4. Bölüm

369 151 140
                                    

Ben bu felsefeciyi bir kenara atıp tekrar düşünmeye başladım. Anlaşılmayacak bir şekilde geveledim. Sanırım sadece ben anlıyorum bu konuşmayı.

"Off lanet olsun ya Wi-Fi yoksa, ya parasını ödemedilerse, ya Not defteri'nin WhatsApp'I yoksa, ya profil kullanmıyorsa!..."

Ben bunları söylerken sesim kısıldı ve yüzüm renkten renge girdi. Of lanet olsun ki yapamıyorum, onu unutamıyorum. Elimde değil bir an önce eve gidip o kişinin kim olduğuna bakmak istiyorum ki elimde değil! Ben bunları sindirmeye çalışırken anlaşılmayacak kadar gevelediğim şeyin ne olduğunu soruyor.

"Cenk kanka bak içimden geveledim doğru ama inan ki onu unutamıyorum elimde değil bilerek yapmıyorum o kişinin aklımdan çıkması için napayım ben hı söyle Cenk napayım!"

Bunların hepsini o sinirle tek nefeste söylerken yarıya gelmeden Cenk bana sarılmış vaziyette duruyordu ve her zaman sergilemediği puslu sesi ile;

"Şimdi hepsinin geçecek olduğunu bile bile kendine neden zarar veriyorsun? Bana inan ki bu sana hiçbir şey kazandırmayacak. Tek sonuç senin o gamzeli yanaklarına düşen gözyaşı olacak. V-ve bu gözyaşının nedeni sadece bilmediğin bir insan. Kim bilmediği bir insan için ağlar? Ben sana bir şey diyeyim ;Ben en son ne zaman ağladım biliyor musun? Hani üçüncü sınıfta biz sizin evinizin iki sokak ötesinde bir eve taşınmıştık ya işte o zaman aynı okula gitmeye devam edeceğimize rağmen ağladım çook ağladım. Ama ben başardım o  saçma duyguların bedenimi ele geçirmesine izin vermedim şimdi anlıyor musun acı neymiş Asya!?"

Başımdan aşağı dökülen kaynar su ve kanların haddi hesabı yoktu yine. Bunları söylerken adımı oldukça bağırarak söyledi. Ben gerçekten a-acı ne bilmiyormuydum? Cenk beni dışlayanlara kızardı önceden. Ama şimdi kendisi dışlamaktan beter etti. Bilmiyorum ona karşı herkesten farklı bir his var içimde. Bu histen beni ne hap ne de uyuşturucu alıkoyabilir. Herkes sıradan a-ama o... Son zamanlarda onun gözlerini daha çok sinirli görmeye alıştım.

Nedenini bilmediğim, oysa küçüklükten beri arkadaşım dediğim kişinin yeşil-sarı gözlerinde bu güne kadar hiç görmediğim ve bu nedenle sebebimi anlayamadığım bir bakış vardı. Not defteri konusu çıktığından beri o bakış yüzünden hiç eksik olmadı.

Ben bunlara daha fazla kafa yormayayım derken yine o numara gözümün önüne geldi. Dalıp gittim etrafımdaki insanların haykırışlarını ya da benim hakkımda fısıldaştıklarını ki ben onlar fısıldamasına rağmen duyuyordum ama artık onu da duymayacak şekilde daldım.

Önüme gelen o numara tüm aklımı başımdan yırtarcasına koparıyordu. Benim hatırlamadığım üzere bunları kaç teneffüste konuştuk bilmiyorum ama nihayet son dersten çıktık. Ağlayarak koşuyorum. Normalde yirmibeş dakikadan kat ve kat daha fazla sürede varabildiğim eve şimdi sadece yirmibeş dakikada vardım. Bu yolun tamamını ağlayarak kat ettim. Telefonumu Asiye'nin dolabından nasıl aldığımı hatırlayamayacak kadar çok ağladım ve yoldaki koskoca iş makineleri ile yapılan çalışmayı görmeyecek kadar dalgındım.

