/BÖLÜM 25~ NAMÜTENAHİ/

1K 75 61
                                    

//Ömer'den//

"Begonya, tamam. Leylaklarımız orada. Kırmızı beyaz pembe güllerimiz de hazır. Almadığımız ne kaldı?" dedi gözlerini etrafta gezdirmeye devam ederken. Kucağındaki çiçekler geldiğimiz seranın en güzelleriydi. Bir de onları tutan kadın böyle güzel olunca ortaya çıkan görüntünün tarifi olmazdı. "Eyvah kardelen onlar nerede? Dur Nergis ve orkide istediğimi de söylemiştim." Elindekileri köşede duran masaya bıraktı ve koşarak beyaz çiçeklerin bulunduğu alana yöneldi. Kucağına aldığı birkaç çiçeğe burnunu yaklaşıp kokladıktan sonra huzurla kapattı gözlerini.

Arkasında duran kadında Defneye bakıyordu gülümseyerek. Yaklaşık bir saattir buradaydık ve o neredeyse her tarafı gezmiş ve çiçeklerin çoğunu incelemişti. Oradan da beğendiği birkaç tanesini aldıktan sonra yeniden eski yerine döndü. Önünde duran çiçeklerin yanına kucağındakileri de bıraktıktan sonra hayranlıkla inceledi hepsini.

"Tamamdır bunlar artık." Arkasındaki kadına döndü ve gülümseyerek konuştu. "Çiçekler bunlar olacak."

"Peki kızım." deyip yanından ayrıldı kadın. Görevlilere bir şeyler söylerken bende Defnenin yanına geçtim ve arkadan sıkı sıkı sarıldım beline. Varlığımı yeni hatırlamış olacak ki heyecanla bana doğru döndü.

"Ömer, çiçeklerimiz çok güzel değil mi?!" dedi gözlerimin içine bakarken. Alt dudağımı ısırıp kızıl saçlarına doladım parmaklarımı.

"Gözümü senden başka bir tarafa çeviremediğimden çok inceleme fırsatı bulamadım güzelim." dediğimde kollarını boynuma doğru sarıp sıkı sıkı sarıldı. Arkadan gelen seslerle ayrılmak zorunda kalmıştık. Kadın çiçekleri hazırlatmış ve bize bakıyordu.

"Çiçekleriniz hazır. Alabilirsiniz." Bir işaretle dışarıda olan korumaları buraya çağırdım. Çiçekleri almalarını söyledikten sonra ücreti ödeyip defneyle beraber çıktık oradan. Defne bahçede gerekli olacak birkaç şey daha almıştı eve gitmeden önce.

Sonunda eve geldiğimizde korumalar çiçekleri bahçeye taşırken eve girdik. Defne bana doğru döndü ve kollarını boynuma sarıp ayak uçlarında yükseldi. Dudaklarını dudaklarıma bastırdığı anda içimde bir şeylerin koptuğunu hissediyordum. Ona olan arzum gün geçtikçe artarken bazen başa çıkamamaktan çok korkuyordum. Çünkü eğer defneyi üzecek bir şey yapacak olursam o an yok olurdum işte.

Yavaş hamlelerle beni öperken elleri boynuma doğru geldi. Nefes nefese geri çekildiğinde soluklarını düzene sokana kadar sadece yüzüme baktı.

"Şimdi hazırlanalım, çok güzel geçecek bir gün bizi bekliyor." Alnına dudaklarımı bastırdım.

"Sen nasıl istersen öyle olsun güzelim." dediğimde elimden tuttu ve beraber odaya çıktık. İçeri girdiğimizde birkaç hafta önce hazırlattığım giyinme odasına doğru ilerledik. Benim için kot bir pantolon ve lacivert bir tişört seçti. Kendine de bir bahçıvan tulumu aldı.

Hazırlandığımızda beraber inmiştik aşağı. Bahçeye çıktığımızda etrafta bulunan korumaları buradan gönderdim. Defneyle yalnız kaldığımızda çiçekleri getirdiğimiz alana geçtik. Saksıda duran begonyaları çıkardıktan sonra daha önceden hazırlanmış olan çukura koydu dikkatlice. Ardından bana döndü.

"Aşkım hadi dikilme orada kapat şunu." dediğinde gülümseyip eğildim. Çiçeğin kenarlarına toprakları atarken defne sinirle konuştu. "Yavaş Ömer dikkat et ayrıca kökleri değsin dibe." Dediklerine dikkat ederek koymaya devam ettim.

Yaklaşık iki saat sonra bitmişti işimiz. Bahçe gerçekten eskisine göre daha renkli ve hoş duruyordu. Defneye doğru döndüm. O da gülümseyerek bakıyordu çiçeklere.

Aşkın Kıyısında Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin