Kapalı kapının ardında hiç tanımadığı bir evin odasında böylece kapalı kalmak Yüsrayı afallatmıştı. Evinden ilk kez ayrı olarak bir başka evde kalacaktı. Bu hayatının ilk günüydü. Biraz garip geliyordu. Burası bir erkeğin eviydi. Hem de o erkek en sinir olduğu ve sürekli dalaştığı bir adamdı. Bu durumda nasıl bu evde kalmaya karar vermişti hiç bir fikri yoktu. Bazen anlamsız kararlar verebiliyordu. Şu anda uyguladığı buydu.
Eymenin onun için verdiği eşofmaları yatağın üzerinden alıp soyunmaya başladı. Elleri çekinerek düğmelerine giderken bir kaç dakika önce nasıl saçmaladığını düşündü. Eymenin her hareketini bu denli yanlış anlayarak daha ne kadar gerçekleri görmezden gelecekti bilmiyordu. Eymen aslında kötü bir adam değildi. Tamam bazen dengesizleşip sapıkça baktığı oluyordu ama şu ana kadar kendisine zarar verecek davranışlarda bulunmamıştı.
Eşofmanı üstüne giyip gardrobun boy aynasından kontrol etti. Tam üstüne oturmuştu. Oda birine ait gibi durmuyordu. Bu giysiler kız kardeşinin olamazdı. Aklına eve getirdiği kız arkadaşları gelince gözleri büyüdü. Tabi ki onlar için bir kenarda bulunduruyor olmalıydı. Yoksa böyle kaliteli ve güzel bir takımın bu odada ne işi olabilirdi?
Nedensiz bir şekilde içinde oluşan huzursuzluk büyüdükçe büyüdü. Aynadaki yansımasına kaşlarını çatarak bakarken bir anda değişen ruh halini anlamaya çalışıyordu. Eğer kız arkadaşlarınınsa kendisini ilgilendirmemesi gerekiyordu.
“Bana ne! Benim ölçülerimde bir çok sevgilisi olabilir. Eve gelince lazım oluyordur, ne olmuş yani?” Yansımasına omuz silkti. Arkasını döndüğü gibi odadan dışarı çıktı.
Koridor çok genişti. Sol tarafa bakınca üç oda daha olduğunu gördü. Sağ tarafa dönerek salona ilerledi. İçerisi boştu. Diğer taraftan gelen tıkırtıları duyunca başını çevirdi ve oraya doğru ilerledi. Eymen mutfaktaydı. Önüne önlük geçirmiş, üzerini değiştirmişti. Rahat eşofmanı ve kısa kollu tişörtüyle arkadan çok çekici duruyordu. Hareket ettikçe kol kasları sertleşip gevşiyordu. Siyah saçlarını hafif ıslattığı için sivrileşmişti. Yüsra kapıya yanaşıp pervaza dayanarak onu bir süre inceledi. Tezgahta bir o yana bir buyana gidip geliyordu. Eymen birden arkasını dönünce Yüsranın gözleri karanlıkta ışık görmüş tavşan gibi oldu. Eymen elindeki tabağı orta tezgahın üzerine bırakıp ona gülümsedi.
“Geldiğinden haberim olmadı. Ne kadardır beni izliyorsun?”
Yüsra hemen toparlanarak adamın önüne geldi. Kafasını kaldırıp ona karşı koyan dikliği ile dümdüz baktı.
“Seni izlediğimi de nereden çıkardın?”
“Seni farkettiğimi anlayınca nasıl şaşırdığını gördüm. Eh kadınların bana hayran olmasına alışığım, sıkma canını sen...” Eymen gülerek tezgaha döndü. Eline bıçağı alıp tahtanın üzerine koyduğu domatesleri doğramaya başladı.
“Daha önce hem züppe olup hem de yemek yapan birini görmediğim için beni bağışla.”
Eymen gözleri parıldayarak başını çevirdi. Sesini karizmatik bir tınıya ayarladı.
“Yemek yaparken nasıl görünüyorum? Karizmatik mi? Seksi mi? Ağız sula-“ Yüsra onun konuşmasına daha fazla izin veremeyecekti. Elindeki bıçağı hışımla alıp Eymene küçük bir kalça darbesi vurarak diğer tarafa itekledi.
“Boş konuşan bir penguene benziyorsun, merak ettiğin buysa. Şimdi çekil de vitamini kaçmadan salataları doğrayayım.”