Yedinci Bölüm: "Apollon ve Persephone"

4.8K 384 90
                                    

Mutimedya: Ash

Ash'in ağzından:

"Efendim?"

Yüzüme şok geçiriyor gibi bakan sevgilime gülümsedim. "Her halinle çok güzelsin."

İfadesi silindi. Yüzü stabil bir hal aldı. "Burada ne işin var Ash?"

Gülümsemem daha da yayıldı ve kollarımı açıp onu kucakladım. Kokusu burnuma dolarken etrafımı kelebekler sarmıştı adeta. "Seni göremeye geldim çünkü biricik sevgilimi özledim."

Onu yavaşça kucağımdan indirip içeri girdim. Burnuma dolan iğrenç kokuyla yüzümü buruşturdum. O adamın kokusu, burada olmamasına rağmen hala gitmemişti.

Kapının yanında dikilen sevgilimi umursamadan geçip oturdum.

Aptal Hades'in ben olduğumu anlamayıp hafızamı silmesi işime yaramıştı. Sanırım hafızası gerçekten silinen tek kişi Alecia'ydı.

Kapı tekrar çalınca kafamı o yöne doğru çevirdim. Alecia içeri girince ona şirince gülümsedim.

"Selam Alex, ben de tam seni düşünüyordum."

Yüzüme bakmadan mutfağa doğru giderken konuştu. "O minik beynini beni düşünerek yorma tatlım."

Persephone sıkkınca karşımdaki koştuğa oturup kollarını bağladı.

Gülümsememi saklamaya çalışsam da başarılı olamadım. Bakışlarımı mutfağın kapısına sabitledim. "Birisi benim hakkımda okulda dedikodu çıkarmış."

Bir süre sonra kucağında abur cuburlarla çıkıp tekli koltuğa oturdu. Ağzına bir avuç dolusu cips sokarken yanıtladı. "Hadi ya. Kim yaptıysa eline sağlık o zaman."

Sırıttım. "Birileri gay olduğumu söylemiş."

Persephone içtiği gazozu dışarı püskürtürken Alex kahkaha attı. "Ne yani değil misin yoksa?"

Gülümsemeye devam ettim. "Öyle olsam Persephone'yle değil seninle olurdum yakışıklı."

Perss daha fazla kahkahasını tutamayınca ben de kahkaha attım. Alecia ise kaşlarını çattı. Böyle tam rakuna benziyordu.

"Homofobik olduğunu bilmiyordum Ash."

Gülümsemeye devam ettim. "Tabii ki değilim. Hem neden olayım ki? Bence gayet normal. Ama konumuz bu değil. Neyse ki hemen unutulup gidecek bir dedikodu."

Alex sinirlenince daha da keyiflendim. Büyük ihtimalle bu dedikoduya sinirleneceğimi düşünmüştü. Ancak ortada sinirlenecek bir şey yoktu.

Derin bir nefes alıp Persephone'ye baktım. O da bana bakıyordu. Bir şeyler olmuştu. Bakışları değişmişti. Hades ona bir şeyler söylemişti. Sinirle iç geçirdim. İlk zamanlarımız aklıma geldi.

Her zamanki gibi yapacak bir şeyim yoktu. Gümüş yayımı alıp ava çıkmak en iyi seçeneğimdi. Yoksa huysuz Artemis bana yine dersler vermeye kalkacaktı.

Belki insan kızlar görürdüm ve onlarla eğlenirdim. İnsanlar çok eğlenceli ve basit varlıklardı. Hiç biri benim ışığıma dayanamıyordu.

Ormanın derinliklerine ilerledim. Yanlış hatırlamıyorsam ilerde bir nehir vardı. Orada kimse olmuyordu. Belki avlanabilirdim.

Nehre doğru yaklaşırken duyduğum ses beni büyüledi. Daha önce hiç böyle bir şarkı duymamıştım. Ne Olympos'ta ne de insanların dünyasında.

Sesin kaynağına doğru ses çıkarmadan yaklaştım. Nehrin oradaki büyük taşlara oturmuş şarkı söylüyordu. Arkası dönüktü. Islak sarı saçları çıplak sırtına yapılmıştı.

Hades'in Tanrıçası Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin