Şişeyi düşüren kadın Başkomiser Woo Bin'den hemen özür dilerken Başkomiser elini sorun yok dercesine kaldırmıştı.
Jungkook ise Başkomiser ile aralarındaki 3 adımlık mesafeye bakıp aceleyle yerde duran şişeyi almak için hızla ona yaklaştığında kendisinden önce eğilip yerde duran şişeyi eline alan Başkomiser Woo Bin ile durmak zorunda kalmıştı.
"Nedir bu?"
Başkomiserin şüpheci sesi Jungkook'un endişelenmesine neden olurken bakışlarını Başkomiserden şişeye indirip sessizce yutkundu.
"Kokteyl."
Kısa bir cevap verip endişesini belli etmemeye çalışarak konuştuğunda ses tonu biraz titremişti korkudan.
Başkomiser Woo Bin'in bakışları Jungkook'dan kırmızı renkteki kokteyle indiğinde bir kaç kez elinde çevirdi şişeyi.
"Sealed love." (Mühürlü aşk.)
Şişenin üstünde yazan kelimeleri okuduğunda biraz düşünüp bakışlarını tekrar Jungkook'a çıkarttı ve düz bir ses tonuyla konuşmaya başladı.
"Romantikmiş."
Jungkook o sert bakışlardan korkarak bakışlarını kaçırıp korkak bir ifadeye bürünmemeyi dileyip ince dudaklarını hızla aralayıp konuşmaya başladı.
"Evet, bizim kafeye özel."
Jungkook cümlesinin başkomiseri tatmin etmediğini düz bir şekilde kendisine bakışından anlayınca hızla kelimelerini sıraladı yine.
"Eşimle birlikte içeriz diye getirmiştim ama... Olan ortada işte."
Jungkook'un sonlara doğru kısılan ve üzgün bir yüz ifadeye bürünmesiyle Başkomiser bakışlarını ondan çekerek her yeri araştıran polislere çevirdi sert bakışlarını.
"Kaç gün dayanır bu?"
Başkomiserin aniden sorduğu soru ile Jungkook tedirgin bir şekilde polise baktı. Göz bebekleri korkuyla titrerken içeceğin içindeki zehiri bir anlık anladığını düşündü ama daha sonra içeceğin kaç gün bozulmadan durabileceğini sorduğunda tuttuğu nefesi fark edilmeyecek şekilde geri bıraktı ve ses tonunu düz bir ifadeye büründürüp polise cevap verdi.
"2 veya 3 gün. Buzdolabında durursa bozulmaycaktır."
Sözlerinin hemen ardından Başkomiser yüzüne çok minik olan bir gülümseme yerleştirerek konuşmaya başladı.
"Merak etmeyin, o zamana kadar eşinizi bulmuş oluruz. Yine birlikte içerisiniz."
Başkomiserin söylediği cümlelere alayla gülmemek için kendini zor tuttu Jungkook. Onu bulmamaları işine gelirdi aslında ama yine de yüzüne sahte minnettar gülümsemelerinden birini takınıp Başkomisere başını salladı.
Başkomiser Woo Bin kırmızı renkteki içeceğin olduğu şişeyi Jungkook'a geri uzattığında Jungkook içinden derin bir oh çekip şişeyi almak için elini uzattı. Tam şişeyi alacakken Başkomiser şişeyi kendine doğru çektiğinde Jungkook'un yüzündeki gülümseme soldu ve düz bakışlarla Woo Bin'e bakmaya başladı.
Korku tüm bedenini yavaşça ele geçirirken Jungkook'un bacakları tir tir titriyor ve yere yığılmamak için kendini zor tutuyordu. Bedenini korku ele geçirmişti.
Başkomiser Woo Bin, Jungkook'u baştan aşağı süzüp yüzüne düz bir ifade takındıktan sonra şişeyi geri Jungkook'un eline bıraktığında sessizdi.
Jungkook aceleyle şişeyi geri kutusuna koyduğunda Başkomiserin kalın sesini tekrar duydu.
"Yukarı da bakalım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Calla Lily - KookMin [✓]
Fanfiction-Mini fic- Tamamlandı- ❝Süren azalıyor, Jeon Jungkook...❞ Başlangıç; 05.02.2019 Bitiş; 22.06.2019 ★ ANGST DEĞİL. ★