"Tarağım! Biliyorsun bende bir kızım ve süsü az da olsa severim..." Dedim yalancı bir gülümsemeyle. Lütfen yut bu yemi. Lütfen...
"Biliyorsun, benimde yanımda tarağım var ama, veremem. Ah, küçük elmalı pastam... üzgünüm..." Dedi dudaklarını büzerek. Üzerindeki ponpon kız kostümü dikkatimi çekmişti.
"Ponpon kız?" Dedim ve üzerine baktı,
"Ah evet. Ben bir ponpon kızım keşke, seçmelerden önce gelseydin..." Dedi. Sesi hala içimi acıtıyordu. Ona herşeyi söyleyememiştim. İlk tanıştığım o olmasına rağmen...
"Her neyse. Görüşürüz. Hemen gelirim!" Dedim. -ki bu dediklerime ben bile inanmıyordum...
El salladı ve sırasına oturdu. Kapıdan çıkarken, duvara dayanmış olan sarışın Marc denen oğlanı gördüm. Bana baktı ve mavi gözlerini büyüttü.
"Ooooo... küçük hanım. Demek buradasınız." Dedi. Kaşlarımı çaktım ve ona gergin bir sesle,
"Ne var?" Dedim. Boyum ondan kısaydı. Billy ile nerdeyse aynı boydalardı,
"Şunu al!" Diye elime bir kağıt parçası tutuşturdu ve gitti. Stella,
"Ooo... demek aranızda bir şey yok ha?" Dedi. Gözlerimi devirdim. Biraz güldü ve Kolumu tutup çekiştirdi. Okuldan çoktan çıkmış, kişisel kütüphanelerin arasından geçerek ormana ilerliyorduk.
Ormana adımımı attığım an, içimde bir his kıpırdadı. Sanki beni kendine çekiyordu. Çok güçlü bir histi. Aşktan, daha güçlü. Zekadan, daha keskin.
Neydi bu?
Sanki bir tek bana olmuştu. Stella da tık yoktu...
Kağıdı açtığımda,
Odama gel! Gelde biraz konuşalım...
2.kat 45 numara!
Yazmıştı. Seni pis sapık!
Kağıdı kırıştırdım ve bir köşeye attım. Umrumda değildi. Pislik herif!
Stella,
"Yakışıklı ama, kabul et!" Dedi. Evet biraz olabilirdi. Ama, çok değildi.
"Bilmem..." Diye yanıt verdim. Suratıma anlamsız bir şekilde baktı sonra tekrar yürüdü. Orman, yem yeşildi. Ağaç kökleri bir birine uzanıyordu...
Stella,
"Şu an nasıl hissediyorsun?" ve zil çalmıştı.
"Bir şey hissedemiyorum. Zil çaldı. Geri dönebiliriz. Hala zamanımız var!" Dedim. Sesim tereddütle çıkmıştı...
"Harika, korkak biri olduğunu yeni öğreniyorum Amelia!" Dedi.
"Korkak değilim! Sadece biraz tedirginim!" Dedim. Çok rahat bir sesle,
"Pekala. Madem, tedirginsin o zaman hayal kur!" Dedi. Sesi çok rahat çıkmıştı. Ve iç çekti. Sonra ona
"Hayal mi?" Dedim. Bana,
"Bilirsin... hayaller insanı yumuşatır. Mutlu olursun hiç olmayacağını bilsen bile." Gülümsedim ve merakla
"Peki senin hayalin ne?" Dedim.
"Bir gün Kore ye gideceğim ve BTS ile fotoğraf çekineceğim!" Dedi. Ona gülümsedim. Sonra yüzü ciddileşti...
"Amelia, Billy ve sarışın oğlanın konuştuklarını duymadın değil mi?" Dedi. Yüzüm, eski suratsız halini alırken
"Hayır! Ya sen?" Sesi kendinden emin çıkmıştı...
"Hiç bir şey duymadım..." Dedi. Ama sanki yalanda söylüyordu...
Billy ve o öpücük... la la la la la... Ne kadar güzel bir öpücüktü di mi?
Ne kadar muhteşem. Sanki seni yatağa atmak istiyordu...
Sus seni lanet olası ses! Kes sesini.
Nereden çıktın ki sen? Pislik. Tam bir sapıksın!
Ovvv... hadi ama kabul et... Billy ı seviyorsun!
O tam bir aptal! Sende öylesin!
"Amelia! Şu sese bak!" Stella iç sesimle tartışmamızın ortasına girmişti...
"İşte bak oradalar!"
**********
"Sana kes sesini dedim Rolend!"
Billy?
"Aptal herif! Bana niye o kızın bu okulda olduğunu söylemedin?"
Kesinlikle çok sinirliydi!
"Git ve onu bul!"
Stella, beni ve kendini çalılıkların arkasına çekti ve ikimizi de sakladı...
Sadece ses vardı.
"Onun burada olduğunu yeni öğrendim ve bir kötü haberim daha var..." Dedi, cılız bir erkek sesi ve bir yumruk sesi.
"Yine mi?" Dedi Billy... Açık açık bağırıyordu ve sesi o kadar erkeksi o kadar sert o kadar hoştu ki...
"Iblis... o da bu okulda..." Dedi. Billy çıldırmıştı artık.
İblis?
"Rolend. Ölüm avcıları ne yapar biliyor musun?" Dedi. Sinsi bir sesle...
Ölüm avcısı ?
"Evet biliyorum." Dedi oğlan cesur bir sesle. Billy,
"Güzel öyleyse öleceğini biliyorsun!" Dedi. Birden ayaklarım yine beni dinlemedi ve çalılıkların önüne atıldım,
"Dur." Sesim kısık çıkmıştı...
O an bana baktı. Şaşkındı. Şaşkındım.
Yerde yatan oğlana baktığımda, esmer teninde çizikler vardı. Siyah saçları toz olmuş, şaşkın gözlerle o da bana bakıyordu...
Bense korkudan titriyordum...
Billy, o kadar sert bakmıştı ki bana bir an ruhum bedenimden çıkmış bana el sallıyor sanmıştım. ve o yeşil gözleri, bedenimi bir kez daha titretmeye yetmişti...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜLER OKULU
FantasyGerçeğin farkında olmayan bir genç kız ve bu kızın büyük güçlerinden haberi olmayan ölü bir oğlan. Oysaki onu yaşatacağı zaten bu kadar ortadayken hala ondan uzak durması... ve son iblis doğdu ve büyüdü bile... Bir ölüm avcısı ve bir ölüm meleği...