9. Bölüm

229 110 108
                                    

Ben​ görmeden gel, otur yanıma. Sessizce... Ama yanımda ol, olmasan da ben öyle bileyim...​Görmeden, duymadan, bilmeden sevdiğim adam...

Neden olduğu bilinmez, içimde bir duraksama var. Bunun nedeni belki Asiye ile küs olmam, belki Cenk ile hiç konuşmamamız ve belki de Not Defteri'nden hiç mesaj alamamam ya da atmamam... İnanın ki hiçbir fikrim yok.

Sıkılmam sayesinde evden ayrılmaya karar verdim. Siyah kot pantolon, üzerine siyah ve salaş bir t-shitrt ve siyah kapüşonlu ceket giydim. Ceketinin şapkasını, dışarıya çıkınca takmam gerektiğini aklıma not ederek anneme haber vermek için salona doğru ilerlemeye başladım. Salona vardığımda annem uyuyordu, onu uyandırmak istemedim. Evde (olmayan) babamı saf saf aramaya başladım ve evin tamamında babamı aradıktan sonra manyak kafama babamın evde olmadığı dank etti. Aniden odama koştum,  masadan bir kalem ve küçük not kağıdı aldım. İçeri geçtim ve orta sehpanın üzerinde kağıda annemin benden bihaber olmaması için nereye gideceğimi yazdım.
Anne ben Saraçlar'a gidiyorum bir şey olursa telefonumu yanıma aldım.
Yazdıktan sonra, kağıdı annemin kafasının altındaki yastığın yanı başına koydum ve evden çıktım. Not defterimi de cebime koymayı ihmal etmedim. Malum, Asiye delisi her an karıştırmaya kalkabilir.

Apartmandan dışarı çıktım Saraçlar bizim caddeye yakın olduğundan fazla yürümeden Saraçlar'a ulaştım. Çok şirin ve Edirne'nin en işlek caddesi olan Saraçlar'a vardığımda caddenin iki tarafını da halden anlar ve bir o kadar da şirin seyyar satıcıların olduğunu gördüm. Karşımda gördüğüm üç tane bank vardı. Biri rengarenk, diğeri tamamen yeşil ve diğeri ise ruhumu yansıtan renk yani siyahtı. Ruhumu o renk ile tamamlamak üzere ruhumun rengine, siyah olan banka oturdum.

Numarayı aramak ve aramamak...

Bu numarayı aklımdan silmeye çalıştıkça, aklımda ve kalbimde kendine yer açıp oraya oturuyordu numara...​ Bu numarayı düşünmeye bir son verip   telefonumu kapşonlu ceketimin cebinden çıkardım. Asıl tuşlamam gereken numarayı tuşladım ve üst tarafta beliren Cenk yazısına tıklayıp çağrıyı başlattım. Şu aralar pek fazla konuşmadığımızdan soğuk davranacağını düşündüm ve aynı zamanda Cenk'in her zaman olduğu gibi soğuk olan sesini duydum.

-Ne var Asya?
-Cenk.
-Ne var dedim!
-Neyin var Cenk?
-Bize gel. Dedi ve telefonu yüzüme kapattı. Ne yani benim bu kadar derdim varken onunda mı dertleri vardı?
Beni neden hiç aramadığını sormama zaman bırakmadan telefonu kapattı. Evleri Saraçlar'a yakındı, böylece daha erken varacağımı umdum.

Yürüdüm...​Biraz daha yürüdüm...​

--

Zile bastığımda bir kaç saniye beklememiz ardından Cenk'in annesi, Efsun Teyze kapıyı açtı. Ardından
"Buyur kızım." 
"Şey... Ben​ Cenk'e​ gelmiştim."
"Tamam kızım odası üçüncü katta."
"Tamam, sağolun." dedim ve son kata doğru çıktım. Efsun Teyze o kadar sıcak davranırken benim biraz daha soğuk davranmam onu üzmüş olabilir.

Onun odasına bayılıyorum. Çünkü yatağının tam üzerinde çatının eğimli kısmı belli oluyor ve bu eğimde de yatağının tam üstüne denk gelen bir cam var. Yani demem o ki benim odam gibi sıradan bir mavi duvar kağıdı ve mavi eşyalarla dekore edilmiş bir odası yok aksine daha ihtişamlı.

Odasına girdiğimde hıçkırarak ağlayan ve bana bakan bir çift yeşil-sarı göz gördüm, yatağa yatmış bir şekilde...​Hemen yanına girip sarıldım. Yine o puslu sesini sinir ile birleştirerek
"Bir daha kendini özletmeyeceksin!" dedi. Onu ağlarken sinirli görmek yüreğimi parçalasa da onu teselli etmek için ona bakmadan, onun yüreğimi parçalanmasına izin vermeden onu teselli etmeye çalıştım.

--

Bu işi pek beceremediğimi biliyor olsam da, konu Cenk ise bunu fazlasıyla hakettiğini düşünüp elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışan biriyim. Cenk'te bunun farkında olacak ki bana buna uygun bir biçimde davranıyor. Benim tesellilerimi dinleyip üstüne üstlük anlamsız güzel  gözleri ile bana bakıyordu. Bu anın bitmesini dilediğimde Cenk sanki benim düşüncelerimi okuyormuşcasına omzuma koyduğu alnını kaldırdı ve eş zamanlı olarak gözlerini silerek burun çekti.

Cenk'in yanındayken yine unuttum O'nu...​

Cenk bir anda elime vurdu ve bir temasta bulunmamızı engelledi,bunun nedenini bilmesem de itiraz etmeden ona göz yumdum. Neden ağladığını da bilmiyordum, neden teselli ettiğim zaten muamma...
"Cenk"​
"Ne var! Ne?" dedi. Bu negatif davranışın anlamını bilmesem de ona, her şeye karşı göz yumuyorum.
"Ne var dedim!"  dedi. Bana bu kadar kızacağını düşünmeden söylemiştim ismini. Bu kadar sinirli olduğunu tahmin etmiyordum....
"Paçaroz şey, ne diyorsun sen!"
"Sakin ol haçinim."
"Ben​ senin haçinin falan değilim. Bunu kaç defa daha söyleyeyim?"
"Asya, ben buraya seni kızdırmak için çağırmadım."  dedi. Ben​de "Peki neden çağırdın" dercesine ona baktım. O da anlamış olacak ki
"Asya, ben seni bu-"  dedi ve onun sözünü kesmem ile asum bakışını sinirli bakışlara çevirerek sustu.
" Cenk, ben senin bu kadar sinirli olduğunu t-tahmin etmemiştim." dedim. O da ıslanmış, ıslandığından rengi maviden laciverte dönmüş olan çarşafına bakmayı sürdürürken  ben konuşmama kaldığım yerden devam ettim.
"Bilmiyorum, neye sinirlendiğini, kime sinirlendiğini veya neden ağladığına dair hiçbir fikrim yok."  dedim. Benim konuşmam onu tatmin etmiş olacakki yüzünü ıslanmış çarşafından kaldırıp bana çevirdi.

Ne diyeceğini bilemeden bana kızarmış gözleriyle baktı ben de onun gözlerinde kaybolmuştum adeta. Aniden gelen ses ile irkildim ve Cenk'in kaybolduğum gözlerinde çıkış yolunu ararken sesin nereden geldiğini anlamaya çalıştım. Cenk'in kızarmış yanağına baktığımda anlamıştım zaten, kendine tokat attığını. İçim yandı onu öyle görünce.

Tam ağzımı araladığımda odanın kapısı hafifçe açıldı ve içeri  Efsun Teyze odaya girdi. Elindeki kağıt ile 'Bu ne?'  dercesine bize bakıyordu

💥Bu bölümün kısa olduğunun farkındayım ama böyle yapmak istedim. Sizden af diliyorum çünkü bu bölüm söylediğimin aksine çok geç geldi,farkındayım. Ama ne diyelim ;geç olsun güç olmasın  💥 kalın sağlıcakla. Okuyan herkesten bolca yorum ve vote bekliyorum.

Bu arada erken olduğunu düşünenler olsa bile,kitabım için bir instagram sayfası açtım. Sayfanın adı not____defteri. (4 alt tire) instagram I olanlar takip etsin lütfen.

Not DefteriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin