-Claire?!?!?
O anda kalbim durmuştu adeta. Claire'ı götürmelerine izin veremezdim! Daha ona karşı olan hislerimi bile söyleyememişken... Etrafıma baktım, Claire'yi göremiyordum. Diğerleri çoktan askerin yanına gitmişti. Acaba kaçmışmıydı? Paniğe kapılıp etrafta koşuşturmaya başladım. Nereye baksam da Claire yoktu. Sonra başım dönmeye başladı ve görüşüm bulanıklaştı. O güne dair hatırladıklarım bu kadardı. Bayılmış olmalıydım. Uyandığımda başımda Lux amca vardı.
-Ant, uyandın demek.
-Aghh... Başım acıyor.
-Yere kapaklanırsan acıması normal.
-Bayıldım mı?
-Evet, tam senin yanına geliyordumki yere düştün. Şimdi yat ve biraz daha dinlen.
-A... Ama C..Claire! Onu götürdiüler mi?!
-Merak etme o gayet iyi. Dışarıda oturuyor.
-Onu görmeliyim... Aaaagghh.
-Sana dinlenmeni söylemiştim Ant!
-Ta.. Agh... Tamam...
Sadece bayıldığımı söylemişti ama vücudumun her yerinin bu kadar acımasına anlam veremiyordum. He dinlenmenin sırası değildi. Hemen Claire'i görmem lazımdı.Ayağa kalkmayı denedim ama bacaklarım resmen tutmuyordu. Emekleyerek çadırın dışına çıkmaya çalıştım.
-Bir saniye... Neden bir çadırdayım?
O ana kadar etrafa dikkat etmemiştim ama son hatırladığım kadarıyla biz bir çadırda kalmıyorduk. Tüm gücümü toplayıp dışarı çıkmak isterken ayak sesleri duydum. Lux amca beni kontrole geliyor olmalıydı. Kendimi geriye atıp gözlerimi kapadım.
-Ant... Uyudun mu?
-...
Uyuduğumu zannedip çadırdan çıktı. Ve konuşmaya başladı.
-Uyumuş bile. Yorgun düştü sonuçta. Şimdilik rahatsız etmeyelim.
-Peki ne zaman gerçeği söyleyeceğiz?
-Şimdilik bunu bilmemeli. Eğer öğrenirse neler olabileceğini biliyorsun Jessica. Onun da sonu Cass gibi olsun ister miydin?
(Burda Jessica Lux'a tokat atıyor)
-O bir hiç uğruna ölmedi. Hepimizi kurtardı!
-Peki Anthony mektubu yazan adamın peşinden gitmek isterse? O zaman ne yapacaksın? Onu durdurabilecek misin? Güçlerini keşfettiği anda tüm hayatı değişecek! Claire'i götüreceklerini öğrendiğinde neler yaptığını görmedik mi? Ona gerçekleri anlatmak istediğinden emin misin?!
Duyduklarımdan sonra ne düşünmem gerektiğini bilemedim. Hiç düşünmeden çadırın dışına fırladım.
-Ant!? Sen u...uyuyor muydun?!
-Demek benim de güçlerim var. Bunu benden ne kadar süre saklayabileceğinizi zannettiniz?
-Anthony...
-Ne var?!
-Tahmin ettiğinden daha uzun zamandır güçlerini senden saklıyoruz. Ama... Ama bu senin iyiliğin içindi.
-Yani daha uzun zaman önce de mi güçlerim ortaya çıktı?
-4 yaşından beri bu güçlere sahipsin oğlum...
-Bunca zamandır benden sakladınız öyle mi? Bu hakkı size kim verdiki?!
-Bunu senin iy-
-Evet, evet, biliyorum. İyiliğim için yaptınız! Ama eğer bunca zaman saklamasaydınız belki nasıl kontrol edeceğimi çoktan öğrenmiş olurdum!
-Bu gücü kontrol edemezsin Ant! Cass yıllar boyunca güçlerini tamamen kontrol edebilmek için çalıştı. Ama bu kontrol sadece bir yere kadar sürüyor. Eninde sonunda kontrolünü hep kaybetti.
-Ya ben başarırsam ha? Ya ben başarırsam?
-Cass bir söz vermişti. Güçlerini yıllarca kullanmamıştı çünkü felaketten başka bir şeye yol açmıyorlardı. Öldüğü gün güçlerini kullandı kontrolünü tamamen kaybetti ve aldığı onca hasardan sonra dayanamadı. Yıllarca içinde biriktirdi güç kontrolünden çıkmıştı. Gözlerimin önünde yüzlerce kurşunun vücudunu deldiğini gördüm. En sonunda ne oldu biliyor musun? Aptallığı ve sabırsızlığı yüzünden öldü! Bu güçle yapabileceklerinin sınırı yok! Ama karşılığı çok ağır! Orada Claire'i götürmesinler diye 3 askeri öldürdüğün yetmedi, 2 sivil de bu sırada hayatını kaybetti ! Hala bu gücü istediğinden emin misin?!
(Konunun ilerleyişi için bölümü kısa tutmam gerekti)
Lütfen yorumlarınızı eksik etmeyiniz ve bölümü beğendiyseniz vote veriniz :)
Son Yaklaşıyor