"Biliyor musun?Kendimi çok yalnız hissettim."dediğim an sarıldı bana...Hiç bırakmayacakmış gibi....Sarıldı..
"Ne yemek istersin?"dediği an aç bir kurt gibi :
"Pizzaa."diye bağırdım.Sesimin çok çıktığın anladığım da utanarak:
"Hıım şey ben bir şeyler koyayım."dedim hemen mutfağa koşarak.Ama bir sorun vardı.Bardaklar çok yukardaydı ve benim boyum kısaydı...Çözümü yanımda duran sandalyeyle buldum.Hayalim onun üstüne çıkıp bardakları almaktı.Tabi o kadar kolay olmadı.Tam bardakları almaya çalırken dengemi kaybettim ve kendimi Emir'in kolları arasında buldum.Yine beni kurtarmıştı.
"Yüzündeki yara izini hiç farketmemiştim."dedi beni indirirken.
"Bir kazada oldu."dedim.Boğazım düğümlenmişti...Gözlerim dolmuştu.
"Ablamı kaybettiğim kazada..."
"Ben..Ben çok özür dilerim."
"Anlatmak ister misin?"dediği an evet anlamında kafamı salladım.Çünkü gerçekten konuşmaya ihtiyacım vardı...
Bütün her şeyi ayrıntısına kadar anlattıktan sonra...
"Biliyor musun?Kendimi çok yalnız hissettim.Çok çaresiz.."dediğim an sarıldı bana..Hiç bırakmayacakmış gibi..Sarıldı.
"O zaman sadece ağlayacak bir omuz,yaslanacak bir omuz istiyordum."dedim.Sesim hıçkırıklarımın arasında kaybolmuştu..Hafifçe baş parmağıyla göz yaşlarımı sildi..
"Ağlama.Sakın ağlama.."dedi ve bana yine sarıldı..Kokusu o kadar güzeldi ki...
"Bu kanatsız kelebek ömrünün yettiği kadar yanında olacak."
"Söz mü?"
"Söz.Kanatsız kelebek sözü."dedi ve kalbimin ritmini değiştirdi.Hayatım boyunca hiçbir kişi bana bu kadar değer vermemişti.Hiç kimse böyle kalbimin ritmini değiştirmemişti..Ne oluyordu bana,bu küçük kalbim niye bu kadar heyecanlıydı?
Bu duygusal anın büyüsü kapının çalmasıyla sona erdi.Ben elimi yüzümü yıkamak için lavaboya gittiğimde Emir de pizzaları almıştı.Aynada kendime baktığımda gerçekten hiç iyi değildim.
"Hadi!Pizzalar soğuyacak ya da benim mideme gidecek."dediğini duyduğum an istemsizce güldüm...Kanatsız Kelebek gerçekten beni güldürüyordu...
"Geldiim."dedim biraz daha da iyi olduğumu belli etmek istercesine.
1 saat sonra..
O kadar çok yemiştim ki...Gerçekten midem kırmızı alarm veriyordu.
"Ben artık gideyim.Mâlum yarın okul var."
"Ben gelmeyeceğim."dedim kararlı bir şekilde.
"Sana sorduğumu hatırlamıyorum."dedi ve kapıyı kapatıp gitti.Neydi bu şimdi.?
Emir gittikten sonra çalan telefonumla irkildim.
Boraşkım arıyor..
"Bora??"dedim heyecanlı bir sesle.Bora kim derseniz çocukluk arkadaşım.İlkokul,ortaokul bütün okul hayatım boyunca yanımda olan Bora.Kendisi Eskişehir'de okuduğu için ara sıra telefonda konuşuyorduk.Ve şimdi beni arıyordu..
"Aşağıdayım gelsene..!"Bora burda mıydı?
Bora'nın dediğini duyduktan sonra üstümdekileri önemsemeden aşağıya koştum ve oradaydı...Hiç değişmemişti...
Koşarak Bora'ya sarıldım.Çok sarılmış olacaktım ki!
"Nisacığım,canım ölücem galiba,bıraksan."
"Sus!Çok özledim oğlum ya."
"Ee napalım?Sen gelmedin ben geldim."
"Nasıl yani?"
"Senle kalıyorum yani."
*
Borayla odama geçmiştik,o yerleşirken ben de ona bütün her şeyi anlattım.Emir'i de...
"Öyle yani Boraşkım,yaşayıp gidiyoruz."
"Vay be..."dedi iç çekerek..
Ertesi Sabah:
"Hadi kalkacaksın kızım inşallah!"Bora'nın bana çemkirmeleriyle uyandım.
"Biraz daha.."dedim uykulu bir sesle..
"Saat 09:30 Nisacım,kalkar mısın yoksa..."elinde su bardağıyla bana yaklaşıyordu.
