlarını çattı.
Kız, elindeki şeyle kapıyı açmaya çalışıyor fakat başarısız oluyordu.
Genç adam gölgelerden çıktığını, kızla göz göze geldiğinde fark etti.
Hızla geri çekilmeye çalışsa da kız onu görmüştü bir kere.
Yeşil gözleri kocaman açılmış, duydu dolu bir şekilde ona bakıyordu.
Genç kız şaşırmıştı.
Onu daha önce hiç görmemiş olmasına rağmen gölgelerdeki kişiyi tanıyordu.
Daha önce başına bir kez daha gelmişti bu olay.
Onu hatırlamak boğazında bir düğüm oluşmasına sebep olmuştu.
Umutsuzca iç geçirdi.
En yakını olduğu iki kişi de ona yalan söylemiş, incitmişlerdi.
Belki, diye düşündü genç kız. Belki, geri gelmiştir.
Uzaktan ona benziyordu. Ancak dikkatli bakınca alakaları olmadığını anladı.
Elindeki anahtara tekrar odaklanıp kapıyı açmaya çalıştı.
Artık karşı sokakta onu izleyen adam umrunda değildi.
Aidon olmadıktan sonra ona neydi ki?
Nasıl olduğunu bilmiyordu. O tanıdıklık hissi peşini bırakmıyordu.
İzleniliyormuş hissi rahatsız edici olmaya başlayınca elindeki anahtarı sinirle sallayıp arkasını döndü.
Gölgelerdeki adam hala oradaydı.
Kaşlarını çatıp, "Birine mi bakmıştınız yoksa rahatsız edici olmak hoşunuza mı gitti?"
Genç adam afalladı.
Bunu beklemediği açıktı.
Karşısındaki kıza bir süre bakmaya devam etti.
Gölgelerden sessizce çıkıp konuştu.
"Ben..." Seni çatlayınca öksürerek boğazını temizledi. "...üzgünüm. Rahatsız etmek istememiştim."Genç kız şok olmuştu.
Yabancının sesi çok benzerdi.
Hayır, dedi kendi kendine. Sesleri benzer olabilir ama o değil.
"Her neyse," dedi ve önünü döndü.
Anahtar kapıyı bir türlü açmıyordu.
Arkasından bir anda öksürük sesi gelince irkildi.
"Yardım etmemi ister misiniz?"
Koku başını döndürecek cinstendi.
Bu kadar yakın olmak canını yakmıştı.
İhanet ediyor gibi hissediyordu.
Kokuları nasıl aynı olabilirdi?
Anahtarı ürkekçe açması için uzattığı yabancı tamamen başka biriydi.
Ancak görüntüsü dışında her şey benzerdi.
Yabancı rahatça kapıyı açıp anahtarı geri verdi ve arkasını dönüp uzaklaşmaya başladı.
Genç kız hayretle gözlerini yabancının omuzlarına kilitledi.
Genç adam, kızın ona baktığını hissediyordu.
Neden buradaydı?
Neden hiçbir şey hatırlamıyordu?
Ve kız neden bu kadar tanıdıktı?
Kafasındaki gizemlere bir yenisi daha eklenmişti.
Tanımadığı sokakta yürümeye devam ederken içindeki karanlık büyüdü.
Ve daha ne olduğunu anlayamadan gölgeye dönüştü.
Merhabalar, eğer okumak isterseniz en yakın arkadaşımla beraber yazdığımız Üç Varis isimli kitaba profilimden ulaşabilirsiniz.
![](https://img.wattpad.com/cover/89275965-288-k978243.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hades'in Tanrıçası
Teen FictionDünya bir anlığına durdu. Rüyada gibiydim. Karşımda duran ve az önce sevgilimi döven yabancıya sarılmak istiyordum. "Sizi tanıyor muyum?" Kuru olan biçimli dudaklarını ıslattı. Ve bütün dikkatim dudaklarına çekildi. Tüm gücümü toplayarak sert yüz...