6. Bölüm

219 130 74
                                    

Defalarca kez arka arkaya söylediğin bir kelimenin - ki sen bunları söylemek için bile emek harcıyorsun- başkaları tarafından sadece nefes-dil işbirliği olarak anlaşılması çok acı değil mi? Anılarım... Anılarım da böyle işte... Ben ne kadar önemli desem de karşımdaki kişinin Bunu sıradan bir günlük rutin olarak görmesi. Hele ki bu kişinin kim olduğu ya da senin için kalbinde nereye sahip olduğu daha önemli... İnsanlar seçimler yapar, hem de binlerce kez. Bu seçimlerin sonunda kaderleri iyiden iyiye belli olur. Kötüyü seçebilirler, iyi, kolayı, kestirme ya da uzun yolu... İnsanın sadece biriktirdiklerinden ibaret olması, acı verici, hayata karşı oldukça eksik ve hatta hiçbir şeydir... Bizim biriktirdiklerimiz hayata karşı küçüktür, çok... Ama bize ne kadar büyük değil mi? Yaşadıklarımızdan öğreneceğiz işte... Onaltı yaşındaki bir kız daha yolun yarısında bile değildir kendince...

Not Defteri'nden mesaj gelince uyandığımda saat zaten on sekiz idi. Onunla konuştuk sonra birkaç saat onu düşündüm. Onun her türlü gizemi ilgimi çekiyordu, çekmiyor desem de ona bu ilgi duyuşum bir haftadan az bir sürede gerçekleşti. Tekrar masaj attı mı hiçbir fikrim yok, ona 'Farkında mısın bilmiyorum ama o ışık kelebeğin ömrünü mü artıracak yoksa kelebeği ısısı ile mi öldürecek? Hem sende benim numaramı ne işi var?! Haa bu arada eğer ben merak edersin diye söylüyorum ; Ben Asya Çimen on altı yaşındayım. Edirne'de okuyorum. Onuncu sınıf öğrencisiyim. Daha fazla bilgi vermek istemiyorum. Eğer benim hakkımda herhangi bir kişiye soru sorarsan sonuçlarına katlanmak zorunda kalırsın.'

 dedikten sonra içimde bir kıpırtı oldu. Bu kıpırtı hislerime göre korku kıpırtısıydı. Ve bu kadar bilgiyi vermekte hata yaptığımı düşündüm. Vermese miydim? Telefonumun şarjı yirmi altı kalmış. Sanırım uyumadan önce bir kaç video izledim. Priz zaten yatağımın yanında olduğundan, yataktan kalkmaya gerek duymadan yan taraftaki, o titremesi ile olayı başlatan zigon sehpanın üzerindeki şarj cihazımı aldım. Ve prize taktım. Üstelik bunları yaparken (ölsem bu kadar olmaz!) resmen ecel terleri döküyordum. Bir an düşünmedim değil 'Kendimi öldürürse ne olur? ' sorusu kafamı yine allak bullak etti işte. Hiç bahsetmediğim yurda dönmek istiyorum. Zaten bir hafta sonra, yani yaz tatilinde oraya yerleşeceğim. Böylece ne beni takip eden insanlardan rahatsız olurum ne de not defteri ile konuşmam. Şimdi böyle diyorum ama uyandıktan sonra onunla konuşmadığımız kırk dakika süresince kendimi bir boşlukta gibi hissettim. Kafamı allak bullak eden sorunun cevabı bana göre 'Hayat senin hayatın fakat git başka hayat ile birlikte ol... ' Evet evet işte cevabım bu olmalıydı... Neyin cabası anlamadım ama, bu sorunun yanıtı buydu işte.

Ben bunları düşünürken not defteri hazretleri mesaj atmıştı bile...
Gönderen : not defteri
"ışık kelebeğe AŞIK..."
OHA! Oğlum bu ne lan! Bir dakika en son bana aşık olan kişi anasınıfında Efe diye bir çocuktu... Allah'tan Efe yakışıklıydı ya. Ama bu not defteri nin daha kim olduğunu bile bilmiyorum. O yüzden tipi ya da karakteri hakkında yorum yapamayacağım. Şimdi ne yazacağım ben buna diye düşünmeye koyulurken kapı çaldı. Annem akşam yemeğini hazırladığı için kapıyı ben açtım. Ve kapıyı açmam ile beraber elleri bavul dolu Asiye'yi görmem bir oldu. Asiye'nin neden geldiğini bilmesem de (özellikle bavullar ile) ona sıkıca sarıldım. Ve eş zamanlı olarak ağzımdan şu sözler döküldü
"Özlettin kendini Asiye'm..."
"Dur kız boğulacağım şimdi! Ahh yardım et Fulya teyze! " O kadar sıkı sıkmamıştım ki annemi çağırmasından hoşnut olmadım. Ve kapıdan içeri almadığım içindi sanırım, o da bana kırgın gibi bakıp beni içeri al gözü ile bana bakıyordu. Bende kapı girişine iyice yayılıp ellerimi kapının kenarına koydum. Onu küçük düşürürcesine ona bakıp
"Annemi çağırmanın da bir bedeli mutlaka var tatlım... Mesela bu seni odama alıp sana istediğim kadar makyaj yapmak olabilir. Ne dersinizküçük hanım?"
"Off tamam bıcırık al şu elimdekileri de artık biraz dinleneyim ama..."
"Tamam anlaştık, bana bıcırık diyen bıcır."
Onu odama alıp, efsanevi ellerim ile makyaj yapmaya başladım. Sonunda bir şeye benzetemesem de renk uyumu güzel olmuştu... Ne var ki yüzü tontiş olduğu için kontur çizgilerini elmacık kemiklerinin üzerine çizmem aceminin şansı gibi onu daha güzel göstermişti. Ne olursa olsun benim Asiye'm tontiş güzeliydi. Ve ayrıca kıvırcık saçlı olması ona ayrı bir güzellik k atıyordu Evet... Artık konuyu ona da anlatma vaktinin geldiğini düşünüyorum.
Ben bunları düşünürken Asiye'nin bir şeyler söylediğini duymadım.
"Asiye'den bıcırığa... Ses kontrol duyuyor musunuz Asya Hanım?"
"Ah! Pardon dalmışım da..."
"Anlat bakayım senin aklında hangi tilkiler dönüyor? "
"Asiye'm işine git hadi ya! " Yine o numaraya dalıp gittim nolacak... Asiye'ye düpedüz olayı anlatmalı mıyım yoksa bir kısmını es geçip mi anlatmalıyım? Bu konuda kararsızım...
"Asya'm ne oldu birden ya? Anlat bakayım dinliyorum. H-hem sen değil miydin bana bıcır diyen? Ne oldu birden bıcırık? Kafanda her kim ya da ne varsa var. Çok bir şey istemiyorum ya, sadece kafandaki tilkilerin ne düşündüğünü öğrenmek İstiyorum. Hadi beni zorlama..."

Bir bölümün daha sonuna geldik. Elveda yeni bölüm... Kuzularım uzatmayı ben de istedim ama maalesef güzel bir yerde kesmek istedim. Ayrıca şu yazım hatan çok fazla diyenlere inat bölümlerinin tamamındaki yazım hatalarını düzeltip güncelleyeceğim. Sizi seviyorum... Inşallah beğendiğiniz bir bölüm olur.
Ha bu arada bir dahaki bölümü ne zaman atacağımı sizlere sormak istiyorum. Yorumlara belirtirseniz sevinirim...
❤️☺️❤️☺️❤️

Not DefteriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin