E-evet Lütfen <Final>

1.6K 101 26
                                    

Ve işte final bölümle karşınızdayım. Belki özel bölümlerde yazarım sonra ama yeni ficlerle geliyorum size beklemede kalın bebeklerim💜 oy verip, yorum yapan elleriniz dert görmesin.

İyi okumalar💜

                       
.
.
.
.
Jeon Jungkook

"Jungkook işin bitmedi mi?"

Elimdeki kolyeyi beğendiğimi belirtircesine gülümseyip adama verdiğimde kadife bir kutunun içine koyup bana uzatmıştı."Bitmedi bebeğim sen hyung'unda kalmaya devam et ben işim bitince seni alacağım"kolyenin parasını uzatıp kutuyu cebime koymuş ve seri adımlarla oradan ayrılmıştım.

Daha yapacağım çok şey vardı. Evi
süsleyecektim. Bir sürü gül yaprakları
ve mum almalıydım. Almam gereken
bir kaç hediye daha vardı. İstediği kolyeyi almıştım, sıra istediği
bilekliğe gelmişti. Ona zaten kolye
veya bileklik almayı düşünüyordum
ama aklımda belirli bir şey yoktu.

Bir kaç gün önce internette bulmuş ve aşık olmuştu bu takılara. Tüm gün boyunca bana onların güzelliğinden bahsetmişti. Ben de zaten alacağımı kafama koymuştum ama umursamıyormuş gibi yapmak zorunda kalmıştım. "Pekala" üzgünce söylediğinde uzun bir nefes vermiştim. Birkaç saat sonra mutlu olacak olsa bile onu daha fazla üzmek istemiyordum.

Telefonu kapatıp başka bir mağazaya
girmiştim. Taehyung'un istediği
bilekliği ararken bir kadın yanıma
gelmişti. "Yardımcı olabilir miyim bayım?" "Ah evet.. Aslında şu bilekliği
arıyordum" Telefonumdaki resmi kadına gösterdiğimde gülümseyip kafasını sallamıştı.

"Buradalar efendim" ilerideki camdan
masaya ilerlemeye başladığında kadını takip etmiştim. Camdan masanın arkasında durup seçmemi beklediğinde, gümüş olanını göstermiştim. Taehyung altından çok gümüşü daha çok seviyordu.

Kadının gülümsemesi genişlerken
cam fanusu kaldırıp bilekliği içinden
almıştı. "Harika seçim" Bilekliği altın işlemeli bir kutuya koymuştu. Kutuyu hızlıca diğer cebime atıp parasını verdikten sonra oradan ayrılmıştım.

Dört saatten az bir zamanım kalmıştı
ve buna hazırlanmak da dahildi.
Hemen bir çiçekçiye girip ayırttığım
beyaz gül yapraklarını alarak. Çıkmıştım.
Taehyung için ayırttığım bir kaç hediyeyi de aldıktan sonra, kokulu mumlar yapan bir mağazadan bir kutu dolusu mum almıştım.

Ellerimdekileri güçlükle taşırken bir yandan da arabaya koşmaya çalışıyordum. Yaklaştığımda arbayı açıp eşyaları bagaja koymuş ve sürücü koltuğuna geçmiştim. Yarım saat geçmişti ve evden de çok uzak olmadığım için rahat bir nefes vermiştim. Her şeyi zamanında yetiştirebilirdim.

Ben neyi nereye koyacağımın planını
kafamda kurarken birden telefonum
çalmıştı. "Efendim Jimin?" "Jungkook Taehyung iş yerine geliyor!" nefes nefese söylediğinde arabayı aniden durdurmuştum. "NE! Engel olamadın mı!" "Birden çiktı Jungkook onu aldattığını düşünüyor"
"Sikeyim!"

Telefonu kapatıp iş yerine sürmeye
başlamıştım. Her şeyin mahvolmasını
istemiyordum. Ben de ondan önce varıp çalışıIyormuş gibi yapacaktım. On dakikayı geçmeden vardığımda arabayı hızla park etmiş ve koşarak yukarı çıkmıştım. Odama girdiğimde hemen bilgisayarı açmış ve birkaç tane dosyayı masama koymuştum. Nefeslerim düzene girmeye başlarken koltuğa oturmuş ve çalışmaya başlamıştım. Beş dakika sonra da Taehyung kapıyı sertçe açarak içeri
girmişti.

"Bebeğim?" şaşırmış gibi davrandığımda gözleri hala odayı turluyordu. Cidden bana hiç güvenmiyor muydu? "Ah... b-ben, seni özledim" Nefes nefese kalmış hali koştuğunu belli ederken yanıma gelip kucağıma yerleşmişti.

Coffee | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin