ZENGİN YA DA ZEKİ

51 9 2
                                    

Sabah sabah alarm sesleri susmuyordu. Başım ikiye bölünmüşcesine sızlıyor beni kendimden geçiriyordu. Annemden odaya girince " çabuk kalk ve hazırlan bugün kolejin ilk günü ilk günden okulu aksatma" diyerek bir ikaz geldi. Zavallı sümsük babam annemin ardından "annen ne derse yap" diyerek tescilledi.
Madem öyle başlayalım o halde kalktım yataktan kendimi çok ağırlamış hissediyordum. Sanırım 5 kilo daha aldım. Okul formamı giyiyordum. Sağ koltuk altım biraz dar kalıp olmuştu. Giyerken bir iki dikiş söküldü. Bacaklarım daki kılları alsamda kırmızı benekler hala oradalar tam bir domuzum gerçekten. Hâlâ gitmek istemiyorum. Ama ailem benim için toplu kredi çekip büyük bir senede imza atmışlar. Çok fakiriz sefilligim yüzümden okunuyordu. Kolejlerin bir kanunu vardır. Ya zengin ya da zeki olmalısın. Ben ise hem fakirim hem de bok boğazlı tembelin tekiyim. Beni mutlu eden biricik sevgilim wi-fi ağı ben bir bilgisayar aşığıyım. Diziler filmler oyunlar teknolojiye hayrandım. Aaa tabi internetten sipariş ettiğim bol ve güzel kokan leziz yemekler. Ah ah şimdiden gençliğime veda ediyor gibiydim. Efkarlanıp bir müslüm baba şarkısı açarak hazırlanmaya devam ettim. (Itirazım varrrrrr)

Otobüs durağında korkutan gözler bana dikilmişti. Yakışıklı bir çıtır bana bakıp gözlerini geri çekiyordu. Ona gülümsemeyi denedim. Ve aşağı durağa doğru kaçtı. Yaşlı teyze ise hala beni süzüyor sanki torununa gelin bakınıyordu. Yanımdaki kız ise orta güzellikte boyu yaklaşık benimle aynı 1.68 falan   aşırı zayıf değil beyaz tenli ve kızıl saçlı dikkatimi ona yönlendirdim. Bana bakmıyordu. Kolunun altına sıkıştırdığı bir kaç kitap vardı. Benim kitaplarıma benziyordu. Kolejin para ile sattığı kitap seti yani. Tam otobüs geldi kız bir adım attı otobüse doğru tabi bende otobüse doğru ilerledim. O esnada arkamda bir ses ile irkildim. Kızın bütün kitapları yerdeydi. Hemen yanına gidip  kitaplarını toplayıp yardım ettim. Birlikte otobüse bindik. Aylardan sonra ilk defa ailemden başka biriyle sohbet etme şansım oldu.

Otobüste arka koltukları tercih ediyordum. Halk otobüslerinde arka koltuklar 4 lü ve yan yanadır. 3 kişilik bir kalçaya sahibim koltukların arasından fışkıran kalçalarıma dur diyemiyordum.
Aman tanrım o da ne? Kendi kendime bu soruyu sordum içimden az önceki kız bana baktı ve yanıma oturdu. Tanışma sohbeti edasıyla konuştuk şişko olsamda egomdan taviz vermedim.

Adın ne?

"Sude. Ya senin?

Banu bende memnun oldum.

Yumuşak bir sesi vardı zararsız gördüm ve ona biraz daha samimi bir konuşma ile yaklaştım.

"Okula gidiyorsun galiba banu?

Aaa şey evet liseye yeni geçtim. Az önce Bana kitaplarımı toplamamda yardım ettiğin için teşekkür edemedim sağol sen olmasaydın otobüs kaçacaktı ve geç kalacaktım.

"Önemli değil. Bende lise 1. Sınıfım ama 1 yıl geç başladım. Öyle olmasını gerektiren sebebler yüzünden

Anladım. Yani sen benden 1 yaş büyüksün hangi lise peki?

" aslında özel platinum kolejine kayıt oldum.

Bende oradayım orayı tam burslu kazandım. Ama gitmek istemedim. Açık konuşmak gerekirse bizim maddi durumumuz o kadar iyi degil.
Okulda utanırım kendi başarım fakat ezilmek istemiyorum

Kız bana bu cümleyi dediğinde şaşırmadım  semt çocuğuyuz  biz cingene mahallesinde elit bir aile gorülmedi şu ana kadar hele mercanlar tam bir hayduttur.buranın yerli çete  kardeşlerı içlerinden biriyle fena sürtüşmüştük Neyseki mahalle biraz temizlendi. Ben de ortaokuldayken kavgacının tekiydim ya. Düşünceler düşünceleri açtı. Banuya doğru bakıp dinlemeye devam ettim

" merak etme banu ben yanındayım burslu okuduğun alnında yazmıyor sonuçta kim bilecek ki. Takma diyerek rahatlattım onu bana baktı ve gÜlümsedi.

