Yüsra dışarı çıktığında kendisini hapisten çıkmış bir mahkum gibi hissediyordu. Oradaki atmosferin bu kadar boğucu olması Eymenin varlığından kaynaklandığı için demir parmaklıklardan hiç bir farkı yoktu. Derin derin temiz havayı ciğerlerine çekti. Yarından itibaren infazına başlanacaktı. Göğsünde kocaman bir taş vardı. Gittikçe ağırlaşan...
Eve gittiğinde annesini yine sigara içerken buldu. Kapılar kapalı olduğu için içerideki duman dışarı çıkamamış ve evi boğucu bir mağaraya çevirmişti. Ciğerlerinde kalan oksijeni tutup camı açmak için pencereye gitti. Annesinin hali iyi görünmüyordu. Yanına oturup annesinin elindeki sigarayı aldı. Kadın ona ters ters bakıyordu.
“Evi tekrar geri alabiliriz anne” dedi düz bir sesle.
“Hallettin mi?”
“Evi alan kişi ile görüştüm. Bana iş verdi. Eğer yanında çalışırsam evi tekrar geri alabilirmişiz. Cemre Hanım’ın işinden çıktım.Artık ev sahibinin yanında çalışacağım. Yardımcı arıyormuş...”
Annesi kızaran kısık gözlerini kıza doğrulttu.
“Ne iş yapacaksın?”
“Akşam yatılı asistanı olacağım. Okuldan sonra yanına gidip çalışacağım.”
“Olmaz.”
Anlık şokla gözlerini büyüdü Yüsranın. Annesi izin vermemiş miydi?
“Ne demek olmaz?”
“Yatılı çalışmana izin vermiyorum demek, olmaz.”
“Anne...”
Kadın elini kaldırıp daha fazla konuşmak istemediğini söyledi. Koltuktan kalkmak için elleriyle güç alırken Yüsra onu tuttu.
“Anne eğer çalışmazsam evimiz elden gidecek, bunun farkında mısın?”
“Giderse gitsin be!” diye bir an da çıkışınca Yüsra geri doğru irkildi. Annesinin dengesiz davranışlarına çok kere şahit olmuştu. Bu da şuan onu gösteriyordu. Yeni bir iş bulmuşken neden annesinin böylesine fevri davrandığını bilmiyordu. Ne güzel evlerini de tekrar geri alabileceklerdi.
“Sokağa atılmanın iyi bir şey olduğunu mu sanıyorsun anne? Nerede yatacağımızı düşündün mü? Sen kadın ben kadın , sokaklarda yaşarsak etraftaki insanların hakkımızda ne düşüneceğini biliyor musun? Aklında ne var senin? Ablam mı?”
Annesinin gözleri bir an tereddütle baktı. Sonra başını salladı.
“Ablanın yanına gideceğiz tabi.”
“Hah! Ablamın kocası seni kırmızı halıyla bekliyordu zaten...” diyerek dalga geçti. Annesinin yanından kalkıp odasına gitti. İlk olarak üstünü değiştirdi. Duşa girdi ve ferahlamış – kısmende olsa – hissetti.
Hazır odasındayken çantasını ve en lazım olacak şeyleri valizine yerleştirdi. Annesi ne derse desin o bildiğini okuyacaktı.
Ertesi günü okula gitti. Cemre yine ortalarda görünmüyordu. Mehmet Beyin durumuyla ilgili gelişmelerin ne olduğunu bilmediği için birazda meraklıydı. Eline aldığı kahvesi ile okulun bahçesinde boş bir masaya geçti.O aileden haber aldığı en yakın olduğu kişi hizmetçileriydi. Onu aramak ile aramamak arasında kalırken cep telefonu çaldı.