Coffee | Taekook

Küçük Prenses

"Jungkook"

"Beş dakika daha lütfen"

"Jungkook oğlum"

"Baba beş dakika daha"

Duyduğum ses ve söylediğim şeyle şaşkınca yataktan fırladım. Babam yatağıma oturmuş gülümsüyordu.

Bu gerçek olabilir miydi? Gözlerim dolmuştu buradaydı, yanımdaydı.

"Baba!"

Boynuna atlayıp sıkıca sarıldım ona, tekrar gitmesinden korkarak.

"Burada yanımdasın baba. Ölmediğini biliyordum, beni bırakmayacağını biliyordum."

Hasret kaldığım gülüşünü duyunca gülümsedim. Çok özlemiştim. Sarılmamızı sonlandırıp yüzüme baktı.

"Ne kadarda büyümüşsün oğlum"

Sinsi bir gülüş yerleştirdi yüzüne.

"Ayrıca çok da yakışıklı olmuşsun"

Gülümseyip tekrar atladım boynuna.

"Baba sakın gitme olurmu?"

Bir şey söylemeden iç çekti.
Uzun bir sarılmanın ardından Sessizliği bozan babamın kıkırtıları gülümsememe sebep olmuştu.

"Bulduğuna sevindim oğlum."

Gülüşüm durgunlaşırken sordum.

"Neyi buldum baba?"

Genişçe gülümseyip başımı okşadı.

"Onu sakın bırakma Jungkook, sana çok ihtiyacı olacak."

Ben daha söylediklerini idrak edemeden kafamı okşamayı kesip ayağa kalktı. Ne demek istediğini anlamıyordum. Kimin bana ihtiyacı olacaktı ki?

"Baba ben anlamıyorum... Kimin bana ihtiyacı olacak?"

Odamın kapısına doğru yürüdü. Çıkmadan önce bana baktı, gözlerindeki sevgiyi göre biliyordum.

"Yardım et ona Jungkook. Sana ihtiyacı var... Taehyung'un sana ihtiyacı var."

Dudaklarının arasından dökülen isim nefesimin kesilmesine sebep olmuştu. Babam Taehyung'u nereden biliyordu?

Kapıyı açıp odadan çıktığında yataktan çıkıp peşinden koşmaya başladım.
"Baba beni bırakma, tekrar gidemezsin."

Ulaşamıyordum. Ne kadar hızlı koşsamda yaklaşamıyordum yanına.

En sonunda beyaz bir ışığın içinde kaybolduğunda bağırdım sesimin çıktığı kadar.

~~~~~~

"Baba!"

Yataktan ışık hızında bağırarak kalktım. Her tarafım ter içinde kalmıştı.
"Rüyaymış."

Çarşafı üzerimden atdım. Yatakta oturur pozisyona geçip, başımı ellerimin arasına aldım.
Babam öldüğünden beri ilk defa rüyama giriyordu ve bana Taehyung'a yardım etmemi söylüyordu.

"Sadece bir rüya Jungkook önemi yok... Ahh lanet olsun kafayı yiyeceğim."

Saate baktığımda 6:35 di.
Yataktan kalkıp banyoya irerledim. Kısa bir duş alıp banyo'dan çıktım ve giyinme odasına yöneldim. Dolaptan siyah bir gömlek ve siyah dar parça kumaş pantolon çıkarıp giydim.