Mektup

175 10 0
                                    

Elizabeth kendini odadan nasıl dışarı attığını bilmiyordu. Hizmetçi başlığı başından çıkarak koyu renk saçları karmakarışık bir şekilde beline ve yüzüne döküldüğü için hızlıca onları toparlayarak tekrar şapkanın içine tutturmak zorunda kalmıştı.

Utanıyordu. Az önce yaptığı her şeyden öyle utanıyordu ki. Ancak şimdi buradan en çabuk şekilde çıkmak en büyük önceliğiydi bu yüzden kendine kızma işini sonraya bırakacaktı.

En büyük korkusu, dışarı çıktığında o adamın onu bekliyor olabileceğiydi. Onu hala bir ajan olarak suçlayıp, yüzleşmek isteyebilirdi sonuçta. Ya da onu odadayken hiç bırakmayarak zorla ona sahip olabilirdi! Tanrım, Elizabeth verdiği karşılığı hatırlayınca bir kez daha lanet etti.

Merdivenlere ulaşıp aşağıya indiğinde kapının önünde bir hareketlilik farketti.

Neyse ki kapının önündeki kişi Anabel'den başkası değildi. Orta yaşlı bir beyle sohbet ediyor ve gülüyordu. Elizabeth'i görünce rahatlamış gibiydi, ancak kuşku dolu bakışları bir süre daha genç kızın üzerinde kaldı.

Elizabeth ona doğru yaklaşırken başıyla evet anlamında bir işaret yaptı kısaca. Sonra hizmetçilerin çıkış kapısına doğru hızla ilerledi.  

Arka çıkışa yöneldiğinde köşede onu bekleyen Thomas hızla at arabasını yanaştırarak leydinin arabaya binmesini bekledi. Elizabeth sonunda kalbi biraz olsun huzura kavuşarak Annabel'in evine doğru yola koyuldu.

***

Simon, menekşe gözlü kızın telaşlı bir şekilde merdivenlerde belirdiğini gördüğünde, işaret ettiği hizmetli üniformalı adamı yanına yaklaştı. Gizlendiği kuytudan merdivenlerdeki genç kızı işaret etti.

"Kızı takip et. Tam rapor istiyorum." Adam başıyla sessizce onaylarken ekledi.

"Kıza herhangi bir zarar gelmediğinden emin ol. Bir sorun çıkarsa..."

Bulunduğu köşeden kızın hizmetlilerin çalıştığı mutfağa doğru ilerlediğini gördü.

"...müdahale et."

Simon, az önce yaşananlara ya da hizmetçi kızın neyin peşinde olduğuna dair bir türlü sonuca varamıyordu. Kızın peşinden kendi gitmeyi istiyordu delicesine ancak bu çok dikkat çekerdi. İzleyen gözler olabilirdi. Simon kimliğini korumak zorundaydı. Üstelik tam da onun adını kullanarak yani Simon Black adını kullanarak arkasından iş çeviren adamla bağlantıyı kurmuşken bu çok tehlikeliydi. Belki de Nelson denen adam bilerek yerleştirmişti kızı içeriye.

Lanet olsun herşey çok karışmıştı.

Belki de kız sadece doğruyu söylüyordu ama Simon kızın birşeyler sakladığını hissediyordu. bir yandan da kızın bakışlarında öyle derin ve masum bir şey vardı ki... Belki de birileri kızı tehdit ediyordu ve mecbur bırakılmıştı.

Simon derin bir nefes aldı. Olasılıklarla hareket edecek bir adam değildi. Bir an önce kendine gelmesi lazımdı. Adrien'ı bulmak için harekete geçecekti ki kapıdan içeriye giren bir diğer adamını farkederek olduğu yerde durdu. Kaşları huzursuzca çatıldı. Çok önemli birşey olmuş olmalıydı. Aksi halde Kade asla yanına gelmemesi gerektiğini bilirdi.

Bakışları balo salonunu taradı hızlıca. Adrien ortalıkta gözükmüyordu. Nereye kaybolduğu hakkında da hiçbir fikri yoktu. Onunla başka zaman konuşmaktan başka çaresi yoktu. Salonun kuytu bir köşesinde gizlendiği için pek fazla kişinin onu farketmediğini umarak kapıya yöneldi.

Siyahın TutkusuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin