BÖLÜM 10

35 3 0
                                    

UMARIM GÜZEL BİR BAYRAM GEÇİRMİŞSİNİZDİR NİCE NİCE NİCE HAYIRLI BAYRAMLARA İNŞAALLAH :) YURTTA KALIYORUM O YÜZDEN BÖLÜMLER GELİRSE HAFTASONU GELİR ARKADAŞLAR :(

Gözümü karanlığa açtığımda duyduğum seslerin kaynağı da hayallikten çıkıp gerçeklik kazanmıştı.

Yekta sinirliydi. Hemde çok.

Koltuktan yavaşça doğruldum ve yüzümü ellerimin arasına alıp ovuşturdum. Sabahki uykumdan ve işteki yorucu günden sonra bu dakikalık uyku molası bile çok iyi gelmişti. Uykuma devam etmek için neler vermezdim ama tabi avazı çıktığı kadar bağırıp küfür eden bir Yekta varken uykuma devam etmek gibi bir ihtimal... hayır hiç sanmıyorum.

Saat kaçtı acaba?

''Biraz sakin olur musun?!''

''Neyine sakin olayım Ateş, kızı sırf sana güvendiğim için buraya getirdim! Levent'e götürmemekle hata mı ettim söyle bana!''

''Yeter artık bi sakin ol! Kızı son görmemin üzerinden yarım saat bile geçmedi, buralarda işte bi yavaşla!''

''Sen ne duruyorsun lan hala orda, şu kamera kayıtlarına bak demedim mi ben sana!''

''Kes şunu. Bakmaya gittiler zaten.''

Sesler duyulacak kadar netti ve kafam yerine gelmeye başlamıştı. Bir yolunu bulup kaçtığımı düşünüyorlardı -nerdeee-.

Belki kaçmak için en iyi zaman şimdiydi, herkes beni arıyordu ve ortada kontrol edilmesi gereken bir Azra olmadığı için hepsi kalkanlarını indirmişti.

Sorun ön kapı haricinde bir çıkışın bulunmamasıydı. Benim çalışırken bulunduğum bahçeden çıkamazdım çünkü etrafı burun hizamda beyaz demir çitlerle çevriliydi. Ön kapıdan çıkma ihtimalimin yüzdelik dilimiyse belli değildi çünkü Yekta ve diğerlerinin tam olarak nerede beklediklerini bilmiyordum.

Salonda mıydı? Yoksa üst kata mı çıkmıştı?

Ya bu siniriyle kaçarken yakalanırsam.

Kamera kayıtlarına bakılmasını söylemişti. Burada olduğum beş dakika içinde anlaşılacaktı. Ben sadece uyumak istemiştim.

Hızlı düşün, hızlı karar ver.

En iyisi masum olduğumu söyleyip -ki öyleydim- ortaya çıkmaktı. Kahretsin ben sadece uyumuştum, niye bu kadar panik yapmıştım ki, sonuçta beni burda zorla tutuyorlardı kaçmamdan daha doğal hiçbir şey olamazdı!

Kanepeden doğrulup kapıya ilerledim. Yüzüme vurup gözümü yakan beyaz ışıklara aldırmadan lavaboların ve malzeme odasının olduğu dar koridoru tamamladım. Bir adım daha atsam büyük salona geçmiş olucaktım ama yapmadım.

Bulunduğum köşeden kafamı uzatıp büyük salonu taramayı tercih ettim. Yekta elleri belinde, arkası dönük dış kapının camından caddeyi izliyordu. Omuzları dik ve gergindi.

Bu sefer içimdeki sebepsiz korkuyu bastıramıyordum. Zihnim her şeyi yapmamın mübah olduğunu haykırırken bedenim yaramazlık yapmış ufak bir çocuk gibi korkudan titriyordu. Beni alıkoyduğu zaman korkmamıştım ya da arabayla kaçmayı denediğim zaman ya da ilk anahtarları denize düşürdüğümde. Bu üç seferde de öfkeliydi, sinirliydi, korkunç görünüyordu ama nedense onların hiçbirinde tam anlamıyla değil de şimdi korkuyordum.

O üç seferde de öfkesini yüzüme kusmuştu ama şimdi daha onunla yüz yüze gelmeden bile korkmaya başlamıştım.

''Azra'' Kafamı, merdivenlerin sondan üçüncü basamağında duran Ateş Bey'e çevirdim. Onun şaşkın bakışları altında hepten n'apıcağımı şaşırdım. Tam anlamıyla bir suçlu gibi hissediyordum. Kafamı tekrar Yekta'ya çevirdiğimde yüzünün bana dönük ve ellerinin iki yanında yumruk olduğunu gördüm.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 07, 2014 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

GÖRÜNMEZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin