aynalarla barış

21 3 2
                                    

Zayıflamama 2 ay vardı. Diyetisyenim olacak kadın biraz abartıyordu. 2 ayda 15 kiloyu nasıl verebilir insan. Diye düşünüyordum. Doğru yeni diyet listesini görünce 30 kilo bile verebileceğim barizdi. O yüzden  tek güvencem yeni diyet listesi. doktorum, bana verdiği listeyi çok uzun hazırlamış. Keşke bunun yerine beyaz bir kâğıda hiçbir şey yeme yazsaymış. Ogün sayısını 2 ye düşürmüş. Ismini bilmediğim bir dolu sebze meyve mevcut. Yediğim hiçbir şeyi yazmamış. Yazdıklarını alacak param yok. diyet değil artık bu bir grev. Annemgile yük olmaktan bıktım. Zaten özel okula gönderdikleri icin çok kızıyorum. Onlardan para isteyemem artık. Geçenlerde ekmek almaya giden babam annemden 5 kuruş istiyordu. Çok üzülmüştüm. Annemle babamı dinlemek benim hobilerim arasında. Ama duyduklarım çok acı oluyordu bazen. Başa  çıkmakta  zorlandığım  Kilom, yoksulluk ise bir yandan saldırıyordu. elbette hint fakiri değiliz. Ama ev kirası, vergiler yiyecek masrafları gerçi yeni diyet listeme göre evden 1 lokma eksildi artık. Özellikle de okul için çekilen toplu kredi miktarı 25 milyar.  Aranızda zenginler varsa onlara bu sayı solda sıfır eminim. Ama gerçekten çok zorluyor 5 yıl taksitle ödenecek bir borcun altına girdiler. Kim için? Benim gibi tembel biri için.
Aynalarla barışmalıydım artık. sanırım. Kendimde ki özgüveni açığa çıkardım. Şimdi sadece kendimi kanıtlamam lazım.
Yarı zamanlı çalışmak en doğru karar olacaktı. Yalnız bu kararı  anneme söylemek istemiyorum. Babam bilse de önemli değil. Evin direği annemdi. Bundan 3 yıl önce yani ben ortaokuldayken maddi durumumuz çok iyidi babam ilaç pazarlama şirketinde çalışıyordu. Annemin aksine üniversite tahsilini bitirmiş. Ve özel bir firmada çalışıyordu. evde o zaman babamın sözü geçiyordu. Tabi özel şirket işleri bilirsiniz?  sonuç: babam kovuldu. Annem başta üzülmüştü. Ama bence fırsat bekliyordu. Roller değişti. Annemin içindeki dominant kadın ortaya çıktı. Babam birkaç iş daha bakmıştı ama bulamadı. Bulduğu işlere de uyum saglayamadı. Annemle babam evde yaşanan  kavgalar nedeniyle  boşanma derecesine gelmişti. Annem kardeşime hamile olduğunu öğrenince, babamla tekrar birleştiler. Ve boşanma mevzusu kapandı. babamdan habersiz biriktirdiği paralarla şimdi ki iş yerimizi açtı. Dolayısıyla evde de işte de patron annemdi.
.
Hazır hissetiğim an bir iş bulup çalışmalıydım.
Annem gibi bir kadın olmak istemiştim hep, kavga etsekte gerçekten güçlü bir kadındı. Ve havada uçan terliğini asla ıskalamazdı keskin bir nişancı kendisi.

Sindirim sistemi ve tiroit hormonu için geliştirilmiş ilaçlarımı içtim. Doktor Akşam yürüyüşü yapmamı söylemişti. Havalar soğumaya ,ağustos böcekleri göç etmeye, yapraklar sararmaya başlamıştı. Bugün 21 Ekim salı yaklaşık 15 gün sonra kar bekleniyordu. Hava durumu haberinde kışın erken geleceğinden söz ediliyordu. Kış bastırmadan kar gelmeden yürüyüş yaparak kalan günleri değerlendirmem gerektiği kanısına vardım.