Otobüs macerası bitti ve lise 10 m uzakta bir yerde indik son durak oraydı. Heyecanlanmıştım. Banunun koluna girmek istedim. Ve ona söylediğimde oda bana aynı şeyi söylemek istediğini fakat çekindiğini belirtti.

Ona döndüm ve biz artık kankayız. Lafımı olur hadi banu hadi dedim ve birbirimize tutunduk . Girişe doğru yürüdük. Herkes bahçedeydi. Birkaç tanesi bana bakıp gülüyordu. Bakışlarımı kaçırıyordum. Eteğimin arkası mucizevi kalçamın etkisiyle havaya kalkmıştı. Bunu geç farketmiştim. Lanet olsun okulun her köşesinde çıtır kızlar güzel ve süper mini etekler yürüyen bacaklar harika saçlar güzel kadınsı kokular onlar okulun çiçekleriydi. Içimden sizi aşağılık erkekler neden bu kadar güzel kız çevredeyken, benim gibi bir domuzu alaycı bakışlarla eziyorsunuz. Diyordum. Hayalimde ise külotumu sıyırıp yüzlerine sıçmak istiyordum ama sadece hayalde kalıyordu.
Banu bir bank bulmuş oturmuştu. Ben tek kalmıştım. Biraz dolanmak istedim arka bahçede spor salonu vardı oraya gidiyordu ayaklarım on bahçede baya öğrenci vardı. Kafam dönmüştü yine sarhoş gibi olmuştum. Arka bahçeye girer girmez voleybolcu kızların şortları gözüme çarpmıştı. Kendi kendime ben hiçbir zaman böyle olamayacağım diye düşünürken
Birleri ışıkları söndürmüş olmalı. Her yer karanlık sadece zemini hissediyorum. Nefes alışlarım hızlandı kalbim bu da ne böyle
Ve 3 2 1.........
10 dkk sonra

Göz kapaklarım aralandı güneşin ışığı gözümü alıyordu.
Başımda sesler duyuyordum.

Basket topunu kim attı.

Neden dikkatli oynamıyorsunuz oglum.

Hocam biz ona atmadık potanın altına geldi. Sonra yıgıldı.

Kan basıncı normal fakat kan şekeri düsmüs

Bir dolu ses beynimde çınlıyordu gözümü açtığımda kendimi cennette sandım. Öldüm mü yoksa bu karşımda duran kumral beyaz tenli iri çekik gözlü kaslı yakışıklı da kim benimle niye ilgileniyor. Ağzımı açtıklarını ve vişne suyu içirdiklerini anlamıştım 5 dkk sonra ayaklandım hocalar başımdan gittiler geriye sadece turuncu bol kesim parasüt atlet giyen şu yakışıklı çocuk vardı başımda.
Sende kimsin diye sordum ona

*Ben Bora basketbol takım koçuyum tam oyunumuzun ortasına bayıldın kendimi sorumlu hissettim ve yardım ettim. Kendine gelmiş görünüyorsun.

O esnada banu geldi ve yanıma eğildi

Iyi misin sude?

İyiyim

+arkadaşın geldiğine göre bende derse gidebilirim tekrar geçmiş olsun sude "dedi ve beyaz ışıkta kayboldu erkek bir melek olmalıydı. Çok etkilendim galiba.

Adımı biliyor banu Adı mı biliyor

Sude sana iyimisin diye seslendiğimde adını söyledim  ve duydu ve sana o yuzden adinla seslendi  kalk gidelim. Ders başladı 12 dakika oldu bu arada aynı sınıftayız.
Dedi. Vayy be kadere bak. Hem hayallerimin erkeğini hemde güzel bir can dostu bulmuştum.
Belkide bunları söylemek için erkendi ama okulu sevmek için güzel bir sebebti.

Ve sınıfa girdim gözler yine açlıktan bayılan fakat basketbol topunu bahane ederek yere yığılan pembe domuzdaydı.

Geç kaldık özür dileriz hocam diyerek arka köşeyi sahiplendik. Burası ticaret meslek liseleri gibi değildi öne oturmuş herkes defter tutup tahtaya bakıyordu. Sanırım sürüyü bozan bendim onlar inek gibi bir kümedeyken ben onlarda ayrı bir çiftlik olan soyunun son örneği bir domuzdum.

PEMBE DOMUZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin