i hate u | dramione

17

11k için teşekkürler...

"Sana ne dedi?" diye çıkıştım.

"Bir yerlere davet ediyor. Sürekli benimle ilgili sorular sorup duruyor. Draco'yu anlayamıyorum." diye yanıtladı Luna.

Ginny aynanın karşısında üzerindeki elbiseyi kontrol ederken," Bu seni tavlamaya çalışmıyor muydu ki?" diye sordu. Ellerimi göğsümde kavuşturup omzumu kapının pervazına yasladım. "Öyle bir şeydi sanırım." derken gözlerimi devirdim.

"Mavi askılı elbise mi yoksa siyah dar olan mı?" diye sordu Luna elinde ki iki elbiseyi de bize gösterirken. "Bence maviyi giy gözlerine uyuyor." dedi Pandy aynadan Luna'ya bakarak. Ardından makyajını yapmaya geri döndü.

"Sen niye öyle dikiliyorsun, giyinsene." Ginny'nin sorusu karşısında gözlerimi devirdim. "Seni bi döverim bide yer döver. Git giyin." diye çıkıltı Pansy sandalyesinden kalkarken. Giysi dolabından dar bir elbise seçerek bana uzattı. "Al giy şunu, bide kırmızı ruj sür tamam."

"Bu kızın biye sevgilisi yok ki?" dedi Ginny bir köşede elbisesini giyerken. "Çünkü o kadar güzel ki erkekler bu kız bana bakmaz diyerek şansını bile denemiyor." diyerek gülümsedi Luna.

Konu saçma sapan bir yere giderken bende elimde duran siyah dar elbiseyi giyindim. Vücuduma tam oturduğu için hareket etmesi biraz zordu. Ama umrumda da değildi. Zaten dans etmeyecektim. Ginny saçlarımı düzleştirirken Luna da yüzüme yok denebilecek kadar az bir makyaj yaptı. Evet, gerçekten de yok denecek kadar azdı.

Nereye mi gidiyorduk? Tabi ki de bir partiye. Niye mi? Çünkü arkadaşlarım gidelim dedi de ondan.

-

hermosalinda: hey

kingmalfoy: efendim

hermosalinda: vayy salisede döndün beklemiyordum

kingmalfoy: eh :)

hermosalinda: sanırım ben bu hesabı kapatacağım, yani sen alnına eşek yazıp sahilde dolaştıktan sonra

kingmalfoy: yuh ne

kingmalfoy: neden?

hermosalinda: buraları sevmiyorum

kingmalfoy: sadece bu mu?

hermosalinda: evet bu

hermosalinda: istemediğim şeyler oluyor.

-

"Ne saçma bir parti." diye mırıldandım kendi kendime. "Aynen, pasta yiyelim mi?" Pansy etrafı dört gözle incelerken beni kolumdan sürükleyerek masanın yanına kadar çekiştirdi. "Blaise'i gördün mü?" diye sordu Pansy, kafamı salladım.

İlerdeki kalabalığı fark ettiğimde gözlerimi hafifçe kısarak oradakileri seyretti. Em ve öp oynuyorlardı. Bir kilometre öteden bile fark edilebilen altın sarısı saçları gördüğümde dikkatimi biraz daha onlara verdim. Üzerinde beyaz bir gömlek ve siyah bir kot pantolon vardı. O gülümserken yanağında hafif bir gamze belirdi. Bu şey sanırım onun en iyi yanlarından biriydi.