Takip

180 9 0
                                    

"Lizzie bunu yapamazsın."

Genç kadın iri mavi gözlerini yüzüne dikmiş adeta masum bir kedi gibi ona tesir etmeye çalışıyordu. Elizabeth, Kathy'nin bu bakışlarına kimsenin kolay kolay dayanamayacağına emindi. Söz konusu abisi olmasaydı o da kanabilirdi belki bu bakışlara ama arkadaşının tüm sempatik tavırlarını ve endişeli halini rahatlıkla görmezden geldi.

"Son kez söylüyorum Kathy, yapabilirim ve yapacağım."

Kathy olduğu yerde durdu ve artık onu zorlamanın hiçbir manası olmadığını kavradı. Birkaç adımda çocukluk arkadaşının yanına ulaştı ve umursamaz görünen bakışlarına dikti kendi bakışlarını.

"Yapabileceğini biliyorum Lizzie ama yapmamalısın. Bu senin için çok kötü sonuçlar doğurabilir."

Elizabeth gözlerini arkadaşının gözlerinden çekti. Duygusal olmak istemiyordu. Kendini düşünmek de istemiyordu. Evet, eğer oynamayı düşündüğü oyun ortaya çıkarsa şu anki hayatının ve geleceğinin kendisi için zor olacağını farkındaydı ama o tüm bu riskleri zaten çoktan göze almıştı. Abisinden hiçbir haber gelmeden bir ay geçmiş olsa bile; abisi artık ölmüş olsa bile; o bunu yapanı bulacak ve cezasını çekmesini sağlayacaktı.

Bu süre zarfında Elizabeth boş durmamıştı elbette. Toplayabildiği her bilgiye ulaşmıştı. Abisinin yaptığı son sevkiyatlarını incelemiş, çıkan tüm sorunları öğrenmiş ve en önemlisi Simon Black hakkında bilgi edinmek üzere bir adam tutmuştu.

Black tam bir muamma idi. Yalnızca bir isimden ibaretti ki Elizabeth onun gerçekten bir insan mı yoksa uydurma biri mi olduğunu düşünmeye başlamıştı artık. Hiçkimse net bir bilgi veremiyordu. Ellili yaşlarında kızıl sakallı tek elli korkunç bir korsan olduğunu söyleyen de vardı. İri yarı, dövmeli kel bir adam olduğunu iddia eden de... Ama kesin olan tek şey adamın iş bağlantılarıydı ve Elizabeth bunun üzerinden gidecekti. Ancak bu küçük köyde kalmaya devam ederek hiç birşey yapamayacağını da biliyordu.

"Kathy hiçbir sorun çıkmayacak. Eğer endişelenmeyi bırakırsan sende herşeyi düşünüp ona göre planladığımı anlayacaksın. Annabel bizi Londradaki evinde misafir etmeyi kabul etti bile. Sevgili kuzenim eşinin vefatından bu yana çok yalnız kaldığını ve bizim arkadaşlığımızdan memnuniyet duyacağını gayet açık belirtmiş mektubunda."

Kathy'nin yüzü mümkünmüş gibi daha da asılırken Elizabeth yüzünde muzaffer bir gülümseme taşıyordu.

"Gabriel'in onun hakkında söylediklerini ve daha önce neden Leydi Annabel'in yanına gitmeni istemediğini sen de gayet iyi biliyorsun Elizabeth. Annabel'in hiç de yalnız kalmadığından eminim."

"Kathy, Annabel sadece hayatını içinden geldiği gibi yaşıyor ve benim bununla ilgili bir sıkıntım yok. Amcamın onu altmış yaşında bir adamla evlendirdiğini de unutma. Neyseki evliliği çok uzun sürmedi."

Elizabeth Kathy ile Annabel'in bir türlü anlaşamadıklarını biliyordu. Ama akrabaları arasından güvendiği tek insan da Annabel'di. Onun kendisine sorgusuz yardım edeceğini biliyordu. Bu sırada içeri giren Jordan'ın sesiyle ikisi de bakışlarını kapıya çevirdiler.

"Beni istemişsiniz Leydim" dedi Jordan, genç kızın önündeki bavulu ve etrafa yayılmış eşyaları hiç farketmemiş gibi tepkisiz bir ifadeyle.

"Evet Jordan. Hazırlan, çünkü üçümüz birazdan Londra'ya doğru yola çıkıyoruz."

Yaşlı uşak genç kızın bu sözlerine karşılık yalnızca kaşlarını kaldırdı.

"Sanırım Bayan Rebecca'nın köyden dönmesini beklemek niyetinde değilsiniz Leydim?"

Genç kız biraz huzursuzca gülümsedi. Bayan Rebecca'ya bunu yapmak istemiyordu ama onun en başından Londraya gitmek istemesine bile karşı çıkacağını biliyordu. Bu yüzden onu yanında götüremezdi. Elindeki zarfı uzattı.

Siyahın TutkusuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin