2. Bölüm

571 206 435
                                    

Tenin almış beyazlığını aydan

Saçlarının rengi geceden

Bundan geceye sevdam

Sen örterken benimle kalbini

Al aklım gibi hissimi

Al çünkü özlüyorum.

Defterin sonraki sayfasında

Bir numara yazıyordu. Öğretmenim sordu
"kimin bu numara?!"
Ben tedirginlikle
"kimsenin değil hocam." Hocanın bana inanmadığı gözlerinden belli oluyordu. Ve bu sezintili bakış ardından
"Yeme beni kızım ya.!"
"Yok hocam birinin değil sipariş için, sipariş numarası yani..."
Oh yalan buldum diye düşünüyordum. Hoca hala inanmadı ve ağzından
"İyi kızım geç otur yerine." cümlesi çıkıverdi.
"Ee defterim sizde mi kalacak?" Hoca beni bu sorunun cevabından mahrum bırakarak cebinden telefonunu çıkarmaya çalıştı. Ne yazıkki o numarayı yazıyordu emindim.

Çünkü hocanın gözleri benim not defterim ve telefon ekranı arasında mekik dokuyordu. Aslında numaranın kime ait olduğunu bende bilmiyordum. İlakki ben yazmıştım fakat hatırlayamıyordum. Ben beynimde o numaranın kime ait olduğunu düşünürken, ne yazıkki hoca telefonunu kulağına götürmüş ve meraklı gözlerle hala beni süzüyordu.

Doğrusu neden yalan aramak istedim hala anlamamıştım. Hoca hala bana bakıyordu. Telefon açılmadı. O kişi her kim ise bilmediği numaraları açmıyor demek. Tabi ya neden aklıma gelmiyor... Eve gidince telefonuma numarayı kaydedip WhatsApp 'tan profiline bakıp kim olduğunu öğrenebilirim...

🤓🤓

Hoca hala bana bakıyordu. Ne diyecek ki, içinden kesin bana saydırıyordu. Kim bu ya? Bunları düşünürken zil çalmıştı bir anlık dalgınlıkla koridordan bana bağırılan sesi duymadım. Bir erkek sesiydi
"Asya!" Evet bu ses Cenk'e aitti. Nasıl olmuştu da daha iki saniye önce yaşanan olay K şubesine gitmişti? Bizim sınıfta bir ajan olduğu ilk baştan belliydi zaten. Ama o numaranın kime ait olduğunu bulmadan bunu düşünemem.

Sese doğru gittim bu Cenk olmalıydı. En yakın arkadaşımdı,dalgın bir hal almıştım. Ağlayacaktım ki Cenk'in yanına varmıştım. Gözümü açtığımda omuzlarımdan tutmuş hayretler içerisinde yüzüme bakıyordu.

Ben neler olduğuna kafa yormaya gerek duymadan ağlamaya başlamıştım. Omzuma sağ kolunu attı ve sol kolu ile diğer elimi tuttu. Ben hala ağlıyordum...

Ağlamaklı ses tonu ile ben
"ne konuşacağız ya?" biraz duraksayıp iç çektikten sonra tekrar yüzümü buruşturup "off daha ilk dersteyiz ya oğlum varya böyle giderse ne okul biter ne hayatım. Ahh ahh" yine Cenk ve ben aynı anda iç çektikten sonra ben tekrar ağlamaya başladım. Cenk te konuşmaya başladı;

"kanka eninde sonunda bitecek zaten bu okul"

"Of Cenk yüzeysel düşünme sorunu kavrayamıyorsun."

Biz bu iğrenç konuşmayı yaparken bir yandan da kafeteryanın ilk masasına oturduk. Neden olduğu bilinmez çok kalabalıktı. Kafeteryada 13 masa ve her birinde 20 sandalye vardı.

Her sınıf bir masaya oturmuş ve her sınıfın masasının başında bizim sınıftan kişiler vardı. Kesin beni rezil edeceklerdi. Cenk'e
"Ya bu salaklar kim ki benim olayımı yayıyorlar! Elimde kalacaklar şimdi!"

Cenk bu akıl almaz insan dışı varlıkları sıraların başlarından topluyordu. Benim hala aklım almıyor ya! Kim bu ya!

Not DefteriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin