Seungmin işten döndüğünde evde her zamanki gibi kimse yoktu.
İkisi evlendikten sonra birlikte anılarının daha fazla olduğu eve, yani Hyunjin'in evine taşınmışlardı. Birlikte bu eve daha fazla anı bırakmak niyetindeydiler. Diğer evi ise inzivaya terk etmişlerdi.
İkisi birlikte mutlu ve huzurluydular. Seungmin evin her tarafına sinmiş sevgilisinin kokusunu içine çekerken üstünü değiştirip mutfağa ikisi için bir şeyler hazırlamaya inmişti.
Bir saat kadar sonra çalan kapıyla ıslak ellerini üstündeki önlüğe sildi. Kimin geldiğini biliyordu ve heyecanla hızlı hızlı yürürken bir yerlere takılıp sendelemesine engel olamamıştı.
Sonunda sağa salim kapıya ulaştığında, mırıldanır ses tonuyla kendine sakin olmasını fısıldayarak derin bir nefesi ciğerlerine doldurdu.
Kapıyı açarak eşine gülümseyerek neşeli sesiyle hoşgeldin diye şakıdı.
Hyunjin muzip bir gülüşü suratına asarak Seungmin'in gözlerine bakmaya başladığında Seungmin kaşlarını çattı.
"Neler oluyor? Neden öyle bakıyorsun?" Seungmin ona garipçe bakan eşine şaşırmış ve ne olduğunu anlamaya çalışırcasına bakarken Hyunjin'in ifadesinde hiçbir değişiklik yoktu.
"Sana bir sürprizim var, bebeğim." gülerek kurduğu cümle Seungmin'i büyük bir merakın içine düşürüvermişti.
"Ne sürprizi?" merak dolu sesiyle heyecanla konuştu.
O sırada Hyunjin ellerini arkasına döndürdü ve kenara kaymadan önce Seungmin'in gözlerine bakıp yana doğru kaydı.
Yana doğru kaydığında Seungmin'in ele ayağı birbirine dolaşmış ne yapacağını şaşırmıştı. Hyunjin ise eşinin bu haline bakarak eğleniyordu. Bu kadar mutlu olacağını tahmin etmişti fakat bu kadar çok şirinleşeceğini tahmin edememişti.
Sonunda kendine gelebilen Seungmin, yere diz çöküp kollarını açtı.
"Kyu~ Buraya gel güzelim." küçük kız hızla koşup, güven duyduğu adamın kolları arasına girdi.
Seungmin kucağındaki küçük kızla ayağa kalkıp Hyunjin'e döndü.
"Hyunjin, sevgilim. Neler oluyor?"
"Dışarısı soğuk içeri girelim önce, ikinizin de üşütmesini istemiyorum." Hyunjin'in söyledikleriyle içeriye giren Seungmin daha fazla dayanamadan Hyunjin'e dönüp yüzüne beklentiyle baktı.
Çift, buldukları her boşlukta bir kaç saatliğine de olsa yetimhaneyi ziyaret eder, oradaki çocuklara hediyeler verir ve çocuklarla oyun oynarlardı.
Kyurin ziyaret ettikleri yetimhanedeki en sessiz ve yaşına nazaran minik çocuktu. Seungmin ilk gidişlerinde onun yanına gitmeye vakit bulamamıştı fakat sonraki gidişlerinde ona küçüklüğünden kalma mavi peluş filini götürmüştü. Küçük kız, onların sonraki gelişlerinde onlara çok yakın davranmış ve onlarla oyun oynamıştı. Küçük kızın bakıcıları, evli çifte bu olayın nadirliğinden bahsetmişti. Seungmin'in küçük kıza olan ilgisini fark eden Hyunjin ise işlemleri başlatıp, küçük kızı evlat edinmişti.
"Kyurin artık bizimle kalacak, bebeğim." Seungmin büyüyen gözleri ve şaşkınlıkla açılan ağzıyla, Hyunjin'e daha da şirin gelmişti.
"Ne? Anlamıyorum." Hyunjin gülerek kafasını iki yanına sağladı.
"Kyurin artık bizim kızımız, sevgilim. Onu evlat edindik." Seungmin, önce Hyunjin'e sonra kucağında sakince onları dinleyen küçük kızın yüzlerine baktı.
"Ciddi misin?" Seungmin yüksek, mutlu ve heyecanlı çıkan sesiyle sordu.
Hyunjin gülümseyerek, onaylarca kafasını salladığın da Seungmin gülümseyip, yaşadığı mutluluk ve şokla dolan gözlerini kırpıştırdı. Sonra ise kucağında ki Kyurin ile birlikte Hyunjin'e sarıldı. Hyunjin de ikisine de birden kollarını sardı.
"Onu biz büyüteceğiz sevgilim." Hyunjin fısıldadığında, Seungmin'in gözünden bir damla yaş yanağına düştü. Hyunjin'in omzundan sarkmış, Seungmin'e bakan küçük kız bunu fark eder etmez minik elleriyle Babasının yanağını sildiğinde Seugmin gözlerini kapatıp gülümsedi.
*
sizi seviyorum, kendinize cici bakın.🧡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the little car ☘ hyunmin
Historia Corta"Seni unuttum, evet unuttum. Fakat ruhum hala o küçük seni hatırlıyordu. Çok iyi hatırlıyordu. Ve şu an, tam bu an. Kalbim bana sadece çocukluk arkadaşı olmadığımızı söylüyor." © yuu, 2019