İyi okumalar :)
----
"Jungkooooook!"
Adımı o güzel ağzından yüz seksen altıncı duyuşumdu. Hala havuza girmek için giyeceği şortu seçememiş, bilmem kaçıncı defa beni bunun için çağırıyordu.
Sabır dileyerek derin nefesler alıp yukarı çıktım. İçeri adımımı atacağım sırada kendi kendine konuşmalarını duyunca kapının kenarına yapışıp, sevimle haraketlerini izlemeye başladım. Elini yumruk yapıp çenesinin altına koymuş, dudaklarını öne doğru büzmüş "hanginizi giyeyim?" Diye şortlara sorular soruyordu..
"Moru mu giysem? Yok yok kırmızıyı giyeyim tavşanım kırmızıyı seviyor."
Tatlı konuşmalarına gülmemek için dudaklarımı ısırdım ama ufak kıkırtının çıkmasına engel olamadım. Şu sıralar bana tavşanım diyordu ve bu... Ne bileyim... çok muhteşemdi.
Kıkırtımı duyunca heycandan parlayan gözleri beni buldu ve yüzünde kocaman gülümsemesi yer edindi.
"Tavşanım!"
Zıplayarak yanıma gelmiş ve ufak mırıltılar çıkarıp, beni öldürmek istercesine sarılmıştı. Birde bana tavşan diyordu. Asıl tavşan kendisiydi ama haberi yoktu.
"Ne o? Seçemedin mi hala?"
Anında gülen yüzü asılmış, sevimli olduğunu bilmeden kaşlarını çatmıştı.
"Seçtim bir kere kırmızıyı giyeceğim"
Kızaran yanaklarına minik öpücüklerimi bırakıp, genişce gülümsedim. Stresliyken sürekli yüzü kızarıyordu ve bu... Tanrım sen aklımı koru!
"Taehyung halka açık bir yere gitmiyoruz güzelim. Üç saattir şort seçiyorsun. Bak hava kararıyor, su soğuyacak"
Şeker pembesi dudaklarını büzüp omuz silkmiş, beni ittirerek odasından çıkarmıştı.
"Sen de giyin gir havuza ben geliyorum"
Cevap vermemi beklemeden, kapıyı suratıma kapatmış ve yüksek sesle şarkı söylemeye başlamıştı. Kafamı iki yana sallarken gülümsemeye devam ediyordum. Yaşadıklarına rağmen o kadar hayat doluydu ki bu bazen beni şaşırtıyordu. On altı yaşında olmasına bakmayarak ondan çok şey öğreniyordum. Sevgiyi, güveni, mutluluğu, aşkı...
▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪
Yarım saattir havuzun içinde Taehyung'u bekliyordum ve artık bir o yana, bir bu yana kulaç atmaktan sıkılmıştım.
Havuzdan çıkmak için merdivenlere uzandığımda Taehyung "dur!" diye bağırmıştı.
Yerimden sıçradığımda sırıtmış ve havuzun kenarına oturup ayaklarını suya sokmuştu. Neden yarım saat boyunca beklediğimi şimdi anlamıştım. Sarı şortunu giymişti...
Yanına üzüp ellerimi bacaklarının iki yanına koyduğumda korkuyla bana bakmıştı.
"Korkma Tae seni birden suya çekecek değilim."
Evet. Yüzüme bilmiyordu. Bilmesinide beklememiştim zaten bu yaşına kadar kısıtlanmış, sürekli çalışmıştı. Yüzmeyi bileceğini düşünmemiştim.
"Ben gireceğim"
Ellerinden yardım alarak kendisini havuzun içine attığında kafasını kadar batıp çıkmış ve bağırarak çırpınmaya başlamıştı.
"Ay çok derinmiş, tut beni tut tut!"
Paniklemiş haline anırarak gülerken bana uzattığı ellerini tutup, onu kendime çektim. Anında bacaklarını belime dolamış ve sımsıkı sarılmıştı.