Saçlarımı at kuyruğu yaptım. Eşorfmanımı giydim. yavaş yavaş giysilerim bol gelmeye başlıyordu. 1 ay önce üstüme  oturan esorfman simdi gevşemiş görünüyordu. bugün akşam üzeri yağmur yağacağını bildiğimden yanıma şemsiye  alacaktım  ama evde bir tane bile yoktu. meterolojiye bazen inanmamak lazım bazen hava durumu yanlış oluyor degil mi?
Ve evden çıkıp bisikletime yöneldim 2 haftadır okula bisikletle gidiyorum. Bu tarz bir Bisiklet genelde dağcıların tercih ettiği büyük bisikletlerden. Beni ancak böyle bir bisiklet tartabilir.

Bisikletle  evin ordaki iki duragı geçtikten sonra bayır aşağı sabit hızda ilerlerken, borayı gördüm, tam yanımdan teğet gecti. Adım  kadar eminim onun bora olduğuna. Evine mi gelmişti Acaba? Burada lüks 2 katli mustakil bir ev var galiba boraya ait. Arkaya bakakalmıştım. Bisikletin ön tekeri kaldırım taşına çarptığı gibi uçtum. Domuzlarında kanadı olur mu? Demeyin!.

Yüz üstü kapaklandım kol dirseklerim soyulmuş, dudağım patlamıştı. Ağlamak istiyordum canım yanıyordu. Ayrıca esorfman bacak arasından kalçaya doğru yırtılmıştı. Kalkmayı deniyordum avuç içlerime kaldırımın köşesinde kırılan cam şişenin parçalar girmişti. Onlarda daha çok acıyordu. Ağlamaya başladım. Yağmur yağıyordu. Birden gökyüzü üstüme bardak bardak yağmur serpiştirmeye başladı. Saat 18.30 tu yanımda sokak lambası vardı ışığı oturduğum yere düşüyordu. Hâlâ ağlıyordum. Başımı öne eğdim yağmurun dinmesini bekliyordum. 10 dakikadır. Buradaydım ve aralıksız yağmur yağıyordu. Burası ara sokaktı. Allahtan kimse gelip gecmiyordu. Resmen pantolonum yırtıktı. Üstümde tisort vardı ama yanima hirka almistim. Biraz daha iyi hissettim kalkıp eve gitmeye karar verdim ki, Birden sokak lambası patladı sandım. Üzerime kara bir bulut mu çöktü? Yoksa ölüyor muyum?

Başımı kaldırdım bu bir şemsiye başımın üstüne sabitlenmiş bir şemsiye kafamı şemsiyenin altından çıkardığımda kaldırımın üzerinde bir kutu yarabandı dur bi dakika bunlar nerden geldi? Allahım bu kuluna acıyıp sen mi yolladın?

Etrafa bakındım. Boraaaa

Bunları koyan boraydı. Üzerinde lacivert şapkası çekilmiş  kapşonlusu vardı. Islana ıslana gidiyordu. Bayırdan aşağı iniyordu. neden bana yardım  ediyorsun ki neden? Neden benim için ıslanıyorsun neden? Sana karşı kötü olan benim ama güzel olduktan sonra hep seninle olacağım bora bekle beni!
Onu seviyorum çünkü ona her ne kadar  kötü davrandıysamda o bana karşı hep iyi kalpli  prensti.

Oturduğum yerden kalktım kalçama bağlandığım hırka kiloma kilo kattı. Bisikleti sürecek durumda değildim.
Bisikleti soluma alıp eve yürüyerek gittim. Bora içimi huzursuz ediyordu. Acaba çok mu ıslandı? Yağmur dinmişti gerçi.
Ona teşekkür  etmeliydim. Neyse en dogrusu yarın Ona teşekkür etmek.

Şişman girl geliyor çekilin yoldan!!!!

PEMBE DOMUZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin