born this way

2.7K 216 76
                                    

Grace - You Dont Own Me

Herkes süper kahramanları sever. Herkes onların muhteşem, havalı ve kusursuz olduğunu düşünür. Kötü adamalar için de aynısı geçerlidir. Kötü adamlarla süper kahramanların tek ortak noktası da budur işte; herkes onlardan insanüstü bir irade, kararlılık, havalı bir kostüm ve kusursuzluk ister. Öyle olmasa kimse Draco Malfoy'u sevmezdi.

Kötü adamların hiç canı yanmaz, gözleri yaşarmaz, saçları bile bozulmaz. Vicdanları yoktur onların. Aynı durum Joker için de geçerlidir. Hayatında önemsediği kim varsa, canını sıktıkları anda gözünü kırpmadan öldürdü onları. Sonrasında hiç pişman olmadan üstelik.
Öyleyse şu an neden duraksıyor? Neden geri dönüp o aptal doktoru kurtarmak istiyor? Joker'in beyni sürekli kendi kendisini kandırmaya çalışıyor. Doktoru kurtarmak istiyor fakat içindeki canavar buna izin vermiyor.

En sonunda dayanamayıp üzerindeki ceketi bir kenara fırlatıveriyor. Asit dolu kazanlara atlamak için trabzanlara doğru koşarken hiç bir şey düşünmüyor. O bir deli, ruhunu şeytana satmış bir katil... Ne düşündüğünü asla bilemeyeceğiz.
Ama sadece şunu bilin, kimse yalnız olmayı sevmez. Kötü kahramanların bile sağ kolu, hayatının aşkı ve bir zayıf noktası vardır, elbette vardır.

Dr. Taeyong Quinzel, tam artık her şeyin bittiğini ve öleceğini düşündüğü bir anda beline dolanan kolu hissetti. Kendisini yukarıya doğru çekiyordu. En sonunda yukarı çıktığını hissetmişti. Joker belki de onun deliliğinden ve teslimiyetinden etkileniyordu. Çünkü tam da onu yukarıya çektiği anda kollarını beline sardı ve onu öpmeye başladı. Bu o kadar tutkulu bir öpücüktü ki daha önce tasvirini duymuş olmanıza imkan bile yok.
Quinzel, artık özgür bir ruhtu. Her yeri asitle kaplanmış elini kaldırıp Joker'i kendisine daha çok yakınlaşmasını sağlamak için kullandı. Doktora hak verin, ne zamandır bunun için bekliyor.
Joker, Taeyong'un dudaklarından bir nefes için ayrıldığında eski fabrika Joker'in kahkahalarıyla yankılanıyordu, artık hayatının aşkını ve yoldaşını bulduğuna emindi.

Onları bir görseniz, gerçekten deli olduklarını düşünürdünüz. Joker'in mavi gömleğinden asit yüzünden eriyen mavi boyalar ve Taeyong'un gömleğinin kırmızı boyası birbirine karışmış, kıyafetleri yer yer yırtılmıştı. İçi asit dolu koca bir kazanın içindelerdi fakat ikisinin de tek derdi birbirlerini biraz daha öpmek ve kahkalar atmaktı...

__________

"Geliyoruuuum."

"Gel"

"Gelmesem mi acaba?"

" Hadi artık Taeyong"

"Geliyorum..."

Joker'in evine geldiklerinde Taeyong üzerini giyinip duş alacağını söyleyerek banyoya girmişti ve bir saattir oradaydı. Asit dolu bir kazana düşmüş olsalar bile Jaehyun'un banyo yapma süresi maximum yirmi dakikaydı.
Önünü açık bıraktığı gömleğiyle yatağında yatmış, gülümseyerek Taeyong'a son beş dakikadır yaptığı gibi gelmesini söylüyordu.

Fakat Taeyong, içeriye geldiğinde bir saattir sadece banyo yapmadığı anlaşılmıştı. Banyoda resmen kendisini baştan yaratmıştı. Jaehyun yavaşça dirseklerinin üzerinde doğruldu ve bir ıslık çaldı.
Siyah sade bir kısakollu, ve kırmızı dar bir tayt giyiyordu. Üzerine deri bir ceket almıştı ve boynuna da kemerden bir chocker yapmıştı. Saçları...
Açıkçası en güzel yanı kesinlikle saçlarıydı, asit yüzünden saçlarına gömleklerindeki renklerden sinmişti. Ve saçlarının uçlarında mavi ve kırmızılıklar vardı. Gözlerine siyah bir makyaj yapmıştı.