"Tamam,tamam kalktım."dedim ve giyinmeye gittim.Üstüme boğazlı kırmızı bir kazak,altımada siyah bir pantolon giydim ve Bora'nın yanına gittim ama Bora çıplaktı.Yani üstü yoktu..
"Boraaa,bu ne hal oğlum ya!"dedim gözlerimi kapatarak yanına giderken..Ama birazcık görmüştüm.Bora'nın vücudu çok gelişmişti...
O arada kapı çaldı ve kapıyı açtım.Emir'di.
"Kimmiş?"dedi Bora yanıma gelerek.Ve işte fırtınalar koptu.Bora'nın üstünde bir şey yoktu ve Emir bunu görmüştü.Emir hiçbir şey söylemeden çekip gitti.Kim bilir ne düşünmüştü...
"Bana sakın bu çocuğun Emir olduğunu söyleme."dedi Bora ürkekçe.
"Emir..Evet o Emir."dedim sinirle ve hemen yurttan çıktım.Neden çıplaktı ki?..
Emir'e bütün olayı anlatmalıydım.Peşinden koşarken bir köşeye döndüm ve Emir'i gördüm...Tam yanına gidecektim ki...Yanında o bana bulaşan sürtüğü gördüm ve koşarak oradan uzaklaştım..Okula geldiğimde sürtük kız önümü kesti..
"Sana heveslenmemen gerektiğini söylemiş miydim?"dedi alaycı bir sesle.
"Git başımdan."
"Gitmezsem nolur!"
"Git dedim sana."
"Ah o Emir'in seni kurtaramaz artık!Emir beni sevdiğini söyledi biliyor musun?Bana deliler gibi aşık olduğunu."dedi ve gitti.
Gözlerim dolmuştu.Neden ağlıyordum ki?
Sınıfa gittiğimde Bora en arkada oturuyordu.
"Nisa?Bana bak noldu?"endişeli bir sesle.
"Bir şey olmadı."dedim sesim hıçkırıklarımın arasında kaybolurken.
"Noldu prenses?Söyle.."
"Sonra konuşsak?"dedim ve sıraya kafamı koydum.Bugün okulda toplantı olduğu için 2 ders vardı.Ben de iki dersi yarım yamalak dinlemiştim.Teneffüsteydik ve Bora yanıma geldi.
"Parti varmış,herkes onu konuşuyor.Gider miyiz?"dedi hevesle.Aslında gitmek hiç istemiyordum ama biraz kafamı dağıtmaya ihtiyacım vardı.
"Bilmem,bakarız."dedim.
*
Dersler bitmişti ve biz Borayla yurda gidiyorduk ki.Bora kolumdan çekip karşıda duran mağazanın içindeki elbiseyi gösterdi.Ve beni zorla kabine sokup denettirdi.Elbiseyi giydiğimde uzun zamandır elbise gitmediğimi farkettim.Kırmızı kadife elbise bütün vücudumu sarmıştı ve bacağında ufak bir yırtmaç vardı.Ürkerek de olsa kabinden çıktım.Bora beni her ayrıntıma kadar inceliyordu.
"Tamam,alıyoruz."
"Ne?"
"Diyorum ki elbise çok güzel oldu,alıyoruz."dediğinde hafifçe gülümsedim.Bora çocukluğumdan beri bana hep iltifat ederdi.Üstümü değiştirip kasaya gittiğimde:
"Sen bir şeyler almayacak mısın?"dediğimde elinde duran poşetleri gösterdi.
"Ben çoktan aldım."dedi ve beraber ellerimizde poşetlerle yurda doğru yola koyulduk.Parti bu akşamdı ve ben hiç hevesli değildim.Sırf Bora çok ısrar ettiği için kabul etmek zorunda kalmıştım.
"Nisacığım hazırlanman için bir-bir buçuk saatin var."dedi elindeki poşetleri bana doğru uzatarak.Poşetlerin içinde elbisem,topuklu ayakkabı,çanta,makyaj malzemesi her şey vardı.Bora her şeyi düşünmüştü.Yaklaşık kırk-kırk beş dakika sonunda hazırlanabilmiştim.Gözlerime hafif bir göz makyajı yapmıştım.Saçlarımın uçlarını da hafif dalgalandırmıştım.Zaten elbise yeterince abartılı olduğu için çok bir şey yapmama gerek kalmamıştı.Ayağımda olan topukluların verdiği zorlukla Bora'nın yanına gittim.Bora da giyinmişti ve gerçekten çok yakışıklıydı....
•
Devam Edecek..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Papatya Meselesi
ChickLitNisa'nın küçük kalbinin aşk hikayesi.Bir günlük ömrü olan kelebek ya papatyaya aşık olursa?..