6.

10 0 0
                                    

Ders henüz bitmemişti. Son 10 dakikasında öğretmenimiz bizi serbest bırakıp sınıftan çekti ve gitti. Ve biz de yine her zamanki gibi kafeteryaya gidip masamıza oturduk. Anabella  şarkı mırıldanmaya başlamıştı. Rose ise Anabella'nın ne yaptığını anlamamışçasına bir bakış attı ve yüzünü somurtup kafasını başka yöne çekti.
"Hadi, oyun oynayalım," dedi Michael. "Ergen misin, dostum? " dedi James. "Ne alakası olduğunu açıkla seni şapşal" dedi Michael. "Sen kim-"der demez, ikisi de omuzlarına yumruk attılar ve gülmekten koptular. Boş kafeteryada onların sesi yankı yapıyordu. Çok ses gürültüsü, dedim içimden. Çantamda ki kulaklığı alıp cebimdeki telefonuma taktım. Canım biraz şarkı çekmişti. Ve istemsizce şarkıyı mırıldanmaya başlamıştım.

You, you love it how I move you

You love it how I touch you

My one, when all is said and done

You'll believe God is a woman

And I, I feel it after midnight

A feelin' that you can't fight

My one, it lingers when we're done

You'll believe God is a woman...

Anabella bana şaşkın gözlerle bakıyordu. Ne olduğunu anlamamıştım. Daha doğrusu sadece o değildi, masadaki herkes?!
"Ne var," dedim utançla. "Bu, bu senin sesin miydi?" Dedi Michael.  "Kulağınızı kanattığım için üzgünüm," dedim utançla. Ve yine yüzüm kızarmıştı. Hissettmiştim. Yüzümü masaya kapatıp, kendime lanet ediyordum. "Ari," dedi Anabel. Kafamı kaldırmadım. İnatçılık yine bu vakitte benimleydi. "Ari!" Dedi bu sefer kulağıma tıslayarak. "Ne var Anabel? " dedim kafamı kaldırmadan, boğuk ve güçlükle anlaşılacak bir ses tonuyla. "Şuraya bak, hemen!" Dedi. Kafamı kaldırdım ve yine o çocukları görmüştüm. Pattinson'lar...
Boğazımı temizleyip kendime çeki düzen vermekteyken Pattinson'ların iltifat etmeleri tuttu bana karşı. "Güzel ses.." Dedi beğenerek. "Biliyoruz" dedi Anabel. Net ve soğuktu sesi.
"Bildiğinize sevindik" Dedi içlerinden biri. Kafamı masadan kaldırmak istemiştim. Ama bunu yapamazdım. Yaparsam yine ben gülünç duruma düşecektim. Ben karar verirken bu laf atışmaları, hafif hafif el kol kaldırmalara terfi etmişti. James'in sesini duymuştum. Aşı derece gürültülü çıkmıştı. James'in kavga etmesini istemiyordum. Bu sebepten dolayı da kafamı kaldırdım ve odak noktası bendim bu sefer. Kendimi James'in önüne attım. James'i arkama aldım ve Pattinson'ların karşısına geçtim. Bütün cesaretimi topladım ve "kesin artık şunu! " dedim bağırarak. Bu sefer yanaklarım kızarmamıştı. Kendimi kontrol etmiştim.

Mor-¤-BeyazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin