4. Bölüm ✔️

4.4K 138 25
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

°2019°

4. Bölüm

Uyandığımda yanımda kimse yoktu. Televizyonun sesi kısıktı. Bende yüz üstü döndüm, uyumaya kaldığım yerden devam edecekken annem geldi ve koluma dokunmaya başladı tabi bir yandan da konuşmaya.

" Nisa hadi kızım kalk artık bak daha Mardin'e gideceğiz, kızım geç kalacağız uyursan uçağa " dedi bende 'he he tamam' dedim sonra " neeee Mardin mi Allaaah unuttum ya ben onu " dedim annem bu tepkime gülüp içeri gitti bende direkt yataktan kendi odama uçtum cidden uçtum ya.

Hazırlandıktan sonra herkes bahçede beni bekliyordu. Eşyalarım içerdeydi. Ellerim boş çıkınca, abim içeri kolileri getirmeye gitti. Bende beklemeden arabaya bindim. Annem dışında herkese sinirli ve kızgınım. Cidden beni kendilerinin yaptığı hata sonucu ortaya atmışlardı. Sanki bohçacı teyzeler gelirde atarlar ortaya kıyafetleri, kumaşları sende birisini beğenip alırsın ama diğer ucunda da biri tutar ya onun gibi hissediyorum kendimi.
Tek isteğim ailem tarafından sevilen, saygı duyulan biri olmaktı. Ama sağolsunlar hiç biri olmadı. Hep dışlandım, ezildim. Sessiz kaldığım için üstüme daha çok geldiler. Ben çocukluğumda yaşadıklarıma sesimi çıkarsaydım, bugün böyle olmayacaktı. Ama hayır bundan sonra karşılarında tamamen farklı bir Nisa vardı. Bugün miladımdı. Değişecektim sessiz kalmayacaktım. Faketmiştim benim, beni ezen sevmeyen insanlara ihtiyacım yoktu. Hâlihazırda bir sürü seven arkadaşım vardı. Bir kaç kişi için onları da harcayamazdım. Bundan sonra sıkı sıkıya sarılacaktım hayata. Sevenlerimle sevdiklerimle olacaktım. Kendimi toxic ilişkilerden arındıracaktım.

Ben bunları düşünürken havaalanına geldik. Arabadan indim ve annemin peşine takıldım. Bavulumda olmadığı için rahattım, çünkü onlar önceden gitti Mardin'e bende salına salına endamımı göstererek gidiyorum. Üstümde aşırı bir hissizlik ve umursamazlık vardı. Bedenimi ve duygularımı uyuşturup sinirlerimi almışlar gibi, hiç tepki gösteremiyordum.

Uçağa binince hemen koltuğumu bulup oturdum kemerimi de bağlayıp kendimi uyumaya zorladım zaten gece pek uyuyamadığımdan - yani hiç hareket etmeyince- pekte zor olmadı .

Kenandan

Artık fazla zaman kalmadı 10 yıldır bekliyorum onu. O buraya her geldiğinde tabiki kardeşim ne zaman gelse buraya onuda yanında getiriyor. Küçükken öyle tatlıydı ki sürekli yanıma gelir kucağıma oturup uyuya kalırdı birlikte oyun oynardık. Yaşımız yakındı birbirine. Onun oyun arkadaşıydım. O ki bebeklerle oynamayan beni, elime oyuncakları tutuşturup evcilik oynatan tek kızdı. Zaman geçtikçe yavaşça benden uzaklaşmaya başladı tabi bu tek bana özel bir şey değil abilerinden, babasından bile uzaklaştı. Gerçekten erkeklerle bir sorunu var. Sonra İsmail ona güven verdi bu sayede onlarla tekrar iletişim içinde bulundu ama bana hep uzaktı elimi bile sıkarken -ki bu bile nadir olurdu- yüzüme bakamaz fazla konuşmazdı. Onu öyle çok sevdim ki uzaktan bile güzeldi sevgim.

Havaalanına geldiğimde herkes uçaktan inmiş bir köşede bekliyordu bende gidip ne olduğunu sordum onlarda Nisa'nın uyuduğunu İsmail'in onu uyandırmaya çalıştığını söylediler.

Uçağın içine girip Nisa'yı buldum başında da İsmail uyandırmaya çalışıyor. Yanına gittim " bırak uyusun, ben alırım kucağıma " dedim ve kucağıma alıp uçaktan çıktım . Kendi arabama giderken bir yandanda İsmail'le konuşuyorduk bana " Nisa 1 aydır benimle konuşmuyor zorda kalmadıkça kimseyle görüşmüyor bir tek annemle konuşuyor onun dışında yok " dedi .

Ah benim inatçı küçük keçim demek kimseyle konuşmuyor ha. Haklıydı, bende kızgındım ablama ve İsmail'e. Yaptıkları hatayı biliyorlardı ama hala Nisa'nın onlarla konuşmasını bekliyorlardı. Onu arka koltuğa yatırdım ve kendimde sürücü koltuğuna oturdum. Arabayı konağa sürerken arada aynadan arkamda uyuyan meleğe bakıyordum yakında karım daha sonrada çocuklarımın annesi olacaktı. Evet bu 10 sene içerisinde onunla geleceğe dair hayaller kurdum ilk başta kabullenemesem de daha sonrasında gözlerim hep onu aradı. Her daim yanımda olsun istedim, bu günün gelmesini dört gözle bekledim. Onu sevmeye -hatta aşık bile oldum ona- son senelerde bu yüzden beklemek zulüm gibi geldi bana. İsterdim ki o da beni sevsin, kalplerimiz birbirine aitken evlenelim.Ama daha fazla kimseyi tutamıyorum. Ağalar ve babamlar çok fazla baskı yapıyor. İstemeden evlense bile evliliğimiz boyunca istemediği birşey olmayacaktı.

Konağın önünde durdurdum ve inip Nisa'yı kucağıma aldım. Onu kendi odama götürdüm tabi ki kimse birşey diyemez çünkü ona sevdalı olduğumu tüm konak biliyor, bir o görmüyor. Ona sevdamı tüm Mardin duydu, bir o duymuyor. Olsun o da sever zaman gelirde. Odanın kapısına gelince Nisa'yı bir dizime oturtup boşa çıkan elimle kapıyı açıp ayağımla geri kapattım onu kendi yatağıma bırakıp üstünü örttüm .

Bende giyinme odasına gidip üstüme rahat birşeyler giydim ve çıkıp yatağın karşısında olan koltuğa oturup onu izlemeye başladım. Çok güzel, masum ,temiz yürekli ama onun bundan haberi bile yok . Abisini affedeceğini biliyorum, ama kırgın kalacak her daim bir yanı hiç unutmayacak yaptıklarını. Her zaman yüzlerine vuracak. Affetse bile eskisi gibi olmayacaklarını biliyordum. Şimdi nerden biliyorsun derseniz yıllardır onu izledim yetmedi Mardin'e geldiğinde sürekli yanımdaydı ve onu çok iyi tanıyorum. Bu oda bizim hayatımızı iyi yönde veya kötü yönde etkileyecekti. Onu zorlamayacaktım. Ama benden boşanmamızı isterse ne yapacağımı bilmiyordum. Onu seviyorum ve boşanmak da istemiyorum. Beni sevmesi için her şeyi deneyecektim. Emek verecektim bu ilişkiye. Sevda demek emek demekti. Çabaladıktan sonra hala beni sevmezse bu sefer izin verecektim. Ben seviyorum diye onu sevmediği kişiyle bir ömür tutsak edemezdim. Dilimde ki tek duam beni sevmesiydi.

Nisa'dan

Çok güzel bir rüyadaydım. Rüya olduğunu biliyordum çünkü yapamayacağım şeyleri -uçmak gibi- yapıyordum. Yanımda yüzünü göremediğim bir adam ve 2 çocuk vardı. Beraber maceraya çıkmış gibiydik. Ormanda koşuyor, kuşların üstünde gökyüzüne süzülüyorduk. Bir şelaleden atlıyor, balıkları topluyorduk. Çok eğleniyordum onlarla. Hiç bitmesin istedim bu rüya. Bu çocukların benim evlatlarım olduğunu düşünüyordum. Ama adam kimdi? Onu bir türlü tanıyamıyordum. Hislerim ona gelince yok oluyordu sanki. Burnuma silik silik kokusu doluyordu. Zaman burda donsun istedim. Onlarla kalayım, kabusa benzeyen hayatıma uyanmayım istedim. Adamın elini tuttum. Bırakmıyordum. " Korkma ben hep seninleyim, kalbinde hisset beni " yüzü görünmüyordu ama onun konuştuğunu biliyordum. Kalbimde hissediyorum onu. Yavaşça silikleşerek görüntüsü kaybolmaya başladı. Küçük çocuklara baktığımda onlar bana gülüyorlardı. El salladılar. Hepsi kaybolmuştu geriye kokuları kaldı.
Uyandığımda çok hoş kokan bir yerde yatıyordum. Rüyamı hatırlamıyordum ama güzel birşey gördüğümü biliyordum. Hatırlamaya çalışsam da bir türlü aklıma gelmiyordu. Biraz yatakta debelendim en sonunda yüzümü yatağa gömüp dizlerimin üstünde popomu kaldırıp birazda öyle kaldım. Bazen rüyalarımda gördüklerimi gerçek hayatta tekrar yaşıyordum. Ama gördüğüm şeyleri unutuyordum. Annem bunu kimseye söylememi istemiyor, yoksa bir daha göremezmişim.

Kafamı kaldırıp pencereye bakınca havanın karardığını gördüm. Kafamı kaşıyarak yorganı üstümden attım. Saçlarım birbirine girmişti. Tokamı çıkarıp yeniden bağladım daha sonra etrafı süzdüm. Yatağın karşısında bir karaltı görünce korktum ve çığlık attım . Her kimse üstüme uçtu . Eliyle ağzımı kapattı ve

" benim korkma karıcım " dedi .

İNTİZAR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin