Evettttt uzun biiirrrr aradan sonra karşınızdayımmmm ta-daaaaa.
Beklettiğimi biliyorum ve özür diliyorum. Sınavlarım ve derslerim, kendi hayatım ve hobilerim biraz araya kaynadığı için buralara pek bakamadım. Bir de azcık aşık oldum da ;) ))) Neyyyyseeeeeee... Üzgün olduğumu ve sizi sevdiğimi bilmeniz yeterli. Çok çok öptüm.
Zaman geçişleri mideme kramplar sokuyordu. Bilincimi ve benliğimi yitiriyordum. Bazen kim ve nerede olduğumu hatırlıyor ancak sonrasında her şey karanlıktan ibaret oluyordu.
Onu bulmam gerektiğini biliyordum. Bazı zamanlar unutsamda içimden bir his beni ona doğru götürüyordu.
Her şey karmakarışıktı. İçimden lanet cadıya küfürler savurdum. Ona gitmemem gerektiğini biliyordum, en başından güvenmemeliydim.
Derin bir nefes alıp yaslandığım duvarın soğukluğuna odaklandım. Görüş açıma sarı kıvırcık saçlar girdiği an doğruldum.
Hangi zamanda olduğumu bilmiyordum ancak her seferinde şansımı deneyecektim. Ta ki doğru olana ulaşana dek.
O anda hatırlamıyordum ancak bilinci yerine geldiğinde olaylar berrak bir su kadar net oluyordu. En sonuncusunda Apollon'u görmüştüm ve önceden yaşadığı olayı tekrar yaşamıştım. Geçmişe gittiğimde böyle oluyordu. Dişlerimi sıktım.
Tüm cesaretinimi toparlayarak seslendim. "Perss?"
Kız bir anda duraksadı. Kalbim yerinden fırlayıp önümdeki kızın kafasına uçacak diye bir anlık korkum.
Hayır hatırlamayacaktı.
Yine geçmişe gelmiştim. Bir türlü denk gelemiyorduk. Ya ben onu ya da o beni hatırlamıyordu. Burada sıkışıp kalmıştım.
Yeşil gözleri dolu halde bana dönünce kalbim durdu.
"Aidon?"
Ne kadardır bu halde olduğumu bilmiyordum. Tüm umutlarım tükenmişti.
Şu ana dek.
Etraftakileri umursamadan bana doğru koşmaya başladı.
Gözümden bir damla yaş yanaklarımdan süzülürken kollarımı açtım. Tanıdık kokusu ciğerlerime dolarken mutluluktan çıldırmak üzereydim.
Ne kadar süredir bu boşlukta tıkılıp kaldığıma dair en ufak bir fikrim yoktu. Günler, haftalar, aylar? Belki yıllar bile geçmiş olabilirdi.
İçime dolan tarifsiz duygu karmaşası başımı döndürdü. Ya Apollon yokluğumda onu elde ettiyse? Yokluğumda neler olmuştu kim bilir.
Zar zor da olsa kendimi toparlayıp geriye doğru bir kaç adım attım. Yüzünü görmek, onu incelemek ihtiyacım olan tek şeydi.
Gülümsesede gözlerinden akan yaşlar kalbimi sıkıştırmaya yetmişti. Mideme ardı arkası kesilmeyen kramplar giriyor, karnımı ağrıtıyordu.
"Özür dilerim, biraz geç kaldım."
Yeraltı dünyasına dönmüştüm. Orada beni bekleyen, konuşmam gereken önemli biri vardı. Her şeyi yoluna koyabilecek tek kişi. Ancak geri dönmek istediğimde işler hiç de istediğim gibi sonuçlanmamıştı.
"Aptal," derken sesi titriyordu. "Nerelerdeydin. Sen yokken bir sürü şey oldu."
Burukça gülümseyip kafamı eğdim. "Halletmem gereken bir kaç şey vardı da, normalde daha erken dönmeyi planlamıştım."
Bir süre cevap vermedi. Gözlerimi gözlerinden ayırmasamda arkadan geçen araba seslerini duyabiliyordum.
Gözlerine böyle bakmanın hayali bile muhteşemken şimdi onunlaydım işte. Beni hatırlıyordu. Doğru zamandaydım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hades'in Tanrıçası
Ficção AdolescenteDünya bir anlığına durdu. Rüyada gibiydim. Karşımda duran ve az önce sevgilimi döven yabancıya sarılmak istiyordum. "Sizi tanıyor muyum?" Kuru olan biçimli dudaklarını ıslattı. Ve bütün dikkatim dudaklarına çekildi. Tüm gücümü toplayarak sert yüz...