Seungmin aynadan beyaz renge nazaran daha az siyah renginin hakim olduğu takımını düzeltirken iç çekti. Hyunjin'den önce bırakın evlenmeyi, birisini cidden sevebileceğine bile en ufak bir inancı yoktu. Ama gelgörelim şu an vaiz'in yanına gitmeden önceki son hazırlıklarını yapıyordu.
Heyecanı yüzünden elleri titriyordu ve onları durdurmak için ne yaptıysa nafileydi. Çoktan bir sürü şey devirmişti ve parmağında ufak bir yara oluşmuştu.
Kapı çaldığında Seungmin kapıya dönüp 'gir' diye seslendi. Kapı açılıp içeriye şık bir takım giyerek tüm yakışıklılığını sergileyen Chan girdiğinde, Seungmin'in stresten ağlamak isteyen bedeni biraz daha rahatladı.
Çok gergindi. İçeride tüm tanıdıkları, arkadaşları ve ailesi duruyordu ve Hyunjin için üzülmesine de engel olamıyordu. Kendi ailesi oturmuş onu bekliyorken, onun ailesi yanında değildi.
"Her an kusacakmışsın gibi gözüküyorsun, Seungmin" Chan'in söyledikleriyle kafasını yere eğip arkasında duran masaya yaslandı.
"Çok gerginim, Hyung ve Hyunjin için endişeleniyorum." Seungmin, Hyunjin için üzülmekten kendini alıkoyamıyordu. Farklı bir odaya hazırlanmak için gitmişti fakat günlerdir yapılan hazırlıklarda hissettirdiği üzüntüsünü görmüştü. Seungmin onun için haddinden fazla endişeleniyordu.
"Onun yanından geliyorum, Seungminie. O iyi ve birazdan seni almak için gelecek. Suratını asıp çocuğun moralini bozma. Tamam mı?" Chan, Seungmin'in omuzlarına koyduğu ellerini sıkıp, hafif sallarken konuşmuştu.
"Pekala, Hyung." gülümseyerek Chan'in gözlerine bakarken kafasını salladı.
Chan çıktıktan beş dakika sonra tekrar kapı çalıp, bu sefer onay olmayı beklemeden içeri girildiğinde. Seungmin arkasını dönüp gelene baktı.
Karşısında gördüğü adam nefesinin kesilmesini sağlamış. Beynine bir kaç dakika kan gitmemesine neden olmuştu. Siyah rengin beyaza nazaran daha fazla göründüğü takımıyla bir kraliyet üyesi gibi asil gözüküyordu.
Seungmin, karşısında ki adamın yüzünde üzüntü görmediğinden mutlu olmuştu. Yorgun ve büyülenmiş bir gülüşü suratına asarken Hyunjin ona adım adım yaklaştı.
"Gözlerini senden alamayacaklar. Aah, kıskanmaya başladım bile." Hyunjin alayla karışık konuştuğunda Seungmin gülümseyerek gözlerini buluşturdu.
"Asıl kendine bak. Tam bir asil gibi gözüküyorsun. Bugünü katil olmadan önce bitirmek istiyorum." Hyunjin gülümsemesini büyütüp, sallanarak kollarını Seungmin'in beline sardı.
"Demek öyle." Hyunjin fısıldayıp, sevgilisine biraz daha yaklaşıp tam dudaklarını birleştireceği anda içeri biri daldı.
İkisi de ona döndüklerinde bir eliyle gözünü kapatmış parmakları arasından onlara bakan bir Jeongin görmüşlerdi. Seungmin ona ilerleyip saçlarını karışırdı.
"Sizi bekliyorlar. Vakit geldi." dediğinde Seungmin, Hyunjin'e dönüp ciğerlerine doldurduğu tüm havayı bir kerede boşalttı.
Hyunjin, Seungmin'in yanında durup girmesi için kolunu uzattığında, Seungmin gülümseyip kafasını yere eğerek sevgilisinin koluna girdi.
Vaiz'in yanına kadar müzik ve savrulan gül yaprakları ile arkadaşlarının dizildiği alanın ortasına geldikten sonra vaiz konuşlarını yapmış ve anlaşma kısmına geldiklerinde, karşı karşıya dururken sağ ellerini birbirine dolamıştılar.
"Siz, Hwang Hyunjin, şu anda elini tuttuğunuz Kim Seungmin'i eşin olarak kabul ediyor, Tanrı’nın ve bu tanıkların huzurunda, ikiniz de hayatta olduğunuz sürece ona sadık, sevgi dolu ve adanmış bir eş olmaya söz veriyor musunuz?" Hyunjin gülümseyerek Seungmin'in gözlerinin içine bakarken dudaklarını ıslattı.
"Veriyorum." Hyunjin, Seungmin'e göz kırpıp beklemeye devam etti.
"Siz Kim Seungmin, şu anda elini tutmakta olduğunuz Hwang Hyunjin'i eşiniz olarak kabul ediyor, Tanrı ve tanıkların huzurunda, her ikiniz de hayatta olduğunuz sürece, ona sadık, sevgi dolu ve itaatkar bir eş olmaya söz veriyor musunuz?" Seungmin'de gülümseyerek Hyunjin'e baktı.
"Veriyorum."
Hyunjin ceketinin cebinden çıkardığı yüzüğü Seungmin'in parmağına taktı.
"Bu yüzük, söz verdiğiniz imanınızın bir işareti, karşılıklı ve son bulmayacak olan sevginizin anısı olsun. O halde tanrı'nın birleştirdiğini, insan ayırmasın."
Hyunjin son cümleyi duyduğunda ve etraflarında evliliklerine tanıklık eden arkadaşlarının patlattığı konfetilerle, Seungmin ile dudaklarını birleştirdi.
*
sizi seviyorum, kendinize cici bakın.🧡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the little car ☘ hyunmin
Nouvelles"Seni unuttum, evet unuttum. Fakat ruhum hala o küçük seni hatırlıyordu. Çok iyi hatırlıyordu. Ve şu an, tam bu an. Kalbim bana sadece çocukluk arkadaşı olmadığımızı söylüyor." © yuu, 2019