Her şey çok normalken bir anda asla düşünemeyeceğiniz bir gerçekle karşılaşsanız nasıl tepki verirdiniz?
Alıştığınız ve yaptığınız çoğu şeyin yalan olduğu gerçeğiyle nasıl yüzleşilebilir?
Sabah uyandım ve hazırlanmaya başladım. Woo Jine neler olduğunu sormakta kararlıydım. Formamı giydim ve çantamı alıp çıktım. Otobüse bindiğimde çok şaşırdım. Jimin tam karşımda oturuyordu. Tanışmak için yanına gittim. "Merhaba ben Min Seo aynı sınıftayız" "Merhaba memnun oldum" Daha sonra okula kadar konuşmamıştık. Biraz soğuk birine benziyordu.
Okula geldiğimde Ya Eun ve arkadaşları kendi köşelerinde oturmuş şarkı söylüyorlardı. Ya Eun okulun en popüler ve en güzel kızıydı. Sesi de çok güzeldi. Bazen onu kıskanmıyor değilim. Onlar şarkı söylerken diğer öğrenciler çevrelerinde halka oluşturmuş onları dinliyorlardı.
~jimin~ Okula geldiğimde bahçedeki kalabalık ilgimi çekmişti. Oraya doğru gittim. Çok güzel bir ses geliyordu. Bu sesin sahibini gerçekten merak ediyordum. Biraz daha yaklaşınca karşımda duran o kızı gerçekten çok beğenmiştim. Sesi de kendi de gerçekten çok güzeldi.Zil çalana kadar o kızı dinledim. Daha sonra zil çaldı ve herkes dağıldı. Onlarda yukarı çıkıyorlardı. Sonra kızın telefonunu unuttuğunu farkettim ve alıp yanına gittim. "Pardon bakar mısın? Telefonunu unutmuşsun" "Aaa çok teşekkür ederim. Dalgınım biraz. Seni ilk defa görüyorum yeni misin?" "Evet dün geldim. İsmim Jimin" "Memnun oldum Jimin. Ya Eun ben de. Sık sık görüşelim bundan sonra" "Tabi olur sonra görüşürüz" "Görüşürüz" Ya Eun gerçekten çok kibar ve tatlı bir kızdı.
Öğlen yemekhaneye inip yemeğimi aldım. Sonra boş bir masaya oturdum. Biraz sonra Ya Eun'un gelip karşıma oturduğunu farkettim. "Afiyet olsun Jimin" "Afiyet olsun"
~Min Seo~ Woo Jin ile yemek yerken Ya Eun ve Jimini beraber yerlerken görmüştüm. Açıkçası çok şaşırdım. İkisinin olacağını düşünmezdim ama bu beni ilgilendirmiyordu. Woo Jine artık ne olduğunu sormalıydım. "Woo Jin seninle bir şey konuşmamız lazım" "Tabi ki söyle aşkım" "Benden bir şey saklamıyorsun değil mi?" "Bu nereden çıktı şimdi durduk yere?" "Hiiç sadece sakladığın bir şey var mı merak ettim" "Ben senden bir şey saklamam" dedi ve elimi tuttu. Ona güveniyordum. Bu saçma düşünceleri kafamdan sildim ve yemeğime devam ettim.
Son iki ders bedendi. Beden kıyafetimi giyip spor salonuna geçtim. Öğretmen serbest olduğumuzu söyledi. Erkekler basketbol maçı yapıyorlardı. Kızlarda kenarda yakantop oynuyorlardı. Oyunu oynarken bi anda jimin gözüme çarptı. Çok güzel basketbol oynuyordu. Bi süre sonra oyundan çıkıp Jimini izlemeye başladım. Basketbol oynarken gerçekten çok havalı oluyordu. Sonra bi anda kendime geldim ve Woo Jini izlemeye başladım. Woo Jin ve Jimin farklı takımdalardı. Sanki birbirleriyle kapışıyor gibilerdi. İkisi de iyi oynuyordu. Onları izlerken Jimin basket atınca istemsizce onu alkışlayıp tebrik ettiğimi farkettim. Ben böyle yapınca Woo Jin gerçekten sinirlenmiş gibiydi bu yüzden daha hırslı oynamaya başladı. Sonra Jimini bilerek ittiğini farkettim Jimin yere düşmüştü.Hemen yanına gidip "iyi misin?" Dedim. Cevap vermedi. Yerden doğruldu. "Min Seo neden ona nasıl olduğunu soruyosun ki? Onu alkışlamana da gerek yoktu" "Bence de sevgilini dinlemelisin" dedi Jimin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
O an neler olduğunu gerçekten anlayamadım. Sonra woo jinin telefonda biriyle konuştuğunu farkettim. Tüm şüphelerim tekrardan aklıma geldi. Zil çalınca direk çantamı alıp eve doğru yürümeye başladım. Bugün eve yürüyerek gidecektim. Bugün olanları düşünürken sağ taraftaki kaldırımda yürüyen Jimin ve Ya Eunu gördüm. Bu aralar onları çok sık beraber görüyordum. Jiminin neden bana öyle dediğine hala anlam verememiştim. Daha sonra eve geldim ve hiç bir şey yapmadan uyudum.