"Buraya gel" Jaehyun'un dayanamayacağı bir şey varsa o da bu çocuktu, ki bu Taeyong'un hala hayatta olmasından bile belliydi. Yavaşça Jaehyun'un yanına yürüyüp kucağına oturdu ve ellerini Jaehyun'un kemerine koyup yüzüne doğru eğilerek
"Yoksa gördüklerin çok mu hoşuna gitti?"

Jaehyun Taeyong'un çenesini tutup yüzüne yaklaşırken "Göreceklerimin daha çok hoşuma gideceğinden eminim." diye cevapladı. Hiç kimse onun yatakta uysal bir adam olduğunu düşünmüyordum umarım. Çünkü yanından bile geçmez.
Taeyong'un boynunu hırsla öperken bir yandan da kendisine daha çok alan sağlamak için eliyle çenesini yukarı kaldırıyordu. Bu onun canını yaksa da Jaehyun'un hoşuna gidiyordu. Taeyong sessizce inledi ve yüzünü geriye doğru çekerek Joker'in kendisini bırakmasını sağladı.

"Böyle değil, böyle yapmayacaksın." dedi, gözleri sinirden yanıyordu. "Ben senin sürtüğün değilim, bu gece aramızda bir şeyler olacak ve bu sadece senin hoşuna gitmeyecek."
Kendinden o kadar emindi ki bu bile Joker'in ona izin vermesi için yeterliydi.
Fakat tam da Taeyong Jaehyun'un kemerini açmaya hazırlanırken kapı hızla tıklatılmıştı. Jaehyun Taeyong'un durdurmamıştı fakat kapı bir kere daha çaldı "Efendim, bu önemli. Bay Lyn gelmiş ve sizi acilen görmek istiyor."

Jaehyun Taeyong'u belinden tutup yatağa indirdi ve "Gelsin" diye cevapladı. İçeriye her yerinde dövmeler olan uzun boylu bir adama ve arkasından da Joker'in adamları girdiler.
Adam başıyla Jaehyun'a başıyla bir selam verdi ve "Teslimat tarihini değiştirmemiz gerek, polis peşimde. Bu hafta iki adamımı içeri aldılar. Bu adamlar teslimatın yerini de tarihini de bilen admalardı." dedi hızlıca. Kimse Joker'in yanında uzun bir süre kalmak istemezdi çünkü o ne yapacağı belli olmayan bir deliydi ve bu sektördeki herkes bunu bilirdi.

"Bunu halledebilirim sanırım. Şimdi çık artık, çünkü gördüğün gibi çok önemli işlerim var." dedi eliyle Taeyong'u işaret ederek. Adam muzip bir gülümsemeyle "Paylaşmak ister misin?" diye seslendi. Jaehyun adamın gözlerine baktı ve "Tabii, neden olmasın." diye cevapladı.

Sadece şaka yapmaya çalışan adam bunu duyunca gerçekten şaşırmıştı, aynı şekilde Taeyong'da ve Joker oldukça ciddi gözüküyordu. Bir kez daha Joker'in gözlerinde bir şaka kırıntısı aramıştı, bulamayınca kemerini çıkartmaya başladı. Taeyong anında yataktan kalktı. "Buna asla izin veremezsin." dedi, öfke ve hayalkırıklığı sesine yansıyordu.

"Veremez miyim?" Joker daha çok kendi kendisine konuşuyor gibiydi. Adam Taeyong'u kolundan tutup yatağa ittiğinde Taeyong, hala direnmeye çalışıyordu.

"Veremez miyim?" diye sordu Joker tekrar. Koca bir kahkaha patlattıktan sonra silahını belinden çıkarttı ve "Kusura bakma, gerçekten veremem. O sadece benim." dedi ve Taeyong'a saldıran adamı tam da başından vurdu. Silahı yatağın üstüne atarken "Götürün şunu buradan" dedi keyifsizce.

Adamlar korkuyla biraz önce canlı olan cesedi dışarı çıkartırlarken Joker gülümseyerek Taeyong'un üzerine yürüdü ve "Sen benimsin, seni asla başkasıyla paylaşmam." dedi.

Gözleri yalan söylemiyordu.
Taeyong'u tekrar derin bir öpücüğün içine çekerken, ikisi de biliyordu ki, artık hep birlikte olacaklardı. Ya beraber batacaklardı ya da beraber çıkacaklardı.
Öpücük ve tenlerinin birbirine değme sesleri ortama karışırken Joker'in sesi duyuldu,
"Ty... Benim güzel Ty Quenn'im."

Artık Taeyong Quinzel yoktu. Yalnızca ruhunu şeytana satmış bir deli daha vardı. Belki de Joker'den çok daha manyak, çok daha gözü kara ve onun için her şeyi yapacak birisi...
Ty Quenn.

****

Taeyong muhtemelen böyle gözüküyor.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
daddy's lil boy - jaeyongHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin