Uyandım ve hayatımın son günlerini yaşadığımı unutmaya çalışarak kahvaltı hazırladım. Babam geldi. Konuşmadık ve yemeği yedik. Babam bir şey söylemeye karar verdi.
“Benimle işe gelmek ister misin? Şey, yalnız olmamak için.” Dedi ve bardağındaki son yudumu içti.
“ Neden? Ölmek üzereyken neden çalışmaya gidiyorsun baba?” Bunu demek zorundaydım çünkü artık ölecektim ve istediğimi yapmaya hakkım vardı.
“ Çünkü hala yaşayacağım hissini hissetmezsem deliririm.” Artık herkes açık açık konuşuyordu. Bunu yapmak için öleceğimizi bilmemiz mi gerekiyordu?
“Tamam gelirim.” Dedim ve yemeğimi yemeye devam ettim.
Babamın işyerine geldim ve şok oldum. İnsanlar gerçekten bu zaman makinesi için delirmişlerdi. Ellerinde bıçak olanı bile görebiliyordum. Babam da şaşırmışa benziyordu.
“ Bu da nedir böyle? Gece hemen arka taraftan içeri giriyorsun.” Dedi babam.
“Peki ya sen? Sen ne yapacaksın?” dedim ama dinlemedi ve gitmemi söyledi. Gizlice arka kapının olduğu tarafa dolandım. Görünüşe bakılırsa insanlar oraya doğru da gelmeye başlamıştı. Onlar gelmeden koşarak şirketin şifresini yazdım ve kapıyı hızlıca açıp içeri daldım. Oldukça büyüktü. Arka kapıdan ilk kez girmiştim ve nereye gideceğimi bilmiyordum. Arka kapıyı insanlar yumruklamaya başladı ve korkuyla ilk gördüğüm merdivenden yukarı çıktım. Birçok oda vardı. Ben sadece babamın bilim adamı arkadaşlarını bulup yardım çağırmak istiyordum ve koşmaya başladım. Koştum ve bir süre sonra kocaman olan ve dikkat çeken bir kapı gördüm. Kapıyı yavaşça açtım ve karşımda duran şey büyük zaman makinesiydi.
Zaman makinesine nefretle baktım. Onun yüzünden kıyamette yanıp ölecektim. Eğer bu işe yaramaz makine olmasaydı babam, annem ve ben şu anda beraber uzay gemisindeydik. Ailecek. Bu makine yüzünden annem babamın delirdiğini düşünmüş ve boşanmıştı. Bu makine olmasaydı şu anda aşağıdaki kurtulmak isteyen kızgın bir kalabalık olmayacak ve babam ölüm riskiyle karşı karşıya olmayacaktı. Eğer bu makine olmasaydı hala umutlarım olacaktı. Şu anda çok sinirliydim ve bir şey yapmalıydım. Şapşal makineye baktım. Sanki çalışacakmış gibi sesler çıkarıyordu. Güldüm. Işınlanılan yere girdim ve saçmasapan hareketler yaptım. Şimdi birazcık rahatlamıştım ve yapmam gereken son bir şey kalmıştı. Makineye sert bir tekme attım ve çıkmaya hazırlanırken garip sesler çıkmaya başladı. Kapıyı açmaya çalıştım ama kapı sıkışmıştı. Bu olamaz. Zaman makinesinin içinde sıkışıp kalmıştım. Sanırsam çalışmaya başlamıştı. Korkuyordum. Hem de çok çok korkuyordum. Yere çöktüm ve gelen iğrenç tiz sesten dolayı kulaklarımı tıkadım. Gözlerimi sımsıkı kapattım ve her tarafım karıncalanmaya başladı. Ve birden her taraf karanlık oldu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gece
Fiksi IlmiahGece'nin hayatında çaresizlik ön plandaydı çünkü sona yaklaşılmıştı. Ama olacaklar alıştığı her şeyi değiştirdi. © Tüm Hakları Saklıdır