how dare

1.5K 163 12
                                    

"Yürüsene sürtük sabaha kadar seni bekleyecek değiliz."

Taeyong, kendisinden uzakta durmuş elindeki silahı ona doğrultan polise döndü ve yüzüne takındığı güzel bir gülümsemeyle cevap verdi

"Gelip kendin götürsene."

Polis onun zararsız olduğunu düşünmüyordu tabii ki ama çok ciddiye de almamıştı. Bu yüzden bir türlü hücresine girmek bilmeyen suçlunun yanına yürümeye başladı. Aslına bakarsanız onun abartıldığını düşünüyordu. Altı üstü Joker'in sürtüğüydü ve hücreye koyacak olmalarının tek sebebi de Joker'in onu kaçırmaya çalışma ihtimaliydi.
Silahını tam yüzünün ortasına doğrultmuş bir şekilde yanına gelip Taeyong'u kolundan itekledi. Fakat daha onu hücresine sokamadan Taeyong adamın elinden silahını almış ve kafasına sıkmıştı. Patlayan silah sesiyle oraya koşan bir kaç polise daha sıkmaya başladı. Nereye sıktığına bile bakmıyordu sadece çok sinirliydi ve buradan çıkmak istiyordu. O sırada tüm vücudu bir acı dalgasıyla savruldu ve yere düştü.

Omzunun üzerindeki iğneye bakarken acıyla gülümsedi. Onu kaçan atları veya domuzları vurdukları iğneli bir tabancayla vurmuşlardı. Joker buraya geldiği zaman işlerin bu polisler için yolunda gitmediğinden bizzat emin olacaktı.

   
               ____________________

"Taeyong, yanıma gel hayatım. O kafese o kadar yaklaşma."

"Tamam anne."

Taeyong elindeki şekeri yalarken kocaman açtığı gözleriyle önündeki kafesin içindeki devasa aslanı izliyordu. Haftasonu için ailesiyle hayvanat bahçesini gezmeye karar vermişlerdi ve Taeyong gözlerini aslandan alamıyordu.
Bu gezi sırasında Taeyong on yaşındaydı ve o yaşta bile aslanın ne kadar asil olduğunu düşündüğünü hatırlayabiliyordu. Demek ki ondan çok korkuyorlar, diye düşünmüştü. Diğer hayvanlar ince tellerin veya parmaklıkların arkasındayken aslan biri daha içerde diğeri ondan biraz ileride iki kalın kafesin içindeydi.
Taeyong hayran gözlerle kafesi incelerken yukarıda gördüğü bir kutuyu eliyle babasına göstermiş ve sormuştu,
"Bu nedir babacığım?"

"O bir sigorta."

"Peki ne için?"

"Eğer dışarı çıkmaya çalışırsa veya kendisini besleyenleri ısırırsa diye kafesine elektrik vermek için"

"Yani?"

"Yanisi hayatım, eğer böyle bir şey yapmaya çalışırsa ona elektrik çarpar."

"Ama canı yanar baba."

Babası sorulardan sıkılmış gibiydi.
"İnsanların canı hayvanlardan önemlidir hayatım."

               _______________

Taeyong uyandığında kendisini, çocukken hayran kaldığı aslanınkine benzer bir kafeste bulmuştu. Vücudunu hareket ettirmeye çalıştıkça canı yanıyordu. Onu bir kafese tıkmışlardı, kalın ve iki parmaklıktan oluşan bir kafese.
İçinde belli belirsiz bir gurur duygusu vardı. Ondan korkuyorlardı, saldırmasından, canlarını yakmasından, dışarı çıkmasından...
Yavaşça yerinde doğrulurken  kendisinin başında nöbet tutan polisleri gördü. Buranın neresi olduğu hakkında en ufak bir fikri yoktu fakat Joker hala kendisini kurtarmaya gelmediğine göre, onu gerçekten çok korunaklı bir deliğe tıkmışlardı.

  

Taeyong yaklaşık bir haftadır buradaydı ve hala Joker onu almaya gelmemişti. Burada daha fazla kalmak istemiyordu, üstelik Taeyong'a çok kötü şeyler yapmışlardı. Onu dövmüş, işkence etmişlerdi. Taeyong kendi yaptıklarını azımsamıyordu fakat bu adamlar hani iyi polisti?
Buraya geldiğinde üzerindeki gömleğini yırtıp bağlamış ve kafesine aşmıştı. Taeyong bunun üzerinde gerinme hareketleri yapıyordu. Bu onun hep hobisi olmuştu. Baş aşağı ipe asılmış dururken uzaktan bir kapının açılma sesi geldi. Taeyong başını kaldırınca oraya doğru yürüyen gardiyanları gördü ve yavaşça doğrulup oturur hale geldi.
Ortadaki adam ,ona alfa diyorlardı, sürünün başıydı ve buradaki yetkili kişi oydu. Taeyong'un acı çektiğinden bizzat emin oluyordu.
Taeyong'un yanına yürürken arkasındakilere 'Geri çekil, kıpırdarsa ateş et' demeyi ihmal etmedi ve Taeyong'a seslendi
"Oradan inmeyecek misin?"

Taeyong cilveli bir gülünsemeyle sallandı, ipin üzerinde ters bir takla atıp yere indi ve ellerini parmaklıklarla koydu.
Alfa, derin bir iç çekti "Kuralları biliyorsun yavrum, parmaklıklardan uzak dur."

Taeyong yavaşça dilini parmaklıklarda gezdirip sesini biraz alçalttı ve etkileyici bir tonla sordu,
"Bu parmaklıklar mı?"

Alfa etkilendiğini belli eden bir şekilde güldü ve "Aman tanrım" dedi.
"Sen harbinden dengesiz bir sürtüksün."

"Sıkıysa içeri girip söylesene. Yoksa korkuyor musun? Ama çok sıkıldım. Sıkıldım, oyna benimle."

"Gardiyanlarımdan beşini hastanelik ettin tatlım, kimse seninle oynamaz. Yerde yatacaksın."

"İstediğim yerde, istediğim zaman, istediğimle yatarım."

Alfa bu sefer büyük bir kahkaha atmıştı,

"Ah Tanrım, seni seviyorum." Elindeki telsize seslendi,

"alfa01 zımbala."

O anda büyük bir elektrik dalgası Taeyong'un vücuduna yayıldı ve anında yere yıkıldı. Taeyong bilinçsiz bir şekilde yere yığılmadan önce yalnızca babasının haklı olduğunu düşünmüştü. Herkes babası gibi düşünüyordu. İnsanların canı gerçekten de hayvanların canından değerliydi ve belli ki bu adamlara göre Taeyong bir hayvandan bile beterdi.

                _____________________

 Joker, tüm perdelerini çektiği odada yere oturmuş bir haber bekliyordu. Kapı açıldığında elindeki silahı anında kapıya doğrulttu. O kimseye güvenmezdi. Gelenin kendi adamı olduğunu görünce elindeki silahı yere indirdi ve sordu "Nerede o?"

"Durum karışık. Sadece o değil, herkes kayboluyor. Yeni kanun çıktı. Yeterince kötü bir kötü adam olursan seni terörist ilan edip Louisiana'daki bir bataklığa gönderiyorlar. Gizli hapishane. O da orada."

Joker, boynunu esnetip gözlerini kapattı. Ona orada neler yaptıklarını düşünmek bile istemiyordu. Canını ne kadar çok yaktıklarını...
Hayatında ilk defa birisi için üzülüyor ve endişeleniyordu.
Adam sessizlikten sıkılmış olsa ki "Ee, ne yapıyoruz?" diye sordu. Joker başını kaldırdı ve cevap verdi.

"Arabayı getir hemen. Gezmeye gidiyoruz."

Her zamanki gür kahkahasının aksine sesi giderek kısılan bir kahkaha atıp kendini yere attı ve o an onu görseydiniz canının ne çok yandığını anlardınız. Fakat bir saniye, resme biraz geniş bakalım odanın her tarafı farklı boylarda bıçaklar ve silahlarla çevriliydi. Bu da onun ne çok can yakacağının habercisiydi.
Muhtemelen inanmayacaksınız ama odanın köşesinde bıçakların yanında bebek tulumları da vardı. Joker, Taeyong'a gerçekten aşık olmuştu. Onunla ilgili hayaller bile kurmuştu, bir gelecekleri olacağına inanmıştı. Belki iyi bir insan olmayı istememişti ama bir ailesi olsun istemişti.
Ve şimdi onun elinden her şeyini almışlardı. Canı çok yanıyordu ve bunun hesabını soracaktı. Hemde çok fena soracaktı.

****

daddy's lil boy - jaeyongHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin