Hayatta bazı şeylerin umulduğu gibi yolunda gitmemesi alışıldık bir durumdu. Ama Eymen bir daha dünyaya dönmeyecekmiş gibi kendi hayal dünyasında yaşadığı için tüm gerçekle yüzleşince tam kalbinden vurulmuş gibi oldu. Bacakları sendeledi ve çelik kapıya gürültülü bir şekilde dayandı.
Yüsra yardım istemek için evine gelecekti, evet, ama borç istemek de neydi? İş isterdi, Eymende seve seve verirdi. Güzel yeşil gözlerini kocaman açarak yardımını başka bir yolla istemesi ve Eymenin düşüncelerini oyması gerekmiyordu.
Eymen kısa devre yapan beyin damarlarının bir daha çalışmayacağını düşündü Hemen işine gelen bir fikir üretmeli ve kızı yanına çekmeliydi. Gözlerini ondan ayırmadan düşündü... düşündü... Neden aklına bir şey gelmiyordu sanki?
“Daha bekleyecek miyiz? Parayı verecek misin vermeyecek misin?”
Eymen yutkundu. Param yok, diyecekti ki kendisinin milyonlarla oynadığını ve bunun koca bir yalan olduğunu düşündü. Yüsrayı geri çevirirse bir daha yüzüne bakmazdı. Bu anı iyi kullanmalıydı. Allah’ım düşüncelerime bir şey oldu, kafam basmıyor...’
“İçeri geç,” derken çoktan arkasını dönmüş salona doğru ilerliyordu. Yüsra onun arkasından bakarken şaşkınlıktan kalakalmıştı. Sanki Eymenin bir anda ruhu çekilmiş ve boş bir beden olmuştu. Ağır adımlar atarak yürüyordu. Omuzları kamburlaşmıştı. Niye böyle olduğunu anlamadığından adamın sözünü yerine getirerek içeri girdi ve arkasından kapıyı kapadı.
Eymen koltuklardan birine attı kendini. Dirseklerini dizine yasladı ve eliyle yüzünü akıl gelmesini istermiş gibi bir kaç kere sıvazladı. Gözlerini açtığında karşısında Yüsranın karışık olan düşüncelerinin suratını allak bullak ettiğini gördü.
“Benden neden para istiyorsun?” diye sordu. Eğer konuşmazlarsa akşama kadar böyle bakışırlardı.
“İhtiyacım var.”
“ Neye ihtiyacın olduğunu söylersen yardım ederim.” Deyince Yüsra oturduğu yerde kıpırdandı.
“Borçlandım ve bu borcu ödemek için 3bin tlye ihtiyacım var.”
Eymen gözlerini kısarak arkasına yaslandı. Neden para istediğini biliyordu. Borçlandığı şey evini geri alma arzusu olduğunu bile bile onun yalanına göz yummayacaktı. Sanki kafasında tartıyormuş gibi uzun uzun baktı. Bir vakitten sonra Yüsra bu bakışlardan rahatsız oldu. Yerinde kıpırdandı.
“Ba..bana neden öyle bakıyorsun?”
“Yalan söylüyorsun.”
Yüsranın kaşları alnına kadar çıkarken yalanını nereden anladığını düşündü.
“Bana doğruyu söyle.” Adamın sertleşen ses tonundan rahatsız oldu. Söylerse gene hayatına karışırdı, bunu istemiyordu.
“Sen bana para verecek misin yoksa vermeyecek misin?”
“Sen ilk benim soruma cevap ver, öyle karar vereceğim.”
“Detayların seni ilgilendirdiğini sanmıyorum.”
“Bırak da buna ben karar vereyim.”
Yüsra iyice huzursuzlanmaya başladı. Başka kaçış alanı yok gibiydi. Derin bir nefes çekti ciğerlerine. Temiz oksijen alırsa belki beyin hücreleri üstün bir başarıyla çalışırdı. Eymen’in tüm ciddiyetiyle bakmaya devam ediyordu. Sonunda pes eden Yüsra omuzlarını düşürdü.