O gün gelmişti. Elimde gitarımla sahne arkasında bekliyordum. Bütün okul ve bazı sanat okullarından önemli isimler buradaydı. Burası kültür ve sanat merkeziydi. Burada genelde tiyatro gösterisi olurdu. Ama bugün sahnede ben olacaktım. Ben!
Ve başka okullardan yarışmaya katılan bir dolu öğrenci vardı. Bugüne kadar sesime hiç dikkat etmemistim ama batı gırtlağı denilen meret bendede vardı. Rock ve jazz tarzına uyumlu bir sesti. Şarkıları versiyonunu değiştirerek söylüyordum. Filiz hocada "işte tam bu yüzden seni seçtim sude" demişti. Benim tarzım özgünmüş. Bende bu teselliyle bugün burada birazdan sahneye çıkmak üzere bekliyordum. Terlemiştim. Güneşin altında ağzı açık kalmış dondurma dolabındaki dondurmalar dibiydim. Eriyordum adeta. Diğerleri ses denemesi yaparken içlerinden güzel ve güçlü sesler duymuştum. Karşımda 5 tane jüri olacaktı. Yapabilir miydim.Ne olduğunu anlamadan
**Ve özel platinum kolej ögrencisi Sude Aslan
Aman allahım ne olacak şimdi. Bütün bedenimi ateş sardı. Ufaktan donuma 1 2 damla kaçırdım su içtim. Daha çok terliyordum. Filiz hoca geldi ve *yapabilirsin sude kendine güven.* Dedi. Bu durum bana rocky balboa'nın yanındaki adam tarafından yüreklendirilip dayak yemeye gönderilirken acı yok rocky acı yok deyip ringe atılan sylvester stallone gibi hissetmeme sebeb olmuştu. Ellerim terliyordu. Zıplama isteği doğdu içime dizlerim tutmayacak hale gelmişti. Zıplamaya başladım
*sude kızım ne yapıyorsun sen hadi sahneye
" geliyorum hocam 1 dakika daha
* çabuk ol sude sahnede bekleniyorsun
" tamam hocam" dedim içimden senin yüzünden bunlar sana ne kolejin başarısından ya al paranı çek git kadın dedim içimden.
Çenem kaşınıyordu. Buraya kadar geldim pes edemezdim. Sahneye çıksam rezil olma ihtimalim vardı. Düşebilirim, kürsüde deprem yaratabilirim, sekerim düşebilir bayılabilirim, hatta şarkı sözleri unutup mal gibi kalabilirim. Ama sahneye çıkmasam da kesin yine rezil olurum yani yine alay konusu olurdum
Hayalimde o sesleri canlandırdım
* hahahahaha şişko kaçtı sahneden.
* okulu rezil etti.
* pembe domuz pembe domuzGibi bir çok alaycı slogan beynimde dönüyordu. Kendimdeydim evet kendimdeydim. Kaçmayacağım.
Bu balinanın artık karaya adım atması gerekiyordu.
İçerden sesler yükseliyordu.
* Sude arslan?
Adı mı duyunca karaya vuran balinalar gibi ağır ağır ilerledim. Sırtım başım kan ter içinde kaldım. Ve sahnedeydim. Genelde biri sahneye çıkınca alkış tutarlar. Öyle bir şey olmamıştı. Platinum kolej öğrencilerinin hepsi gelmemişti sadece 9. Sınıflar yani bizim kat gelmişti. Çevreye bakındım baştan sona rahat 2000 kişi vardı bu salonda.
Filiz hoca sessizliği bozmuştu. Ve alkış tutturdu. Moralim biraz daha düzelmişti. Aşağılanmak istemiyordum.
Boraaa! az önce sanki borayı görür gibi olmuştum. O gelmez ki. Benim gibi bir pandayı ümitlendirmez. Merakta etmez. Belki o burda olsa yapamama korkusuyla berbat edebilirdim. Iyi ki de yok diye kendimi teselli ediyordum. Sandalye oturmam söylendi. Oturmak istemedim. Bu daha önce 1. Sınıfta 50 kiloyken, 23 nisan gösterisinde kırdığım sandalyeye benziyordu. O zaman kırdıysam şimdi altımda toz olur diye düşündüm. Görevlilerden rica ettim. Bana igrenerek baktılar biliyorum. Neyse koltuğu getirdiler. 10 dakika gecikmiştim herkese 20 dakika süre tanınıyordu.
Jüri eline mikrofonu aldı ve başlamam için uyardı. Bateriden girmisti arkadaş. Gözlerimi kapattim, dilimin bagı cözülmüstü. Söylüyordum. Filiz hocaya bir sürpriz yapmıştık. Talha sözü bana ait olan şarkıya beste yapmıştı ben de onu söylüyordum. tepemdeki mavi ışık benim parlamama sebeb oluyordu. Şarkıda inişler çıkışlar yapıyordum. sakin ve slow ilerlerken birden sahnenin arkasından talha giriş yaptı ve elektrodan girdi. Elektro çalıyordu. Bense sesimin son çıktığı yere kadar oktav yükseltmeye çalışıyordum. Güzel kordine olmuştuk. Sahnedeyken, ıslıklar alkışlar ( bir daha bir daha) sesler yükseldi.ve
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PEMBE DOMUZ
Romance16 yaşında hiçbir başarı beklentisi olmayan, her seyden şikayetçi olan, 100 kiloluk bir genç kız. odasıyla mutfak arasında geçen ömrünün monotonluğunu, ailesinin birgün onu özel bir liseye göndermesiyle birlikte allak bullak olan hayatını, aşk v...