Numarayı kaydettikten sonra telefonu temelli kapattım. Ve eve gelince neredeyse beş dakika boyunca şarj olup açılmasını bekledim. Açıldı ve şarjı on kalmıştı. Hemen şarj aletini salondan ve telefonumu yan taraftan çekiştirip aldım.

"Lanet olsun yanlış kabloyu mu getirdim? Off ya bir kerede doğru yap işini be Asya! Şimdi ancak diğer kabloyu alıp geleceğim de telefona takacam da Not defteri nin kim olduğunu bulacağım da. Hey yavrum hey bir şeyi de düzgün yapayım ya Allah'ım bunun için bir hap falan gerekiyorsa bulayım ya!"
Üstelik Cenk'e mesaj atmak için annemin telefonu gerekiyordu fakat annem evde değil.

"Ben ne ile sınanıyorum Allah'ım?! "
Neyse şu an bunu dert olarak sayamayacağım daha büyük derdim var. Sonunda bu numara kimin bakayım. Evet WhatsApp'a giriyorum. Not defteri yazan kişiye kadar hızla geliyorum. V-ve profili yok. Ama belki WhatsApp kullanıyordu. Hemen kişinin üstüne tıkladım ve son görülmesine baktım
Dün 18:06
"Keşke o zaman aklıma gelsen, keşke o zaman hoca numarayı görseydi"
Şimdiden dolmuştu işte hayatım keşkeler ile... Bu demek oluyor ki internette değil. Ben bunları söylerken sesim kısıldı yine. Ağlamamak için çenemi bastırdım. Ve zil çaldı içimden bir sesin "İnşallah annemdir." dediğini duydum ki kapıyı açmaya, ağlamamak için kendimi zor da olsa tutarak gittim. Orada şans yüzüme güldü ve ağlama duygum en derinlere indi. Gelen annemdi. Sonunda telefonundan Cenk'e mesaj atabilecektim. "Annecimm...Anne neredeydin?"

"Yan komşulardaydım ne oldu?"

"Anne bir şey yok ama telefonuna ihtiyacım var."

"Ne yapacaksın telefonumu?"

"Cenk'e mesaj atmam lazım da..."

Bunları konuşurken annem ceketiini asmış ve salonda soluklamaya başlamıştı ve bende ellerimi göğsümde birleştirmiş vaziyette hesap sorarcasına karşısına dikilmiştim. Küçük boylu olmam nedeniyle normal günde 'şirin' görünsem de hesap sorarken melek görünümlü bir şeytan olabiliyorum. Ne mutlu ki bunu ailemden bir kaç kişi hariç başka kimse bilmiyordu.

Annem bitkin ve yorulmuş lacivert ve gri renk karışımı gözleri ile bana bakıyordu ve ağzından zor da olsa söz çıktı
"Telefon ceketimin cebinde"

"Tamam annecim..."

"Asya."

"efendim annecim."

"Kızım çok yorgunum. Gitmişken hapımı ve yanında bir bardak suyumu getirir misin?"

"Tamam canım annecim."

Artık salondan koridor eşliğinde askının yanına gidebilirim. Annemin hapını ve yanındaki suyunu getirdim.annem hapını içti ve hapını yine mutfağa koyup askıda annemin ceketini aradım. Bulduğumda ise kalbim mideme doğru çığlık atarcasına sevindi. Hemen Cenk'in numarasını bulup mesaj attım.

"Kanka"

O da geçikmeden hemen yazdı.

"Efendim kanka? Noldu buldun mu kimmiş?"

"Yok kanka bulamadım ama WhatsApp' a girdim sonra profiline bakacaktım profili yok ama son görülmesi dün18.06"

"Hmm kanka sen üzülme o kişiyi beraber bulacağız. Yarın okulda en ince ayrıntısına kadar anlatıyorsun tamam mı? "

"Cenk"

"efendim kanka"

"İyikimsin. ☺️"

Konuşmamız bittiğine göre artık uyuyabilirim...

Uyandım ve yataktan kalkmak istemedim, yattığımda saat beş buçuktu. Şimdi ise saat yedi olmuş. Ağlayarak uyuduğum için göz torbalarım şişmiş. Ne şanssızlıklarla dolu bir gün...

Not DefteriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin