"15" (F)

1.2K 164 69
                                    

"Dur! Dur lütfen yalvarırım!" Seslendiği çocuk yerinden kıpırdamazken, Mark ona doğru gelen arabanın önüne atladı.

Genç adam kan ter içerisinde uyandığında, hızla odasına giren kızıl çocuğu fark etti. Endişeyle onu sarsıyordu. Uyandığını görünce derin bir nefes aldı ve ona sarıldı. "Sonunda uyandın."

Mark, yavaşça kendisine sarılan bedene kollarını doladı. Bir süre öylece beklediler. Birkaç dakikanın sonunda, ayrılan kızıl çocuk olmuştu. "Ne gördün?"

Genç adam gergince doğruldu. "Birisi vardı, hızla gelen bir arabanın önünde duruyordu. Ona durmasını bağırdığımı hatırlıyorum. Sonra ise, sanırım onun önüne atladım. Daha sonra da uyandım zaten."

"Mark, sana anlatacağım. Ama lütfen, lütfen bana fazla kızma." Gözleri dolarken kırık sesiyle konuşmasına devam etti. "Gerçekten böyle olmasını istemezdim."

Kızıl çocuğun ağlamasına dayanamayan genç adam, kollarını tekrar önündeki bedene doladı. "Kızmayacağım. Yalnızca, lütfen anlat artık."

Karşısındakinin söylediklerinden güç alan çocuk, yavaşça anlatmaya başladı. "Sen, geçici hafıza kaybı yaşadın Mark. Hatırlamanı bekledim ama... 1 yıl boyunca beni hatırlamadın. En sonunda, ben de aynı zamanda eğlenceli de olacağını düşündüğümden kendimi kargolama fikrini buldum." Kıkırdayıp devam etti. "Hayal gücüm geniştir, bir yazarım ne de olsa. Tabii, muhtemelen bunu da hatırlamıyorsun... Her neyse, konuya döneyim. Önüne atladığın kişi, ölen abin Taeyong'du. Sen onu kurtarmak istemiştin. Ama başarılı olduğun söylenemez. O öldü, sen ise hafızanı kaybettin. Ben, 1 yıl boyunca karşına çıkmaktan korktum. Beni hatırlamamandan korktum. Ailen kendini evine kapattığını ve yaptığın tek şeyin işe gidip gelmek olduğunu söylemişti. Gerçi, en sonunda dayanamadım ve buradayım."

Mark, duyduklarını sindirebilmek adına bir süre durakladı. Anılar bir bir zihnine akın ederken, hatırladı.

Abisini, arkadaşlarını, ve elbette sevgilisi Donhghyuck'u.

Karşısında ona beklentiyle bakan kızıl saçlı çocuğa döndü. "Özür dilerim."

Çocuk göz yaşlarını silip anlamamış bir şekilde karşısındakine baktı. "Neden?"

"Seni hatırlamadığım için, özür dilerim."

Söyledikleri, çocuğu gülümsetmişti. "Şu an hatırlıyorsan bir önemi yok."

"Hatırlıyorum," Yatakta doğrulup kızıl saçlı çocuğun üstüne eğildi ve cümlesini tamamladı. "Hatırlıyorum ve hatırladığım bir şey daha varsa, o da seni ne kadar çok özlediğim." Ve ardından, dudaklarını karşısındaki çocuğun dudaklarına bastırdı.

***

Asla içime sinmeyen bir final daha

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Asla içime sinmeyen bir final daha...

Kitabı okuduğunuz için çoook teşekkür ederim♡

Muhtemelen az sonra yayımlayacağım yeni MarkHyuck hikayem Allergy'e ve hala devam etmekte olan NoMin hikayem Breathe'e de beklerim heheh

Present (MarkHyuck)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin