Elizabeth siyah, fırfırlı yüzünü kapatan başlığı çenesinin altından bağladı. Üzerindeki bedenine bir miktar büyük, koyu renkli, demode kıyafetleri içinde oldukça itici ve pejmurde bir hizmetçi görüntüsü oluşturmuştu.
"İşte nasıl olmuşum?"
Annabel kuzenini bu şekilde görünce yüzünü tamamen buruşturdu ve yelpazesini olanca gücüyle salladı.
"Tanrım gözlerim yanıyor. Sanırım bu görüntüyü izlemeye daha fazla katlanamayacağım."
Elizabeth zafer kazanmış bir edayla gülümsedi. Uzun zamandır dudaklarında beliren en içten gülümsemeydi ancak bu Annabelin dikkatini yeniden üzerine çekmişti.
"Lizzie şu kıyafetin içinde bile gerçekten can yakıcı bir gülümsemen var. Son bir şey daha yapman gerekiyor ama tatlım, buraya gel."
Elizabeth aynadaki görüntüsüne yeniden baktığında neyim eksik olduğunu anlayamasa da Annabel'in yanına doğru ilerledi. Annabel odasındaki çekmecelerden birini açarak gümüş renkli hoş bir kutu çıkardı. Daha sonra eline aldığı yumuşak bir fırça ile genç kızın yanına yaklaştı.
"Otur." dedi Anna, komidinin önündeki küçük pufu göstererek. Daha sonra Elizabethin önüne geçerek kutunun içindeki tozdan yanağından boynuna doğru yanık izinin üzerine sürmeye başladı. Birkaç dakika sonra işi bittiğinde genç kızın çenesinden tutarak yaptığı işi inceledi ve yüzünde tatmin dolu bir gülümseme oluştu.
"İşte şimdi oldu."
Elizabeth şimdi aynadaki yansımasını görebiliyordu ve şaşkınlıkla ağzı açıldı bir an. Yanık izi gitmişti! Pürüzsüz bir ten bakıyordu aynadaki aksinden. Şaşkınlığını belli etmemeye ve umursamaz görünmeye çalıştı.
"Buna gerek yoktu. Kimsenin bir hizmetçinin yüzüne bakacağını sanmıyorum."
Annabel onun bu yoruma sadece gülümsemekle yetindi.
"İçeri sorunsuz bir şekilde girebileceğinden emin misin Elizabeth?" diye sordu Anna bir kez daha.
"Evet söylediğim gibi Kont'un evinde Thomas'ın kız kardeşi çalışıyor ve kendini referans göstererek balonun yapılacağı gün için beni işe aldırmayı başardı. Hiçbir sorun çıkmayacaktır."
Annabel yine sessizce onayladı.
"Hala Kont'un balosunun neden bu kadar önemli olduğunu anlamadım ya neyse." dedi Annabel.
Elizabeth ise önsezilerinde haklı çıkmış olmayı umuyordu. Simon Black'in iş bağlantılarını araştırdığında Lancashire kontunun ismi karşısına çıkmıştı hep. İlginç olan ise bahsi geçen kont genç bir hovardaydı ve onu takip eden adamı onun iş amacıyla kimseyle görüştüğünü görmemişti. Üstelik abisinin çalışmalarında birkaç yerde bu Kontun adına rastlamıştı. Elizabeth bu durumu oldukça garip bulmuştu. Bu yüzden baloya gizlice girmeye karar vermişti.
"Peki ya Kathy o da hazırlandı mı?" diye sordu Annabel'e doğru. Annabel bu esnada odadaki koltuklardan birinin üzerinde bacaklarını kıvırmış ve uzun saçlarını bir yanda toplayarak cazibeli bir şekilde kuzenini izliyordu. Yeşil gözlerinde tehlikeli bir aslan edası vardı.
"Ah, kesinlikle daha hazır olamazdı."
Kont Adrien Malcolm'ın ihtişamlı evine doğru yola çıktıklarında Elizabeth kuzeninin ne demek istediğini anlamıştı. Kathy, Annabel'in misafiri olarak baloya katılacaktı-ki normal şartlarda bunu kesinlikle istemezdi- ve şu an giydiği kıyafetle o kadar inanılmaz görünüyordu ki, balonun en dikkat çekici dişisi olacağı kesindi. Aslında maksatları da bir miktar buydu. Annabel ve Kathy her hangi bir sorun çıkarsa dikkat dağıtacaktı. Elizabeth bu sorumluluğu ikisine de yüklemek istemiyordu ama kızlar gayet ısrarcı olmuştu. Kathy de evde oturup bekleyemeyeceğini söylemişti. Sonuçta beraber büyüdükleri için bir leydinin olması gereken tüm meziyetlerine hakimdi ve bu baloya katılması onun açısından sorun yaratmazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyahın Tutkusu
Historical FictionLeydi Elizabeth, anne ve babasını bir yangında kaybettiğinde, geriye sadece abisi Gabriel kalmıştı. Ancak bir gece yarısı Lizzie, abisinin okyanusun ortasında korsanlar tarafından kaçırıldığı haberini aldı. Hem de ardında kafa karıştırıcı bir mektup...